Türkiye’nin Rusya, Çin ve Hindistan meselesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk Akım açılış töreninde Rusya ile ticaret hacminin artırılması için söylediği şey sıradan gelebilir ama Türk ekonomisinin geleceği açısından olmazsa olmaz önem arzediyor. Erdoğan, Rusya ile 100 milyarlık dış ticaret hedefi açıkladı. Bu rakam mevcut hacmin yaklaşık 5 katını ifade ediyor. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı hemen her ülkeyle benzer ticaret hedeflerini; yani 5-10 kat artış beklentisini dile getiriyor.
Rusya 2017’de Türkiye’ye 18 milyar Dolar’ın üzerinde ihracat yaparken, 3.4 milyar Dolar ithalat gerçekleştirdi. Aradaki açık 15 milyar Dolar seviyesindedir. Tek başına en fazla dış ticaret açığı verdiğimiz ikinci ülke Rusya’dır. En çok açık verdiğimiz ülke listesinin başında ise 25.4 milyar dolar ithalata karşı sadece 2.3 milyar Dolar ihracat yapabildiğimiz Çin bulunuyor. Bir aşırı dengesizlik de Hindistan’la yaşıyoruz. Sadece 750 milyon dolar ihracata karşılık 6,2 milyar Dolar ithalatımız var.
Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki dış ticaret dengesi ise bu üç ülkenin toplamının altındadır. Türkiye AB ülkelerine yılda 58 milyar Euro ihracat yaparken bu ülkelerden toplam yıllık ithalatı 71 milyar Euro civarındadır. Türkiye ihracatının yüzde 45’ini AB pazarına yapıyor. Aleyhimize denge 13 milyar Euro’dur.
AB ile ilişkiler sadece dış ticaret başlığında yürümüyor. Son 16 yılda Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımın 73.8’i de AB bölgesinden geldi. Bu coğrafyadan 112.3 milyar dolar yatırım çekmeyi başardık.
Düne dönelim… Rusya ile son dönemdeki siyasi ilişkilerin seviyesi hesaba katılırsa Türkiye aleyhine dengenin büyük bir haksızlık olduğu da görülür. Ne var ki ekonomik ilişkiler de siyasi ilişkiler gibi iyi niyet ve kara kaş kara göz esasına dayanmıyor. Önemli olan bilek gücü; yani ekonomi sözkonusu olduğunda pazar üstünlüğü sağlayıp sağlayamamakla ilgilidir.
Türk işadamları Rusya, Çin, Hindistan gibi dev pazarlara üretimleriyle; yani ihracat gücüyle giremiyor. Bu pazarlara mal satamıyoruz ve dış ticaret dengesi sürekli ve artan oranlarla aleyhimize büyüyor. Sadece bu üç ülkeyle yıllık dış ticaret açığımız 42-43 milyar Dolar’ı bulmaktadır. 76.8 milyar Dolar’lık toplam dış ticaret açığımızın yarıdan fazlası… Bu tablo da gösteriyor ki sanılanın aksine bizi Batı emperyalizmi sömürmüyor! Bir de Türkiye’nin toplam dış ticaret açığını finanse etmek ve içerideki refahı korumak için; mesela, kaliteli cep telefonu kullanırken, köprü yol, havaalanı yaparken ihtiyaç duyduğu yabancı finansman ihtiyacının yüzde 75’inin Avrupa kaynaklı banka ve fonlardan geldiğini eklersek durum daha iyi anlaşılır.
Dolayısıyla, Türkiye’nin Rusya-Çin-Hindistan pazarına girmesi hayati önem taşımaktadır. Yoksa bu dengesizlik hali ekonomi için ileride daha büyük açığın sinyallerini veriyor. Pazar girmek için de Şangay örgütüne dahil olmak gerekmiyor. Bizimle ticari ilişkileri güçlü olan AB ülkelerinin tamamına yakınının Rusya, Çin ve Hindistan’la ticari ilişkilerindeki denge çok iyi seviyededir. Yani, rekabet ve kalite şartlarını yerine getirebilen her ülke dünyanın her yerine mal satabiliyor. Türkiye de AB pazarında ulaştığı satış hacminden de anlaşılacağı gibi kalite açısından avantajlı durumdadır. Şu halde ihracatçı şirketlerin bu pazarlara odaklanması ve uzun vadeli hedeflerle pay artıracak stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde denge giderek aleyhimize daha da açılacaktır.
Hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmemesi başka mesele ama Erdoğan “100 milyar” diyerek doğru yapıyor. Ticaret hacimleri büyümeli ve aradaki denge de düzelmeli. Aksi halde, mevcut rakamlar büyük bir riskin habercisidir.















Ornegib, Kazakistanda markette İtalyan kivisi görünce aklıma Rize'den gecerken gördüğüm Kivi birligi tabelası gelmisti. Turkiyede 6 tane kivi birligi var ama İtalya daha pahalıya ve daha kotu ürününü KazakistanA satabilirken biz ancak seyrederiz. Çin'in her ülkede devlet destekli Çin pazarları ve cok ucuza kargo hizmetleri var. Hamaset ile ihracat olmuyor.
Yanıtla (0) (0)Turkiyede ki firmalar ihracatçılar 3. Sinif tüccar mantıgi ile hareket ediyor bu kafa ile hicbir Pazar'da yer elde edemeyiz. Avrupa'ya mal satmamızın nedeni bizim başarımız degil. Avrupa'ya yakın olduğumuz icin Avrupalı çaba gösteriyor bizden almak icin.
Yanıtla (0) (0)Yahu Ak partiden önce uzaya gitmemize ramak kalmıştı da biz bilmiyorduk meğer. Kuzey Irak'ta cirit atan İha'lar da o devirde yapılmıştı belki.. Müzmin muhalefet gülünç duruma düştüğünü dahi göremeyecek kadar nefret dolu...yazık ki yazık...
Yanıtla (0) (0)Hindistan'da tepedeki 100 milyon bir İtalya ediyor nerdeyse. Fena değil. Sonuçta iyi bir otomobil pazarı mesala. Üstelik büyüme hızları da iyi. ABD Çin'e karşı beslemeye devam edecek onları. Afrika daha olmadı ama onlar da 4 milyar nüfusa sahip olacak 2100de. Düşün ona buna talebi. Şimdiden yer kapmakta yarar var. ABye ucuza tv, fındık satarak nereye kadar? Fas ben de TV yapıyorum dese bitti gitti pazar.
Yanıtla (0) (0)Beynin almıyor eğridir dağ komando okuluna komando eğitimi için 2,5 km camili yayladan dağın zirvesine tamamı yerli kumanda odası elektronik sistemi dahil domuz arabaları ile montajı yapılıp teslim edilmiştir sonrası diğer tesisler yapılmıştır STFA'dan mazhar yüngül hoca İTÜ'den mustafa hoca dizayn proje imalat safhası ne oldu şimdi bunlar yetişmiyor...
Yanıtla (0) (0)Rusya,Çin ve Hindistan açlıktan ölmekle hastalıktan kırılmak arasında kalmış ülkeler.Petrolü olmasa Rusya dünya için tehlikeli olacak kadar fakir bir ülke.Çin'in büyük kısmı hala pirinç lapasıyla zar zor besleniyor.Hindistan'ın durumu malum...Yahu fakire ne satacaksın ki zengin olacaksın.Adamın biri yüksek lisans yaparken Fransa'da dalga geçmişler ,o da ego yapmış Avrupa düşmanı olmuş.Şimdi de ülkeyi saçma sapan işlerle oyalıyor,Rusçuluk oynuyor,basına da ayar veriyor.Ne işlere kaldık...
Yanıtla (0) (0)Sorun üretim maliyetleri olmasın ? İşgücü Türkiye'den daha ucuz olan ülkelere mal satamıyor olmamız bunu gösteriyor bence. Rusya'dan alınan gaz ve petrol büyük meblağlar tutuyor, anlaşılır da, Çin ve Hindistan bize ne satıyor da bu kadar açık veriyoruz ?
