Suriye’de başta ne vardı şimdi ne var?
Suriye dosyasındaki zorlukların temel nedeni, başlangıçtaki yapılan hesapların hiçbirinin bugün sahada uygulanmıyor oluşudur. İlk gün halkına baskı yapan bir rejimin lideri olarak Esad rejimine karşı sokak hareketleri vardı. Rejim, Arap Baharı’nın yeni bir halkası olarak başlayan hareketlere katliamlarla cevap verdi. Türkiye, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu aracılığıyla Esad’a son kez demokrasi tavsiyesinde bulunduğu sıralarda katledilen sivil halkın sayısı 10 bini geçmişti bile…
Yine başlangıçta Suriye’de PYD ve devamında YPG terör örgütü faktörü yoktu. Bugün sahip oldukları topraklar şöyle dursun, genel olarak Kürtler kimlik ve vatandaşlık verilmeyen bir halk olarak ülkenin en dezavantajlı kesimi olarak hesaba dahi katılmıyordu.
Aynı şekilde Suriye denkleminde o zaman IŞİD de yoktu. Irak’ta başlayıp gelişen bu terör hareketi kısa sürede bütün Suriye denklemini değiştirdi. Uluslararası güçlerin sahaya girişine yol açtı ve zaten zorluklarla dolu olan süreci içinden çıkılmaz hale getirdi.
***
Başta ABD vardı ama etkili bir hamle için önce bu ülkenin “Kararsız Kasım” lideri Obama’nın ikinci kez seçimi kazanması beklendi. Seçimin ardından kararsızlık daha da arttı ve bizim gibi ABD’nin politikasıyla yakından ilgili ülkeler Suriye’de pozisyon kaybetmeye başladı. En nihayet, Esad rejiminin kimyasal silah kullanımına da ses çıkarmadıklarında Rusya ve İran bunu kendilerine yakılmış “yeşil ışık” olarak yorumlayıp kollarını sıvamakta gecikmediler.
Bu iki ülke en baştan beri Suriye’yle ilgiliydiler ama gerçek anlamda sahada yoktular. Onlar da böylelikle sürece dahil oldular; dahil olmakla yetinmeyip kısa sürede belirleyici aktör haline geldiler.
Arada, dönemin TSK yapılanmasının ürettiği problemler nedeniyle, Suriye muhalefetine aktif ve yeterli destek verilememesi çıkarları bizden farklı olan Rusya ve İran’a genişleme imkanı sunmaya devam etti. Belki de en kritik kaybımız bu noktada oldu…
Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin sahadaki gücünü zayıflattı ve dolayısıyla da politik hedeflerine ulaşma becerisini azalttı. Başlangıçta hedef Esad’ın devrilmesiydi -ki hala bugün de resmen bu politikadan vazgeçilmiş görünmüyor- ama sona gelindiğinde, ilk gün hesapta olmayan YPG mücadelesiyle başbaşa kaldık.
***
Hızla değişen dengeler, başlangıç anındaki fırsatların birer birer kaçması ve müttefiklerle aramızdaki fikir ayrılıkları Türkiye’yi ana hedefinden uzaklaşıp PYD/YPG ile tek başına mücadeleye mecbur bıraktı. Bugün yapmakta olduğumuz budur…
Dolayısıyla zor olan bir sahada, Afrin harekâtıyla haklı, gerekli ama diplomatik ve politik açıdan en zor işlerden birisine mecbur kaldık. Herkesin istediğini üç aşağı beş yukarı aldığı bir savaşın ardından bugüne kadar orada hiç göstermediğimiz en güçlü hamleyle sahaya girmiş bulunuyoruz. İstediğini çoktan alan ABD, Rusya ve İran gibi ülkeler de kartların yeniden karılmasını istemiyor.
Sancılı gelişen ve daha da sancılı olacağı aşikar bu sürecin sosyal ve psikolojik açıdan sevk ve idaresi için bu arka planı unutmamak gerekiyor. Bilindiği gibi sadece Afrin değil temizlenmesi gereken Menbiç ve Fırat’ın doğusundaki geniş bir alan var… Hasılı, güvenliği tesis etmek gibi büyük bir hedefin tabiatı gereği, yolumuzun çok uzun olacağını akıldan çıkarmamakta da fayda bulunuyor.















