‘Keramet’e ayarlı toplumlarda demokrasi macerası
KURAMER’in 4 Mart Cumartesi günü gerçekleştirdiği “İslam Düşünce ve Geleneğinde Kutsiyet, Velayet, Keramet” sempozyumunun sadece öğleden sonraki oturumlarını izleme imkanı bulabildim. Sabah oturumlarında Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal’ın sunduğu “Kur’an ve Sünnet Açısından Velayet, Keramet ve Kutsiyet”, Prof. Dr. Şinasi Gündüz’ün “İslam Öncesi Dinlerde Kutsallık Anlayışı” ve Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz’un “Velayet, Keramet ve Kutsiyet Telakkisine İtikadi Mezheplerin Bakışı” konulu tebliğlerini dinleyememek bir eksiklik olmakla birlikte, öğleden sonra yapılan konuşmaların fevkalade bilgilendirici olduğunu belirtmek durumundayım.
Mesela Prof. Dr. Mahmut Ay’ın İslam’ın erken döneminde yaşanan, yalın ve doğal bir biçimde tezahür eden, öncelikle Hz. Peygamber’in ve arkadaşlarının şahsında dışa vuran bireysel-dini-ahlaki duyarlılık ile felsefi ögelere dayalı irfani metafizik arasında kesin bir ayrımın yapılmış olmasına işaret eden konuşması son derece dikkat çekiciydi. Kuşkusuz sempozyumun en ilgi gören konuşmacısı Prof. Dr. İlhami Güler’di.
***
Sempozyum boyunca İslam’ın erken döneminden günümüze dek ‘kutsiyet, velayet, keramet’ bağlamında yaşanan tarihsel tecrübeleri aktaran hocaları dinlerken, İslam toplumlarında kamil manada bir demokrasinin neden tesis edilemediğini düşündüm.
İslam’ın özünün rasyonel bir düşünce disipliniyle aktarılamaması sonucunda tarihsel süreç içinde zihin dünyamız, İslam’ın temel esasları etrafında ve daha çok da mitolojik katmanlardan neşet eden ‘kutsiyet, velayet, keramet gibi’ kavramlara açık hale gelmiş ve bu yüzden de problemleri daha özgürlükçü bir bakış açısıyla irdelemenin önü kapatılmıştır.
Kabul etmek gerekiyor ki yüzyıllardır İslam toplumları akla, vicdana, ahlaka ve adalete dayalı sistem tasavvurundan ve de gerçek dünyadan soyutlanarak ‘velayet’, ‘keramet’ gibi kavramların şekillendirdiği sanal bir dünyaya hapsolmuştur.
Ayrıca bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor ki, Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Hoca’nın ‘Yüzleşme’ kitabında belirttiği gibi eğer demokratik değerler diye bir hedefimiz varsa ‘Dini kültürün tarihsel safahatı aynen korunduğu’ taktirde Batılı anlamda bir demokrasinin neredeyse mümkün olmadığını bilmemiz gerekiyor.
Açıkça ifade etmek gerekirse, büyük ölçüde eski kültürlerin, Zerdüşti ve maniheist kültürlerin katkısıyla oluşan Mehdilik, velayet ve keramet gibi kavramlarla şekillenen bir toplumda demokratik değerlerin ve özgürlüklerin hayat bulması hiç de kolay değil.
‘Kutsiyet, Velayet, Keramet’ sempozyumunun öğleden sonraki bölümünde oturum başkanlığı yapan Prof. Dr. Ali Köse, bu kavramların nasıl bir toplumsal zemin oluşturduğunu gösteren çok ilginç bir video izletti. Kelimenin tam anlamıyla travmatik bir duruma işaret eden videodaki bu konuşmalar, velayet ve keramet gibi kavramların günümüzde nasıl bir seviyesizlik ve cehalet oluşturduğunu göstermesi açısından son derece önemli.
