Türkiye’nin yegane farkı

Bir ulusun demokratik kabiliyeti, kriz anlarında gösterebildiği sağduyuyla ölçülür. Türkiye'nin kriz anlarında dirayet gösterebilme karnesi pek parlak değil. Kriz anlarında gösterdiğimiz zaafiyetin en önemli nedenlerinden birisi ise sahip olduğumuz potansiyelin farkında olmamak. Ancak Türkiye tüm eksikliklerine rağmen demokratik bir ülke. Bunu kuzey, doğu ve güneydeki komşularımıza baktığımızda çok rahat gözlemleyebiliyoruz. Batıdaki komşularımıza baktığımızda da eksiklikleriminizin ne denli büyük olduğunu fark ediyoruz.

Suriye'de yaşanan gelişmeler ve Sayın Bahçeli'nin açıklamaları ile yeniden tetiklenen Kürt açılımı Türkiye'yi tarihi bir kırılma noktasının eşiğine getirdi. Bu aynı zamanda büyük bir tarihi fırsat. Bu kritik eşiği hala tepkisel siyasi yorumlar, bitmek tükenmek bilmeyen komplo teorileri, mezhepsel ve etnik bağnazlıkla anlamlandırmaya çalışan büyük bir kitle var.

Her önemli tarihi dönüşüm eşiğinde yaşadığımız zihinsel badanajı hiç gereği yokken yeniden yaşıyoruz ya da yaşattırılmaya çalışılıyoruz. Kürt sorunu ve buna sağlı olarak Suriye meselesi hakkında çoğu, zevzeklik denilebilecek bir sorumsuzluk nedeniyle büyük bir bilgi kirliliği yaşanıyor. Sorunun nesnel olarak konuşulması, kendisini kanaat önderi zanneten müptezellerin yüksek egosu yüzünden akamete uğruyor.

***

Toplumun diziler ve sosyal medya aracılığı ile aşina olduğu komplo teorileri ve distopik fanteziler üzerimize siyasi analiz kisvesiyle boca ediliyor. Tıpkı bir zamanlar ısrarla yapılan iddia ve kıyaslara rağmen Türkiye'nin Suudi Arabistan, İran, Lübnan hatta Malezya haline gelmediği gibi Türkiye şimdi de Afganistan, Pakistan vs haline gelmeyecek. Dikkatlerimizi bu aptal kıyasları yapan kişilerle israf etmemiz gerekir.

Türkiye'nin bütün meselelerini iktidara, dolayısıyla Erdoğan'ın işine yarıyor mu yaramıyor mu bağnazlığıyla değerlendirme hastalığından artık kurtulmamız lazım. Bir siyasi sorunun çözülmesi aynı zamanda hem iktidarın hem de muhalefetin işine yarayabilir. Ya da muhalefetin kısa vadede işine yaramazsa bile ülkenin işine yarabilir. Kürt meselesi de böyle bir mesele ve kimsenin çözümü sabote etmeye hakkı yok.

Suriye'deki gelişmeler hakkında çoğu istihbarat örgütlerinin yönetttiği bot hesaplardan, Türkiye gündemini etkilemeye yönelik paylaşımları, gerçekmiş gibi kullanan aymazların kullanışlı aptal olmakta öte bir misyonu yok. Ama maalesef kullanışlı aptalların gündeme etki etmek gibi bir gücü var.

***

Çok katmanlı tarihi, siyasi, etnik, dini ve stratejik boyutları olan Suriye sorununun sosyal medya üzerinden anlışılması mümkün değil. Bu bölgede, dünyadaki bütün önemli ülkeler etkin bir şekilde müdahilken, Türkiye'nin de müdahil olması zaten gerekliydi. Hiçkimsenin kalıcı bir çözüm sunacak iradesi , gücü ya da isteği olmadığı bir bölgede, Türkiye'yi mucizevi hamleler yaparak sorunu kökünden çözmekle yükümlü görmeye çalışmak akıl karı bir yaklaşım değil. Elbette atılacak her adımın riskleri var ve elde edileceği umulan siyasi faydalar uzun yıllara yayılıyor olabilir. Hatta bu hamleler hatalı da olabilir. Ancak hiç müdahil olmamak Ortadoğu da yaşana sorunların Türkiye taşınmasını peşinen kabul etmek anlamına gelirdi.

Türkiye'nin Kürt sorunu ve Suriye savaşı konusunda bu zamana kadar attığı adımların ne denli isabetli ya da yanlış olduğu tartışmalı bir konu. Ancak bu zamana kadar yapıp ettikleri, edindiği tecrübeler ve imkanları itibariyle Türkiye, bölge ülkeleri arasında yapıcı ve kalıcı çözüm sunma imkanına sahip yegane ülke. Bu ayrıcalığımızın en önemli nedeni de tüm eksiklik ve hatalara rağmen demokratik bir ülke olmamız. İktidarı, muhalefeti ve sivil toplumu ile çözüm arayışında olanların bu nesnel gerçeği hesaba dahil etmesi gerekir.

Siyasi gündemi konuşurken dikkatimizi ve yoğunluğumuzu eşyanın tabiaatı gereği, sorunlar ve zaafiyetler üzerine yoğunlaştırıyoruz. Ancak bu önemli tarihi dönemeçte işimize yarayacak olan eksikliklerimiz değil potansiyelimiz ve imkanlarımız. Bunun kimin eliyle yapıldığının ikinci dereceden önemi var. Tarih Türkiye'ye, yüzyıllarca sürecek kalıcı bir istikrarı tesis etmek için yeniden bir imkan sundu. Bu fırsatı iyi kullanmazsak belki de bir yüzyıl daha bekleyeceğiz.

YORUMLAR (16)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
16 Yorum