Yarından itibaren bin 825 kıymetli gün
Bugün başlayacak olan yeni dönem, siyasal tarihimizin en önemli değişim anını temsil ediyor. Cumhuriyet’in kuruluşundan çok partili hayata kadar devam eden süreçte de bir tür başkanlık modeli uygulanmış olsa da şimdi adım atmakta olduğumuz dönem yine de benzersizdir. Çünkü şimdi olanlar, modern zamanlarda ve küreselleşmenin dijital imkanların genişlemesiyle birlikte mükemmelleştiği bir çağda yaşanmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sahip olduğu yönetme kapasitesi ve imkanları bu açıdan hem yüksektir hem de Türkiye toplumunun ve dünyanın doğal denetleme gücü nedeniyle aynı zamanda sınırlıdır.
Yetki ve sorumlulukların tek elde toplanması icraat açısından büyük bir imkan sunmakla birlikte, sistemin içinde yetersiz kalan denetleme fonksiyonunun şimdi tanımlanmamış olduğu gerçeği de Cumhurbaşkanı’na ağır bir sorumluluk yükleyecektir
Biraz karmaşık olduğunu kabul etmek lazım çünkü henüz sistemin nasıl yürüyeceği belli değildir. Buna ilişkin ilk işaretleri bu akşam açıklanacak kabine ve bu kabinenin çalışma prensiplerinden anlayacağız. Elbette hepsinin üzerinde Cumhurbaşkanı’nın sevk ve idare etme tarzını görerek…
***
Bu noktada, 16 yılın icraatını veri alarak peşinen iyimser veya kötümser önyargıda bulunmak da doğru olmaz. Zira, geride kalan yıllarda Türkiye’nin çok parlak zamanları ve üstesinden gelmekle övüneceği çok işler olduğu gibi çözemediği ve hatta derinleştirdiği meseleleri de olmuştur. Başkanlık sistemi de zaten bu çözümsüzlükleri hızlı ve kolay karar alarak halletme iddiasıyla kabul edildi.
Çözüm bekleyen veya daha da derinleşmesinin engellenmesi gereken meselelerin ne olduğunu hepimiz yazıyoruz. Zaman zaman, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere iktidar sözcüleri de bu sorunlarla yüzleşiyorlar. Hangi alanlarda problem olduğu konusunda bir fikir ayrılığı görünmüyor. Ekonomi, demokrasi, eğitim, tarım, dış politika ya da spor… Mesele hangisinin öncelikli olduğudur ki bu da önümüzdeki 5 yıllık uzun süre için büyük bir tartışma konusu sayılmaz. Hepsinin çözümü için yeterince vakit vardır. Önümüzde, yarın sabahtan itibaren bin 825 değerli gün bulunuyor. Yeterince tecrübeye da sahip olunmadığı da herhalde söylenemez.
Başkanlık sisteminin tek tek sorunlu alanlarda başarılı olması yani bu sorunları çözmesi veya hal yoluna koyması büyük bir beklentidir. Özetleyecek olursak bu; güçlü bir demokrasiye sahip, eğitim problemini dünya gerçeklerine göre çözmüş ve gayet tabii ekonomik kırılganlık riskini azaltmış bir Türkiye hedefini gerçekleştirmektir. Neticede bütün üniteler bileşik kaplar gibi birbirinin seviyesine bağlı olduğuna göre bir meselede ilerleme kaydetmek diğerinde de ilerlemek anlamına gelir. Ya da tersi…
Her alanda iyi bir seviye yakalamanın formülünü öteden beri ‘Yeni Türkiye’ olarak tanımlayanlar için -ki bunlardan birisiyim- ise makro rakamlardan temel hak ve özgürlüklere, kaliteli eğitimden prestijli bir dış politikaya kadar her alanda yükselişin aslında tek bir amacı vardır. O da toplumun her kesiminden insanların yüzünün gülmesi ve gelecek kaygısı taşımamalarıdır.
Yeni Türkiye, etnik ve kültürel kimliği ne olursa olsun herkesin her şeye eşit erişim hakkıdır. Sağcı-solcu, dindar-dindar olmayan, Alevi-Sünni, İstanbullu-Anadolulu, milliyetçi-liberal, başörtülü-başörtüsüz bütün verili durumların ve bütün tercihlerin hem kamu imkanları karşısında, hem de özel hayatta eşit erişim hakkına sahip olmaktır. Herkese ve her siyasal kimliğe eşit erişim hakkı… Başkanlık sisteminin en büyük başarısı bu duyguyu hakim kılmak olacaktır.
Sabırla, dikkatle ve muhakkak karşılıklı anlayışla bu hedefe yürümekten daha işe yarayan bir planı olabilir mi?















2020 yılında şubat 29 gün olacağı için yazı başlığının 1826 kıymetli gün olarak düzeltilmeli
Yanıtla (0) (0)"engineer" rumuzlu yorumcu...Benim dinim din, senin dinin din degil. iste insanlari hic geregi yokken birbirine dusman eden bir soylem. Kim neye isterse inanir, sana ne kardesim? Herkesin inancina saygi duymayi ogren sen ilk once.
Yanıtla (0) (0)Abi patates soğan ne zaman ucuzlar acaba? Sen bu işlerden anlarsın. ;)
Yanıtla (0) (0)'engineer', şimdi sen niye başkasının inancına sardın ki?