Katılıyorum. Şu anki durumun ortaya çıkacağı uyarısı yapanlara " orada Kürt mü var " dedik. Sonuç bu
Yanıtla (0) (0)Olayların en olumlu tarafı Kürt kardeşlerimizin tek güvencesinin Türkiye olduğunu öğrenmesi olur (inşaallah)
Yanıtla (0) (0)Lisede 9. Sınıf öğrencimiz." Hocam büyüklerimiz Suriye'yi kolay lokma görüyor. Oysa İran Suriye'nin doğal müttefiki. Rusya'nın tartus'ta üssü var. Çin'de Suriye'yi destekler." Çocuk olayları herkesten daha doğru okumuş
Yanıtla (0) (0)Adam dogruyu soylemis. Alinacak ne var? Sutu bozuklar her zaman oldu ve olacakta.
Yanıtla (0) (0)Sizin stratejik aklınızla bu felakete sürüklendik; hala boş laflar ile zeytinyağı gibi üste çıkıyorsunuz. Bir ausum artık!
Yanıtla (0) (0)Önyargılarınızdan kurtulun, kininizden kurtulun bol bol Kuran'ı Kerim meal ve tefsiri okuyun, Yüce Allah nasıl bir insan olmamızı istiyor öğrenin, ölümden sonra geriye dönüş yok...
Yanıtla (0) (0)Dersim isyanında sayin Seyit Rıza idam edilince son sözü ( sizin vaadlerinize yalanlarınıza kandim bu bana dert oldu, bende size bas eğmeyeceğim buda size dert olsun dedi). Alcak Öcalan ve Duran Kalkan 4 parçanın birden kurtulusunu, bagimsizligini vaad ediyor tam 40 yıldır gelinen nokta ortada. Biz kurtler de bu yalanlara ve vaadlere kandik bu bize dert oldu, artık eski kurt yok buda Öcalana, Duran Kalkana ve TC ye dert olsun. Kurtler hiç bir zaman ihanet etmedi tarihi boyunca ama hep baski ve sidet gördü. Herzaman sirtinizdan hancerliyen Ruslar ve Araplar bundan sonra kar
Yanıtla (0) (0)başta ne vardıysa şimdi onun bin beteri var, bendenize, Şam'da Emeviye Camii'nde ve Süleymaniye Külliyesi'nde namaz kılmak,Muhyiddin-i Arabi Türbesini ve Hz.Zetnebin türbesini ziyaret etmek nasiboldu, şimdi ise Şam'da namaz kılmak hayal oldu, nerde serbest ticaret bölgesi ve serbest dolaşım, yazık oldu hayallere.
Yanıtla (0) (0)Suriye demek Rusya ,İran,Fransa,İsrail ,İngiltere,Amerika demektir.Bunu herkes bilirde Stratejik Derinliğin kitabını yazan sayın Davutoğlu bilmezmi.Türkiye hayal ile gerçeği karıştırarak tuzağa düşürüldü.
Yanıtla (0) (0)Yorumcunun ve beğenenlerin tam da kalitesine uygun bir yorum. İğrenmekle yetiniyoruz.
Yanıtla (0) (0)senin sütün koruyucu katkılı. o nedenle bozulma ihtimalin yok. gdolu ve kanserojensin. en zararlı mahlukatsın yani.
Yanıtla (0) (0)karar okuru: kürtlere son oyunda oynandı, bir daha oyuna gelmezler, islamcı ikdarın berzani refarandumunda kuzey ırak sınırınada menevra yapan tanklar aklımızı başımıza getirdi,.kemalistinizde, ataistinizde, islamcınızda kürtler söz konusu olduğunda aynısız, yazıklar olsun bizi kendinize benzetiniz.
Yanıtla (0) (0)Yazınız leş yiyici karga misali omurgasız ırkcı ve şömürgeci bir bakış açısına sahip
Yanıtla (0) (0)Operasyon sırasında eleştiriyi hafifletmeyi anlarım ama bu geçmişte yapılan hataları mazur göstermek çabasına dönüşmemeli.Yazıda yapılan maddi hatalar da cabası.
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar hasta olan once kendini tedavi eder sonra başkasını yardımına kosar, İslam coğrafyası kendi arasındaki sorunları hal etmedi sürece başkaları gelip buraları karıştıracak, Türkiye, İran, Irak ve Suriye yüzyıldır Kürtlerin sorununa bir çözüm üretememiş, mağdur, mazlum ve sahipsiz bu millete ne yapmayı düşünüyorlar acaba . Hak Allahın adıdır biz hakkı hakkına teslim etmezsek, Hak olan Allah bu haksızlığı sormaz mı. Haksızlık yaptığımız surece bilelim ki kardeşlerimizi ecnebilerin kucağına itiyoruz, onları lenin, Mao vb. zihniyetler
Yanıtla (0) (0)Ateist bir güruh Kürtlere bağımsızlık bahanesi ile yola çıkıp, Amerika lejyonerliğinde karar kıldı. Hedef bütün Kürtleri bu tuzağa çekmekti. Ama Kürtler bu numarayı yemedi. Hepsi bu.