Yanıtla (0) (0)evin, dünya standartların çok altında ve dünya maliyetlerinin çok üstünde üretime üretim denmez. üretimi fetiş haline getirmeyin. önemli olan satıştır. satabiliyorsan üretmek anlamlı. satış için de ya farklı (özgün tasarım işi), ya düşük maliyetli ürün üretmen lazım. maliyetimiz her zaman çinden ya da hindistandan yüksek olacak. tasarımı da beceremiyoruz. hiç beceremedik, islamcılarla ilgisi yok, devletçi ve baskıcı kültürle ilgisi var. ha askerler üretim derken bize içeride bir tank motoru yapın, maliyeti mühim değil, kimseye hesap vermeden ka
Yanıtla (0) (0)Çin,den TSE standartlarını karşılamayan ürünler,yasak olmasına rağmen giriyor.Fason ürünler Alman malı diye internetden satılıyor.Dünyada ,çakma mallar yasak olmasına rağmen,ülkemiz 2.sırada.Girdiğim.kırtasiyeci bir marka istediğimde,çakma mı orijinalı mı diye sormuştu.Buralarda rüşvet mi dönüyor? da,çakma,kalitesiz çöp ürünler ülkeye girip,sanayimizi çökertti.Yasal olmayan yollarla,ülkeye mal sokan ,vatan hainidir ama bugüne kadar neden hiç kimse yakalanmadı?
Yanıtla (0) (0)12.18 en azından kendi kağıdımızı üretiyorduk. şimdi onu bile beceremiyoruz.
Yanıtla (0) (0)hani türkiyede yaşamasak yiyeceğiz. yüzde yüz yerli telesiyej. vay canına!
Yanıtla (0) (0)1980 sonrası eğirdir uludağ erciyes tesislerine yüzde yüz yerli teknoloji ile telesiyej tesisleri kurmuş otomotiv'de robot sistemleri kurarken ucuz çin vs ülkelerin pazarı olduk bu gibi ülkelerden ithalatı kıs teknoloji üreten ülke olmalısın bırak bu beton ekonomisiyle bir yere varamazsın...
Yanıtla (0) (0)İslamcılar ile Türkçüler'in hakim olduğu, ticaret değil güvenlik odaklı bir toplumda bu olmayacak duaya amin demek elbette. Sen İslam ve Türk olmayan tarihi görmezden gelirsen; meşrebine göre bir Batı'ya, bir Arap'a, bir Çin'e atarlanıp durur, Afrika'yı, Hindistan'ı küçümseyip sürekli içine kapanık yaşarsan, ülkenin tek derdi (40 yıldır çözemediğin dolayısı ile bariz yanlış yolda olduğun) PKK imiş gibi davranırsan ülkenin lokasyon avantajını sıfırlarsın doğal olarak.
Yanıtla (0) (0)halbuki üretim fışkıran bir ülkeydi türkiye 2002ye kadar. tam çine aya gitsinler diye roket veriyorduk ki islamcılar geldi.
Yanıtla (0) (0)türkiye çine ne satacak ki? biz bile ithal ediyoruz herşeyi. desteklediğiniz kişiler ülkede üretimi bitirdi. uyanın demeyeceğim size zira artık çok geç...
Yanıtla (0) (0)Bir de joker sektörümüz var: turizm. Türkiye'deki tarihi birikim başka ülkede yok. İnsanlığın gelişimini Göbeklitepe'den alıp günümüze kadar ülke değiştirmeden izleyebileceğiniz tek ülke. Kadeş de burada, Karun, Thales, Pavlus , Konstantin, Divriği , Mevlana , Topkapı , Rüstempaşa da. Unique. Açık ara bir numaralı turizm ülkesi olabiliriz, olmalıyız. Kimseye düşman olmamak yeter.
Yanıtla (0) (0)Bizim klasik, boş anlamsız sözlerle avunduğumuz dönemde o devletler her şeye gerçekçi bakıp ona göre hissiyattan uzak, ekonomik ve bilimsel bakış ve yansıması teknolojik olsun sıradan ürün olsun her daim kendi iş emek, maliyet politikasına göre planlanır. Biz ise genelde laf üretince bu da ihrac edilemez, boş sözlerle kandırma, reklam ve algıdan oluşur. Yani içe dönük propaganda dır. Dünyanın oyun kuranıyız ya, bu ekonomi ve teknoloji ile sahi dünyada söz sahibi olabilirmiyiz. Sanmam...
