Yirmibeş kuruşluk ve başka ağır gündemler
Marketlerdeki naylon poşetlerden 25 kuruş alınması sosyal medyada gündemin baş köşesine oturuverdi. Binlerce espri, kurnazlık, cin fikir, alternatif öneri gırla gidiyor. Bu fikir ilk gündeme geldiğinde 25 kuruşun çok düşük olduğunu, naylon poşet ücretlendirmesinden maksat çevre duyarlığı ise bu fiyatın en az birkaç lira olması gerektiğini ifade etmiştim. Demek naylon poşetin fiyatı bırakalım birkaç lirayı 1 lira bile olsa kan çıkacakmış da haberimiz yokmuş. Evet toplumu tanımıyoruz.
Özel Hukuk fakültesi öğrencisi bir gencin, kendisini kopya çekerken yakalayıp tutanak tutan hocasını önce bıçaklayıp sonra da tabanca ile öldürmesi haklı olarak infiale yol açtı. Durum vahim. Ama bu durumu hazırlayan ve aralıksız topluma pompalamaya devam eden sistematik medyatik arka plan daha da vahim.
Timsah gözyaşlarıyla nereye kadar?
Şiddet artık gündelik hayatın saçma bir yasası hâline geldi.
Canı isteyen doktora, canı isteyen öğretmene, canı isteyen de gözüne kestirdiğine şiddet uygulamayı görev addediyor. Bu işin sonu iyi değil. İhkak-ı hak anlayışından öte, “ben böyle düşünüyorsam böyledir, doğrusu zinhar budur, çünkü bence öyle” çapaçulluğunun gideceği ferah fahur bir yer yoktur; Her köşede can çekişen birileriyle dolu bir ülke olmaktan kimse hoşnut kalmayacaktır.
Teknik planda bir şeyler yapan bir ülke olmanın sonuçlarıyla bazı gözler kamaşırken, sosyal yapıyı çürüten kimi gelişmeleri ve bunu tetikleyen mekanizmaları gözden kaçırmış olmayalım!
25 kuruşluk poşete gösterilen hassasiyet acaba nelerden esirgenmiştir?
Sonuçları değil sebepleri yargılamayı öğrendikçe bunları da tesbit etmiş olacağız elbette. Neleri atladık, “Devlet aklı” da bazı şeyleri atlamış olabilir mi?
Sert günler, kar yağıyor, fırtına var, soğuk donduruyor.
Yine de sosyal değişimlerin soğuk yüzü daha çok üşütüyor. Kimsenin üzerinde de sosyal bir palto göremiyorum.
Halk 25 kuruş deyip geçmemiş.
Halk bazan şaşırtır.
Memlekette kalanlar aptal mı?
Yabancı basın buyurmuş ki “zengin ve yetenekliler ‘sürüler’ hâlinde Türkiye’yi terkediyor”muş.
Zenginlik, malvarlığı kısmen ölçülebilir şeyler. Peki ama şu yetenek meselesine ne demeli? Türkiye’de kalanlar yoksul ve yeteneksizler, aptallar mı yani? Ayrıca “sürüler hâlinde” ifadesi nasıl bir buluş?
Osman Gazi Köprüsü
Osman Gazi Köprüsü’nün zaten tartışmalı olan işleyiş biçimi ve fiyatı, yapılan son zamla birlikte daha da tepki çekti ve çekmeye devam ediyor.
Bu tepkileri sona erdirecek bir fikrim vardı. Biraz önce vardı ama şu anda yok. Unuttum galiba.
ANONS
Herkes onaylıyorsa kayıptasın.