Yanıtla (0) (0)yorumda ironi yapıldığını anlamayanlar olabilir.
Yanıtla (0) (0)Süt'ün bozukluğunu sen mi tespit ediyorsun? Böyle kolayca birbirimizi hain ilan etmekten vazgecelim. İçerde düşman üretmek bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük olur.
Yanıtla (0) (0)Suriye'de başta ne vardı: ne bölgeyi okuyabilen ne emperyalizmin ne olduğunu nede onunla mücadelenin ne olduğunu bilen ki bunların bin mislini cumhuriyetimizi kuranlar biliyordu, bağnaz ideolojik sığlıkta çağ dışı bir iktidar vardı! Şimdi ne var: genç kaynana şehvet uyandırır var, Abdülhamit bir dehadır(!) var:-) Şimdi ne var: onların cehaletini canlarıyla ödeyen mehmetçik var:-(
Yanıtla (0) (0)Yine tam isabet bir yazı. İyi ki karar var.
Yanıtla (0) (0)sayın yazar afrin harekatı çözüm,değil, çözüm belli:ırakta,suriyede, iranda toplam 50 milyon kürt yaşıyor bu ülkelerin ALLAH tarafından vahiyle geldiğini zannedildiği bilinen toprak bütünlüğü ve hadsiz kürtlerin neden olduğu beka sorununun; 1 hadım 2 nükleer silah 3 kürtlere:bu çoğrafyada yaşayan milletler gibi YÜCE, KAHRAMAN VE DAMARLARINDA ASİL KAN DOLAŞMADIĞININ bir şekilde anlatılması.
Yanıtla (0) (0)Bence iyi tahlil değil.Suriyedeki muhalifleri abd ve biz destekledik.Bop projesini öngöremeden destekledik dedi metiner.Esed duruma göre manevra yaptı ve ypg yi sınırımıza yerleştirdi.Simdi suriyenin toprak bütünlüğünü koruyamazsak bizim toprak bütünlüğünü tehlikeye girmez mi.2011 de ordu suriyeye girelim dedi davutoğlu şu anki pyd yi hafife almadı mi
Yanıtla (0) (0)Suriye;de en belirleyici unsur Obama'nin pasif ve naif tutumu oldu.Ozellikle rejimin kimsayasal saldirilarindan sonra kisa ama etkili bir hava harekati ile rejimin devrilmesi saglanabilirdi ama Rusya'nin kimyasal silahlari imha edelim teklifi(siz buna tuzagi deyin)kabul edildi.Bu geleneksel super guc zihniyetine dayali ABD politikasina cok tersti.Turkiye'nin (Davutoglu'nun)stratejik anlamda zamanin sartlarina gore dogruyu yaptigini dusunuyorum.Isler degisince makas degistirememek ve kimi asiri gruplarla iliskiler konusunda hatalar yapildi.Gerci asiri gruplari bolgedeki tum aktorler kullaniyor
Yanıtla (0) (0)Yazar diyor ki yine kandırıldık ve bataklığa saplandık. Bugün olacaklar yedi yıl önce söylendi, aynen Fetö olayında söylendiği gibi. Fetö 'Ülkeyi ele geçiriyor' diyenlere 'Buna kargalar bile güler' diyenler hala bakan. Vahdettin gibi ülkeyi mahvedip muhtemelen Malta bandıralı bir gemiyle gidecekler, bakalım bu sefer bir Mustafa Kemal çıkarabilecek mi bu ülke?
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar, yillardir iç ve dış politika üzerine yazı yazıyorsunuz.şu öngörülmedi, bu öngörülmedi demek size yakışıyor mu? Bizler mi öngörelim?
Yanıtla (0) (0)Bu vatanda sütü bozuk bir güruh var diye, vatandan vazgeçemeyiz...
Yanıtla (0) (0)Sayın Karaalioğlu yazılarınızı takip ediyor ve görüşlerinizi önemsiyorum.
Yanıtla (0) (0)Suriyede ne var bilmem ama Türkiyede 4 milyonu aşan suriyeli nüfusu var ve bunun bakımları zor şartlarda yaşayan türk halkının üzerinde.
Yanıtla (0) (0)