Afrin Harekatı’nın sonuçları
Afrin operasyonu büyük bir başarıyla sonuçlandı. Çok daha uzun sürmesi beklenen harekat Hilal Öztürk’ün Pazartesi günkü haber-analizinde vurguladığı gibi askeri yetenek ve yeterlilik, diplomasi masasındaki kararlılık ve sivil halka karşı gösterilen hassasiyetle 58 gün içinde bitti.
Henüz detaylarını bilmiyoruz fakat askeri ve siyasi planlamanın, MİT’in ve Dışişleri Bakanlığı’nın çabalarının bu başarının kazanılmasında rolü olduğuna şüphe yok. Eğer ÖSO bu denli iyi örgütlenmese ve motive edilmeseydi, Astana, Washington’da ve diğer yerlerde müzakereler gereğince yapılmasaydı, askeri planlama ve harekatın yönetimi profesyonelce olmasaydı, muhtemelen bu kadar kısa sürede böylesi bir sonuç elde edilemezdi.
Bu sonucun elde edilmesinde Cumhurbaşkanı başta olmak üzere siyasi iktidarın kararlılığına, muhalefetin şartlı da olsa desteğine, askeri teknolojide sıçrama sağlayan şirketlere çok şey borçluyuz. Ama asıl borcumuz canlarını feda eden güvenlik güçlerimize, Özgür Suriye Ordusu mensuplarına ve onların yakınlarına.
***
Şu an değerini ve önemini muhtelif nedenlerle tam olarak idrak edememiş olsak da, Zeytin Dalı Operasyonu Türkiye siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olmaya aday. Çünkü her şeyden önce PYD, dolayısıyla da PKK ciddi bir yenilgiye uğratıldı. PKK sorunu henüz bitmedi ancak PKK’nın PYD üstünden Suriye’nin kuzeyinde kantonlar marifetiyle devlet kurma projesine büyük bir darbe indirildi.
PKK ve özellikle de ona sempatiyle bakanlar bir kez daha ABD ya da başka bir büyük devlete güvenemeyeceklerini, onlara yaslanarak kendi siyasi projelerini hayata geçiremeyeceklerini gördüler. Hala görmeyenler de muhtemelen yakında göreceklerdir. Savaş, yıkım, şiddet ve terörle refahın ve iddia ettikleri gibi demokrasinin gelmeyeceğini anlayacaklardır. Afrin bir siyasi ve stratejik kırılma noktasıydı, Zeytin Dalı bu noktayı kırdı.
Harekatın ikinci ve belki de en önemli sonucu ABD başta olmak üzere pek çok devleti seçim yapmaya zorlamasıydı. Harekat başladığı anda bu seçim yapıldı, Türkiye siyasi kararlılığıyla ABD’yi, Rusya’yı, İran’ı yanına çekti. Arada çatlak sesler çıksa da nihayetinde hepsi Türkiye’nin yanında yer aldı, Türkiye’nin güvenlik çıkarlarını ciddiye aldıklarını belirten açıklamalar yaptı.
Harekatın başarısı onlara yaptıkları seçimin doğru olduğunu, PYD/PKK’ya araçsallık nedeniyle dahi dayanmalarının uzun dönemli menfaatlerine hizmet etmediğini gösterdi. Bir süre daha insani gerekçeler ya da IŞİD’e karşı savaşı öne sürerek çelişkili açıklamalar yapacaklardır. Fakat bu tür açıklamalar genel tercihleri üstünde etkili olmayacaktır.
Harekatın üçüncü sonucu Türkiye’nin Suriye’nin geleceği üstündeki ipoteğinin tescillenmesi oldu. Suriye sorununa bir çözüm bulunacaksa bu çözüm Türkiye’ye rağmen bulunmayacak. Türkiye’nin çıkarları, zemindeki öncelikleri daha fazla dikkate alınmak zorunda kalınacak. Artık Türkiye kendisi ve desteklediği muhalefet güçleriyle etkin bir alan kontrolü sağladı. Bu kontrolün diplomatik sonuçlarının olmaması imkansız.
***
Dördüncü sonuç da yine ülkenin geleceğiyle doğrudan bağlantılı. ABD’nin Rusya ve İran’ı dengelemek amacıyla Suriye’den çıkmak istememesi, Suriye rejiminin insanlık dışı müdahalelerini sürdürmesi ya da herhangi bir nedenle soruna siyasi çözüm bulunamaması veya çözümün gecikmesi halinde, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’ye müzahir, hatta bağımlı bir güvenlik kuşağı oluşmuş olacak.
Harekatın bir başka sonucu da şüphesiz ki ülkemize göç etmiş olan Suriyelilerden önemli bir kısmının Afrin ve çevresinde yaratılacak istikrar alanlarına dönmesi olacaktır. Türkiye’nin kontrolünü ele geçirdiği bölgelere getireceği refah ve huzur bölgenin yerel ekonomisinin canlanmasına ve emsal yaratmasına yol açacaktır. Yaratılacak bu emsal sadece mültecilerin evlerine dönmesi açısından değil Türkiye’nin uzun dönemli yumuşak güç projeksiyonu açısından da önemlidir.
Harekatın sonuçları hakkında başka şeyler de söylemek mümkün. Fakat bir köşe yazısı sınırları dahilinde vurgulanması gereken son nokta sanırım dışarıdan bakanlara Türkiye’nin yaşadığı tüm sorunlara, yıllardır kendini için için kemiren bir örgütün gerçekleştirdi darbe teşebbüsüne rağmen etkin bir güç olduğunu kanıtlamasıdır. Bundan sonra herkesin Türkiye’nin edilgen olmadığını daha fazla dikkate alması gerekecektir...















