Yas yolculuğu
Türkiye’den her dönüşüm bir tatil dönüşü değil de hüzünle çevrilmiş bir yas yolculuğundan dönüş gibi oluyor.
Ve ben bu durumun bana hissettirdiklerini sevmiyorum.
Tatilden hem bedenen hem de ruhen yorgun dönmek, bizim gibi gurbetçilere özgü bir durum belki de
Ne kadar süre kalırsanız kalın, her zaman bir eksiklik hissi oluyor, birileri kırılıyor. Herkese zaman ayıramıyorsunuz, bu yüzden herkesi tek seferde göreyim derdine giriyorsunuz. Tüm bunları yaparken de 11 aydır çalışmanın yorgunluğunu üstünden atacak zamanın ve ortamın olmadığını fark ediyorsunuz.
Evet, bunlar genel gurbetçi şikayetleridir belki bilemem. Şahsi hislerimi paylaşıyorum sizlerle ben…
Bu genel tatsız psikolojik durum içinde bir de her geldiğimde daha da kötüleşen ülke ekonomisini görmek beni cidden çok üzüyor.
Bu berbat ekonomik ortamda adeta yaşam savaşı veren insanların her geçen mevsim daha da mutsuz, sinirli, huzursuz ve tahammülsüz hale gelmelerini içim yanarak gözlemliyorum.
İnsanlar devleti yönetenlerin kabiliyetsizliği yüzünden değişiyorlar.
Mutsuz bir hayat yaşıyorlar.
Göz göre göre yapılan bariz hataların sorumlusu bakan emeklisi milyon dolarlık şirketine giderken arabasının yoldan geçerken sıçrattığı suya isyan eden emekli, aylardır 1 kilo et alamıyor.
Cumhurbaşkanının 80 araçlık konvoyu ailecek yapılacak bir Boğaz turu için benzin yakarken bir yerlerde kiracı ev sahibini vurarak kendini de ev sahibi de yakıyor.
Sosyal Medya platformlarında devletin maaşıyla din adamlığı adı altında provokasyon yapanlar mantar gibi türüyor.
Göçmen, mülteci, sığınmacı adına ne denirse densin yabancı sayısındaki kontrolsüz artış çok ciddi bir beka sorunu olarak ülkenin karşısında duruyor.
Alım gücü sorunu, barınma sorunu, sığınmacı sorunu, depreme hazırlıksız şehirler sorunu…
Daha çok sorun var ama ben ilk akla gelenleri yazdım…
Sorunlar bitmiyor ve bunların hiç birine bir çare bulunmuş değil.
Örneğin devlet enflasyonu düşürmeden kira artış limitini %25’e sabitledi ya hani… Tamam, kiracıyı kendince korudun da kendi dairesini kiraya verip başka şehirde ya da ilçede kirada oturanlar ne olacak?
Herkes emlak zengini değil ki? Başkasının parasıyla hava atmak tam da bu olsa gerek.
Devlet vatandaşın malıyla vatandaşa hava atıyor… Bak, ben seni korudum ama senin ev sahibin aç gözlü imajı veriyor.
Ve devlette görev almış kişiler asla ve asla hatalarının bedelini ödemiyorlar. Sadece görev yerleri değişiyor, ama kaymaklı maaşlarını almaya devam ediyorlar.
Türkiye tarihinde olmadığı kadar kötü yönetiliyor ve buna karşılık muhalefet o kadar silik kalıyor ki böyle bir vaziyette bile kitleleri heyecanlandıramıyor.
Yazık…