***
Tarikat mensubu bir vatandaş kürsüde vaaz ediyor. Konuşmanın bir bölümü aynen şöyle: “Kardeşimizin birisi soruyor; hocam bu sözleriniz hangi kitapta yazıyor? Biz burada kitaptan söz etmiyoruz ki, Allah peygamberlerine nasıl vahyederse, velisine de öyle ilham eder. Geçenlerde bir sohbetimde Hz. Ebubekir efendimizle Cebrail arasındaki konuşmayı anlatıyorum, bir kardeşimiz soruyor, hocam bu söyledikleriniz hangi kitapta yazıyor? Sen nerden okuyacaksın, hocam Levh-i Mahfuz’da okudu desem sen nasıl okuyacaksın, senin öyle bir kitabın var mı? Şeyhimiz Abdullah Dağıstani hazretleri diyor ki: Ben peygamberin ashabına yaptığı bütün sohbetlerde bulundum. Şimdi birisi dese ‘Hocam sen 50 yaşındasın, peygamberimizin 1400 sene önceki sohbetlerinde nasıl bulundun? Allah dostlarını ezelde tekdir ettiği için onların ruhaniyeti orada bulunmuştur, oradan duyup söylüyor.”
Aslında videonun tamamı daha da dehşet verici de, ben sadece bu kadarını almakla yetiniyorum. Yaşadığımız toplumdaki manzara bu... Şimdi gel de kerametlerin, mehdilerin havada uçuştuğu ve böylesine İslam’la uzaktan yakından ilgisi olmayan saçma sapan vaazların yapıldığı bir ortamda bu ülkede demokrasinin nasıl inşa edileceğinden söz et. Doğrusu hiç umut verici değil.















"İsa, sadece, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğulları’na örnek kıldığımız bir kuldur." Zuhruf 59 "Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık." 60 "Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur." Zuhruf 61 "O vakit (ey Rasûlüm), senin Rabbin yeminle şunu bildirdi: Muhakkak kıyamet gününe kadar, Yahudîler üzerine hep o kötü azâbı sürecek olan KİMSE yi gönderecektir. Gerçekten Rabbin cezayı çok çabuk verendir. Yine şüphe yok ki o, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. " Araf 167
Yanıtla (0) (0)Mehmed bey, neden videoya ulaşılamıyor ?
Yanıtla (0) (0)Velayet ve keramet konularında konuşup insanları bilgilendirebilmek için, Yunus gibi Mevlana gibi olmak gerekir. Yunusu sıygaya çeken Molla Kasım gibi olanlar, bu konularda bilgili olmadıklarından anlatmaya yetkili değillerdir. Nitekim Beklenen Kurtarıcı İnancı Sempozyumunda da aynı şeyi yaptılar, Kur'an'da bildirilmiş, Hadis-i Şeriflerle müjdelenmiş Hz Mehdiyi ve Mehdiyyeti, Hz İsa (as)ın geleceğini kökten reddettiler.
Yanıtla (0) (0)Bu sahteKârlar dini oyun ettiler. Sürüsüne bereket bu Cahillerin peşinde koşan zavallıların... Bunların inancından beriyim hamd olsun
Yanıtla (0) (0)Ağzınıza sağlık hocam
Yanıtla (0) (0)Icinde Mustafa Kemal Atatürk"ün adinin gectigi yorumlara karsi alerjiniz var saniyorum.Ama bilesiniz ki, bu ülkenin kurtulus recetesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk"tür..
Yanıtla (0) (0)Tasavvufu ney, müzik edebiyat zannedenler; ya İslam Tarihini bilmiyorlar, ki bunlar biraz kitap karıştırırsa bu eksikliğini giderebilir. Ya da Islam Ahlakının nasıl tesis edileceğini bilmiyorlar. Nefs nedir, kalp nasıl tezkiye olur .. Mürsidi Kâmil nedir?Bu insanlar yüzlerce, binlerce sarhoşu ,dinle imanla ilgisi olmayan insanların nasıl tövbekar olmasına vesile oluyorlar.. İşte bunun için iyi niyetle bizzat kendi gözleri ile görmesi gerekiyor. Son bir not: Şeyh Şamil ismi size bir şey hatırlatıyor mu?
