Obama’nın tavsiyesi…
Çarşamba günkü yazımı Cumhurbaşkanı ve ekibinin Amerika temaslarının iki ülke arasındaki sorunların aşılmasına, Türkiye’nin beklentilerinin anlaşılmasına yardımcı olması temennisiyle bitirmiş, aynı şeyin Türk tarafı için de geçerli olduğunu söylemiştim. Sanıyorum temennim gerçek oldu, Obama ve Erdoğan’nın gerçekleştirdikleri 50 dakikalık görüşmede birbirilerine beklentilerini aktarabilme fırsatları oldu.
***
İçeride konuşulanlar gizli olduğu için tam içeriğini doğal olarak bilemiyoruz. Ama dışarıya yansıtılan özellikle Türkiye için görüşmelerin verimli geçtiği yönünde. Umarım Amerika bundan sonra Türkiye’nin hassasiyetlerini daha fazla ciddiye alır, IŞİD’e karşı savaş konusunda ortak seçerken daha dikkatli olur. Türkiye de Obama’nın içeride değilse bile dışarıda söylediklerini göz önünde bulundurur.
***
Cumhurbaşkanı’nın Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılması, Başkan Obama ile görüşmesi kendi başına önemliydi. Yahudi lobisinin liderleriyle buluşması, Brookings’de konuşması, iş insanları ve önde gelen kanaat önderleriyle görüşmesi bu önemi en az ikiye katladı. Eğer Türkiye’nin içinde yaşadığı ifade özgürlüğü gibi sorunlar olmasaydı, başka sorunlarımız Washington caddelerine taşmasaydı eminim bu ziyaret çok daha etkili olurdu.
Ama artık geriye değil ileriye bakmak, Amerika’nın Türkiye’nin güvenliğine katkıda bulunmasını sağlamak gerekli. Bunun için de her şeyden önce ifade özgürlüğü sorunlarımızı ciddiye almamız, demokrasimizi ayıplı olmaktan kurtarmamız şart. Belli ki içeride bile sınırlı sayıda insana ikna edici gelen argümanlar dışarıda kimseye hitap etmiyor. Obama basın toplantısında ortağız ama uyardım demek mecburiyeti hissediyor.
***
Türkiye dostlarının, müttefiklerinin uyarılarını ciddiye almak zorunda. Obama’nın demokrasiye atıfta bulunması, Türkiye’nin İslam ve modernizmin yan yana durduğu bir tarihe sahip olduğunu vurgulaması, basın özgürlüğünü engellemek yerine mirasına sahip çıkmasını önerdiğini söylemesi hiç kimse tarafından polemik malzemesi yapılmamalı, dost tavsiyesi olarak kabul edilmeli.
Ancak unutmayalım ki dostların tavsiyeleri dostlukların sürmesi için de önemlidir. Dostlarınızın tavsiyelerini ciddiye almazsanız, bir süre sonra dostluklar biter. Doğrudur, tavsiyeler menfaatlerinize aykırı olduğunda dinlenmesi zordur. Fakat ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü gibi zaten sahip olmanız gereken değerler söz konusu olduğunda, ilişkilerin ön koşulu olarak buradaki sorunların aşılması gündeme geldiğinde, tek yapmanız gereken dostunuzun tavsiyesine uymaktır.
***
Böylece hem ülkeniz kazançlı çıkar, hem de dostunuzun sizin yanınızda durmasını, sizi can kulağıyla dinlemesini, hatta güvenlik endişelerinize cevap vermesini sağlarsınız. Belli başlı konularda ortak hareket etmeniz, çıkarlarınızı daha kolay korumanız mümkün olur. Türkiye’den yapması beklenen imzaladığı bağıtlara, yaratıcısı olduğu uluslararası normlara sadık kalması, demokrasisi konusundaki şüpheleri dağıtmasıdır.
Ben ümitliyim, değişeceğimize, eski günlere döneceğimize, Türkiye’nin demokrasisiyle, insan haklarına uyumuyla, çatışma çözümünde sağladığı başarılarla, yarattığı sentezle anılacağına inanıyorum. Amerika ziyaretinin Türkiye açısından sadece kendi beklentilerini anlatmak açısından değil, Amerika’nın bizden ne beklediğini anlamak açısında da yararlı geçtiğini düşünüyorum. Ve umarım yanılmıyorum…