Bugüne kadar Ak partiye oy vermiş biri olarak bende aynı düşüncedeyim
Yanıtla (0) (0)Mehmetçik Çanakkale'de, Kut-ül Amare'de İngilizleri, Fransızları dize getirdi. Ama Mehmetçiğin bu şanlı direnişleri Osmanlı topraklarının parçalanarak işgalini, Sevr'i ve Osmanlı payitahtının düşman gemileriyle kuşatılmasını engelleyemedi. Tabii ki Afrin ne Çanakkale, ne Kut-ülAmare, sıradan bir kasaba ve düşman derme çatma bir terör örgütü. Ayrıca, yine Mehmetçiğin kurtarıp kurduğu Türkiye Cumhuriyeti de asla, adı "hasta adam"a çıkmış ve içten çürümüş bir Osmanlı Devleti değil. Ama insan işin sonunu görmeden rahat edemiyor. İnşallah ta
Yanıtla (0) (0)Irkçı Kürt düşmanları hemen hepiniz Kürtlerin kazanımından karşıydınız ver elini şimdi ışid aileleri ben üyeleri afrin eyerleştirmek yapın siz yapın düşmanlar
Yanıtla (0) (0)Kürtler adına konuştuğunu sanan kan emici mankurtlar dan biri.
Yanıtla (0) (0)Bu zehirli dil her yerde var, kana doymaz bunlar , kanla beslenen tipler .
Yanıtla (0) (0)siz kımseyı yanınıza cekmedınız o yanınıza cektılerınızı sandıgınız ulkeler tr yı bır bataklıga koydular. ve bu bataklık bızım ulkemızınde parcalanmasına sebep olacak. ve mılletı kandırmaktan bıkmadınız. masa başı demogogları
Yanıtla (0) (0)Türkiye diplomasi ve askeri harekatla Afrini aldı.Yapılan askeri harekat küçük ve dar bir alanda terörist temizleme operasyonuydu.Türk siyasetinde ve medyasında olay öylesine büyütülüp abartılıyorki, tarihimizdeki tüm zaferlerle kıyaslanıyor.Hükümetin ve yanlısı medyanın olaydan siyasi yarar çıkarması anlaşılabilir durumdur.Ancak yeni hedefler konması sürekli savaş narası atılması belalı ve tehlikeli tutumdur.Afrini teslim eden emperyal güçler bir sonraki hedefte Türkiyeye tuzak kuruyor olamazlar mı? ABD nin Saddama Kuveyti al demesini unutmayalım
Yanıtla (0) (0)Siz hic merak etmeyin yakinda hepsini tasfiye edecegiz. Ne kadar birlikte yasami savunan Kurt parti lideri varsa hepsi tarihin coplugune gidecek. Yakinda firtina basliyacak bu sesizlik siz hayra yormayin biliyorsunuz kurtler boyun egmez
Yanıtla (0) (0)Rusya'nın ve Amerika'nın izni olmasaydı, Suriye Zeytin Dalı'nı kendi toprağına bir işgal girişimi saymasaydı, Avrupa sadece laf olsun türü kaygılar belirtmekle yetinmeseydi, Dünyanın diğer etkin ülkeleri olayı kabullenmek tavrı içine girmeseydi, iş zordu. Zorluk üç günlük kantonal yapılanmadan değil, bu saydığım küresel güç odaklardan gelebilirdi, gelmedi. Tabii ki NATO'nun ikinci güçlü ordusunun bu durumda zafer kazanamayacağını düşünmek ancak ahmaklık olabilirdi. Ki terör örgütü PKK da zaten öyledir. Ancak acaba iş bitti mi?
Yanıtla (0) (0)Emperyalist lerin (Rusya, ABD, AB) izin verdiği ölçüde ve sınırlarda, onların birbirleri olan çelişkileri üzerinden yürütülen bir operasyonu çok abartmışsınız
Yanıtla (0) (0)en büyük sonucu unutmuşşun, önceliklr berzani referandumunu afrin operasyonundan ayrı tutamasınız, tek farkı istediğinizi ıraklı şiilere yaptırdınız, tankların (kuzey ırak sınırdaki menavralarını unutmuş değiliz) en büyük sonuç, bütün türkleri türk milliyetçisi, bütün kürtlerin kürt milliyetçisi yapmıştır, stocholm sendromu yok bizde. bu arada pyd,pkk gibi kürt düşmanı örgütlerenden bizi kurtardığı için reise minettarız.berzaniye yapılanları görmesek hedeflerimizin aynı olduğu gafletine düşmüştüm.
Yanıtla (0) (0)Bence stratejik olarak en onmeli sonucu Turkiye ile ABD'nin, gorebildigim kadari ile, birbirine yakinlasmasina zemin olusturmasi oldu. Tahminim Afrin'de bir anlasma oldu ve silahli unsurlar o yuzden terk etti. Benzer seyin Munbic'te de olcagini tahmin ediyorum. Orada muhtemelen Turkiye'nin operasyon yapmasini gerektiren bir durum olmayacak ve yonetim "yerel bir konseye" birakilacak tahminimce.
Yanıtla (0) (0)