Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’yla ufuk turu
Pazar günü bir grup gazeteci ve yazarla birlikte Regnum Golf Kulübü’nün turnuvası için Bodrum’da bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla görüştük. Bize önce golf oynamaya nasıl başladığını, golf ile siyaset arasındaki ilişkiyi, bu sporun eşitlikçi ve eşitleştirici yanlarını anlattı. Sonra da yeni dönem Türkiye dış politikasının nasıl olabileceğine ilişkin ipuçlarını verdi. Analizleri son derece gerçekçi ve yapıcıydı.
***
Çavuşoğlu Türkiye’nin temel dış politika düsturunun değişmediğini, “yurtta sulh-cihanda sulh” anlayışının sürdüğünü, komşularla ilişkilerde ilke olarak sıfır sorun benimsendiğini, düşmanları azaltıp dostları çoğaltma politikasının izlendiğini, yeni dönemin ayırt edici özelliğininse girişimci ve insani politika olacağını vurguladı. Türkiye’nin sadece kendini doğrudan ilgilendiren konulara değil, BM ve AGİT reformu için çaba harcayacağını, çatışma çözümü, arabuluculuk gibi alanlarda inisiyatifler geliştireceğini belirtti.
Ayrıca Medeniyetler İttifakı’nın yeniden hayatiyet kazanması için İspanya ile birlikte hareket edeceklerinin de altını çizdi. İnsani yardımlarda geçtiğimiz yıl itibarıyla ABD’nin önüne geçtiğimizi söyledi. Bu coğrafya da yaşayan bir ülke son derece aktif bir dış politikanın yanında dengeli bir dış politika izlemek zorunda dedi. Çavuşoğlu’na göre tek başına AB’ye, NATO’ya dayanmamız doğru değil. Tek başına AB’ye dönmemiz de doğru değil. Ama diğer taraflarda iyiyiz diye AB’ye sırtımızı çevirmemiz de normal ve faydalı değil.
Benim edindiğim izlenim Türkiye’nin önümüzdeki haftalarda ve aylarda dünya siyasetinde daha etkili ve yapıcı bir politika izleyeceği, gücünü konsolide edecek, özgül ağırlığını arttıracak inisiyatifler geliştireceği yönünde. Belli ki içe kapanma döneminin sonuna geldik. Dışarıdan gelen sinyaller de bu politikanın izlenmesini kolaylaştıracak yönde. Çavuşoğlu’nun da belirttiği gibi Hollanda’dan ve tabii ki Almanya’dan olumlu mesajlar geliyor. Fransa ile iyi bir diyaloğumunuz var.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu AB, ABD ile olan ilişkiler konusunda da ihtiyatlı bir iyimserliğe sahipti. İnsan hakları konusunda sorulan bir soruya cevaben reformların Türkiye’nin önceliği olacağı ama AB’nin kendi içinde yaşadığı sorunlar yüzünden beklentilerimizin çok da yüksek olmaması gerektiğinin altını çizidi. “Her şey bizim atacağımız adımlara bağlı dersek fazla iyimser oluruz” dedi. Şu anda İtalya dahil AB’den çıkalım diyen ülkelerin olduğunu hatırlattı.
Buna rağmen AB ile vize serbestisi, göç, gümrük birliğinin revizyonu ve terörle mücadele konularında ivme yakalandığını, vize serbestisindeki yedi kriterin altıya indiğini, teknik düzeydeki çalışmaların tamamlandığını, yakında kendilerinin de muhataplarıyla bir araya gelip konuşacaklarını belirtti. Gümrük birliğinin güncellenmesini de bizden çok AB’nin belli başlı ülkelerinin istediğini söyledi.
AB ve AB üyesi ülkelerle şu anda hiç yapamayacaklarımızı bir kenarda tutup birlikte adım atacağımız konuları ön plana çıkartmakta fayda olduğunu anlattı. Böylece ilişkilerimizde daha pozitif bir atmosferin oluşabileceğini, negatif bir ortamdan hiç olmazsa nötr bir ortama geçebileceğimizi, o zaman da diğer konuların tekrar masaya getirilebileceğini söyledi. Türkiye’nin üye olmasını istemeyen, istemediği halde sesini fazla çıkartmayan ülkeler olduğunu da anımsattı.
Dışişleri Bakanı Suriye’ye ilişkin bir soruya verdiği cevapta da terörle mücadelede rehavete kapılmamızın, Suriye’deki çatışmasızlık bölgelerinin devam ettirmemizin, siyasi sürece ivme kazandırmamızın, Astana’nın dışında Cenevre’ye yeniden harekete geçmesinin, anayasa komisyonunun çalışmaya başlamasının şart olduğunun altını çizdi. Türkiye olarak bu konularda bir sıkıntılarının olmadığını ama rejimin ve rejimi destekleyenlerin siyasi çözüm mü yoksa askeri çözüm mü istediğinin belli olmadığını belirtti.
Dışişleri Bakanı güvenli bölgeler dönüş konusunda daha aktif çalışılmasının gerektiğinin altını çizdi. Bu konuda Arap ülkelerine, AB ülkelerine, Japonya’ya, Çin ve diğer ülkelere tekliflerimizin olduğunu anlattı. Çavuşoğlu, 200 bin civarındaki Suriyelinin Fırat Kalkanı bölgesine döndüğünü söyledi. Şartlar biraz daha iyi olsa sayının çok daha artacağını, dönüşün gönüllü olması gerektiğini vurguladı.
***
Çavuşoğlu Kıbrıs sorunu, Mısır’la ilişkilerin normalleşmesi gibi konularda da önemli açıklamalar yaptı. Bu açıklamaları, sorduğumuz sorulara verdiği yanıtları bugünkü KARAR’ın sayfalarında bulabilirsiniz. Umarız Türkiye’nin geliştirdiği ve geliştireceği inisiyatifler muhataplarında da samimi karşılığını bulur. Sorunlar çözülür, çözülemeyenler aşılır. Türkiye daha da etkili bir ülke haline gelir…