Yanıtla (0) (0)Hacı müthiş bir adammış. Kayseriliye benziyor. hacı galiba kayserili de müritler nereli onu merak ettim.
Yanıtla (0) (0)peygamberimizin iki şapkası vardı. biri allah'ın resulü diğeri devletin emiri. öldüğü zaman resulluk sona erdi. kendisineden sonra halife olanlar da devletin emirliğinin halefi oldular, allahın resullu'ğunun halefi olmadılar. yani dünyevi işleri yönetmenin sorumluluğunu devraldılar. şimdi hal böyle iken bu adam (ve benzerleri) çıkıp öyle şeyler söylüyorlar ki neredeyse resulluk bunlar üzerinden devam ediyor. hadi bizden korkmuyorlar allah'tan da mı korkmuyorlar??
Yanıtla (0) (0)Mehmet Bey dizim derdimiz; Allah'ın ve Resulunun anlattığı dinin, bunun gibi şarlatanlar tarafından aktarılan hint masallarıyla kirletilmeye çalışılması olmalıdır.
Yanıtla (0) (0)Bu demokrasinin kerameti kendinden menkul... Her derde deva mübarek... Başka doğrusu olmayanlara Allah yardım etsin.
Yanıtla (0) (0)Dalgalı fikirlerden, riyakar zikirlerden vallahi korkirem :) Sürekli yanlış örnek örnek olmaz diyenlere soruyorum. Tarikat ehli ilim namına tarihte ne ortaya koymuştur, ne getirip ne götürmüştür? Gitsinler edebiyat ve müzikle meşgul olsunlar. Ney üfleyip meşketsinler. İlim ve itikadı zehirlemesinler.
Yanıtla (0) (0)Gerçek Allah Dostları keşfe, keramete değil istikamet üzere olup olunmadigi ile ilgilenirler. Keşke bu müthiş hassasiyetinizi kendini"Kainat İmamı" ilan edenler için de gösterseydiniz! Selçuklu'yu da Osmanlı'yı da kuranlar Gazi Dervişler- Alperenlerdi. Ve onlar bu devletleri kurarken yan gelip yatmadilar. Kur'an'a ,sünnete uymayan kişiler nasıl yanlış yapınca red edilip söyleniyor ise; kendi şahsi fikirleri ile İslamî kavramları dejenere ederek, Islamı bozmaya çalışanlarda aynı muameleye tabi tutulurlar.
Yanıtla (0) (0)Demokrasinin yerlesip kurumlastigi ulkelerde cocuklar ilkokuldan (simdilerde ana okulundan) itibaren vatandaslik ve demokrasi egitimi aliyorlar. Gercegin kimsenin tekelinden olmadigi, fikir ozgurlugu, baskalarinin fikirlerine saygi, ozgurce tartisma, din ve devlet islerinin ayrilmasi, hukukun ustunlugu ve hukuk devleti, ozgur ve bagimsiz medya, insan haklari vb.vb. hayat boyu okullarda, medyada, partilerin kendi isleyisinde, secim donemlerinde vs. hep anlatiliyor, ogretiliyor, yetiskinler ornek oluyor, dolayisiyla bu gelenek nesilden nesile aktariliyor. Turkiye' de ise isler ters: Bati' da medya iktidara catir catir hesap sorar, gazeteci bunun kendi gorevi olduguna inanir, politikacida bunun gazetecinin gorevi oldugunu kabul eder. Turkiye' de ise medya iktidarin iktidar olma araci..
Yanıtla (0) (0)Islam'da esas Kur'an,sünnet, Kıyası Fukaha ve icmai ümmettir. Keramet Peygamber Efendimizin mucizelerinin Allah dostları vasıtası ile devamıdir. Ölçü değildir. Yaşayan kişi ile ilgili ve sınırlıdır. Yanlış örnek , örnek olmaz. Islamı demokrasi ile yorumlayamazsiniz. Insan ürünü demokrasiyi İslamın değerlerine tercih eden, imanıni sorgulasin.
Yanıtla (0) (0)işte bunun için laiklik, özellikle de laik ve bilim tabanlı eğitim.
Yanıtla (0) (0)