Yanıtla (0) (0)Bir ülkeyle ticari ilişkileri geliştirebilmemiz için o ülkenin kültürünü bilmemiz gerekiyor , bu konuda büyükelçilikler önemli bir yer tutar , ticaret ve sanayi ve enerji ve tabi kaynaklar bakanlıkları , işin ticari kısmını , milli eğitim ve kültür turizm bakanlığı olayın eğitim , kültür ve lisan kısmını , uhdesine alıp o ülkede bulunan büyükelçilerle bu çalışmalar yapılabilir .
Yanıtla (0) (0)''İhracatçı firmalarımızın bu pazarlara odaklanması'' diye temennilerinizi sunduğunuz cümle güzel bir temenni.Ama temenniden ibaret. Telefon görüşmelerinde dünya birinciliğine oynuyoruz. 22 Milyon öğrenci ve öğretmenimiz var. Tüketici ordusunu say say bitmez.Kim üretecek de ihracat yapacağız?
Yanıtla (0) (0)Gerçekçi olalım: Türkiye'nin kısa vadede kendi başına katma değerli ürün üretme VE SATMA kapasitesi yok. İnsan, para, know-how, kültür, ahbap çavuş ekonomisi müsait değil. Uzun vadede kaynaklarımız bir iki alanda küresel rekabet edebilir ürün üretmeye yeter anca, o da doğru ve (başta eğitime) yoğun yatırımla. Daha akılcı yol AB'nin Hindistan ve Afrika pazarlarına yönelik üretim üssü olmak, yani ABli firmalarla ortaklık kurup onları burada üretime ikna etmek. (Çin ise Rusya üzerinden AB'ye bağlandı bile)
Yanıtla (0) (0)Arkadaş yazının içeriğini anlamamış galiba
Yanıtla (0) (0)Bizim Avrupa pazarına satabildiğimiz şeyler ucuz işçiliğimiz ve gümrük birliği nedeniyle burada ucuza üretip oraya gümrüksüz satabildiğimiz şeyler. Araba üretimi mesela. Bir de belki tarım ürünleri. Yüksek teknoloji ve diğer katma değerli ürünümüz yok denecek kadar az. Çin, Hindistan, işçiliğin bizden de ucuz olduğu yerler o yüzden bizden bir mal almaları mantıklı ve ekonomik olmuyor. O yüzden onlara satabileceğimiz şeyler çok sınırlı. Rusya ile olan dengesizlik ise daha çok enerji ithalatımız nedeniyle.
Yanıtla (0) (0)mahallesindeki herkesle kavga eden bakkal batar.
Yanıtla (0) (0)Böyle olduğunu yeni öğrendim. Kimse bahsetmiyor bunlardan.
Yanıtla (0) (0)Yani bu durumda onlardan bol bol mal alıp açık vermeye devam edelim ama tepki olsun diye birşey satmayalım mı? Müslümanlara destek yöntemin bu mu ?
Yanıtla (0) (0)Çin ve Hindistan a sadece ticari yönden bakmamalıyız. O ülkelerde yaşayan Müslüman halkı da düşünmeliyiz . Uğradıkları zulmü düşünerek ticaretimizi bu ülkelerle en alt düzeye düşürmeliyiz. Yaptık ları zulmü sesiz kalmamalı ve müslüman halkların sesi olmalıyız. Bunların düzelmesi için ticareti bir yaptırım gibi düşünmeliyiz. Yoksa her şeye para veyahut ucuz diye düşünmemeliyiz. Bu örneklere diğer ülkelerde dahildir. Ayrıca Myanmar daki kardeşlerimizi unutmamalıyız.
Yanıtla (0) (0)Ucuz is gucu bu ulkelerde fazlasiyla var.
Yanıtla (0) (0)Oradan birşey çıkmaz. Onlar da yaklaştırmazlar bizi. Alabileceklerine bakarlar. Gerisi boş.
Yanıtla (0) (0)Biri bunu yazdı sonunda. Teşekkürler
Yanıtla (0) (0)