Yanıtla (0) (0)Basinin ve ülke vatandaşlarinin özgürce haber verme ve kritik yapma imkani olmazsa hic bir gün değerli değildir. Bekleyip göreceğiz.
Yanıtla (0) (0)alevilik bektaşilik İslam dninin tarikatlarından hak bir tarikattır,Bektaşi Veli ismi gibi "Veli" dir yani veliyyullahtandır, ancak şimdilerde alevilik dini icadedildi, Alisiz alevilik, peki bu dinin kitabı ne,kıblesi nere,peygamberi kim, tarihte hangi milletler bu dindendir var mkı? yok, şamanizm var, budizm var, totemizm var ama alevilik dini diye bir din yoktur,var diyorsanız lütfen açıklayıcı bilgi veriniz.
Yanıtla (0) (0)Gitmez... İyiye gitmez...
Yanıtla (0) (0)Yoksulluk yolsuzluk yasaklarla mücadele dolu günler olmalı dünya gençlerinin gelmeye can atttığı refah huzur özgür ülke için çalışılan günler olmalı
Yanıtla (0) (0)fikren muhalif olan bürokrasinin, devlet işini yaparken ''çalışkan'' davranmasını nasıl başarırız? cumhurbaşkanlığı sistemini reddeden öğretmenlerin ''öğretme işini'' yeterince yapmalarını? kamuda pişmiş kalifiye eğitim personelinin özel sektöre nasıl kaptırılmayacağını?
Yanıtla (0) (0)Yeni türkiye deyip , ötekileştirme duygusu yaratmadan yeni Türkiye ile hedeflenen amaçlara ulaşılamaz mı ki toplumu ikiye böldük. Dilin değişimi hayırlı olur.
Yanıtla (0) (0)Inanılır gibi değil. Sen nerdesin ya. Yazıyı anlamamışsın bile. Kendi kendine wishful değerlendiriyorsun. Komik.
Yanıtla (0) (0)Erdogan tek yetkili ama isler iyi gitmezse sorumlu degil. Dis mihraklar, ust akil, faiz lobisi, wikipedia sorumlu.
Yanıtla (0) (0)Ermeni cemaatinin sectigi dini lideri kovup yerine kayyum atayan, Aleviligin din olmadigini iddia eden, universitlerde dusunce ve ifade ozgurlugunu kullanan ogrencileri tutuklayan, hicbir delil veya iddianame olmadan gazetecileri, aydinlari zindanlara atan, onbinlerce kisiyi bir sebep gostermeden isten cikarip magdur eden bu iktidar mi esitlik getirecek "Yeni" Turkiyeye. Persembenin gelisi Carsambadan bellidir sozunu duymadin mi hic?
Yanıtla (0) (0)Ingilizlerin deyisiyle yazdiklariniz "wishful thinking", yani verilerin mumkun oldugunca objektif analizi yerine, kendi isteklerinizi/arzularinizi gercekmis sanma hali. Boylece batisa katkida bulunuyorsunuz. Soylediginiz hicbir sorun (egitim, ekonomi, hukuk devleti, demokrasi, esitlik ve ozgurluk, toplumsal huzur vb) baskanlik sisteminin gerekcesini olusturan hizli karar alip uygulamayla cozulebilecek sorunlar degil; tam tersine toplumsal katilimla, enine boyuna derinlemesine tartisarak uzlasmayla cozulebilecek sorunlar. Turkiyenin temel sorunu kurumsuzluk, baskanlik sistemi de kurum uretemez.
Yanıtla (0) (0)evet ama Mustafa Karaalioğlunun yeni Türkiye hayalinin üzerinden de altından da çok sular aktı. Bu kavramı bir güzel kullanıp kirlettiler. Yazarın suçu ne !
Yanıtla (0) (0)Yeni Türkiye, etnik ve kültürel kimliği ne olursa olsun herkesin her şeye eşit erişim hakkıdır. Sağcı-solcu, dindar-dindar olmayan, Alevi-Sünni, İstanbullu-Anadolulu, milliyetçi-liberal, başörtülü-başörtüsüz bütün verili durumların ve bütün tercihlerin hem kamu imkanları karşısında, hem de özel hayatta eşit erişim hakkına sahip olmaktır. Herkese ve her siyasal kimliğe eşit erişim hakkı… Buna tam katılıyorum.
Yanıtla (0) (0)Ahmet Necdet Sezer in Cumhurbaşkanlığından sonra, Tayyip Erdoğan zaten tek başına Türkiye yi istediği gibi bu günlere getirdi.Abdullah Gül,adet yerini bulsun kabilinden o makamda idi ama Erdoğan ın gölgesinde kalıyordu.CB de Badbakan sa Erdoğandı.Yani Erdoğan ne yapmak istedi de kim engel oldu? Henüz nasıl bir idare olacak kendi de bilmiyor, hele bir de Bahçeli ile takışırsa bakın şenliğe. Böyle bir yönetim e güven duyup yatırım yapan çıkar mı göreceğiz,yoksa işler gelecek seçim e kaldı
Yanıtla (0) (0)bu tarife "keşke'"den başka ne denir? Yeni Türkiye lafını Karaalioğlu başımıza sardı. şimdi ehil olmayan ellerden kurtarmaya çalışıyor. keşke kurtarabilse
Yanıtla (0) (0)