Siyasetçi-ajan takası
Biliyorsunuz, Türkiye’de işlenen “Çeçen cinayetleri”nden sorumlu oldukları iddiasıyla yargılanmakta olan iki Rus ajanının geçtiğimiz günlerde serbest bırakılarak ülkelerine iade edildiği ortaya çıkmıştı. Şimdi bu iadenin Kırımlı iki siyasetçinin Rusya tarafından serbest bırakılması karşılığında gerçekleştiğini öğrendik.
Bu iki haber karşısında iki ayrı his uyanıyor insanda.
Bir taraftan Ankara’nın “Kırım davası”na bu derecede sahip çıkması, özellikle bugünlerde -mevcut konjonktür gereği- iyi ilişkiler içinde olduğu Rusya’nın Kırım işgalini meşru kabul etmeme tavrını sürdürmesi gelecek adına ümit verici.
Diyeceksiniz ki “Türkiye hem Kırım’daki kardeş halkla arasındaki tarihi ve kültürel bağ sebebiyle ahlaken bu davaya destek vermek durumunda hem de kendi çıkarlarına ve hatta varlığına yönelik geleneksel jeostratejik tehditleri mümkün olduğunca etkisizleştirmeye çalışma zorunluluğu yüzünden…”
***
Evet, Kırım Tatarlarının anavatanının tarihte ikinci defa Ruslar tarafından ilhak edilmesinin sonuçları hem bölge ve dünya dengeleri bakımından hem de Türkiye’nin çıkarları bakımından önemli olacak. Bu bakımdan Kırım Türklerinin temel insani haklarını ve milli varlıklarını korumak Türk dış politikasının temel önceliklerinden biri olarak görülmeli. Hasılı kelam, Ankara’nın iki insan hakları savunucusu Kırımlı Tatar siyasetçinin serbest bırakılması için gösterdiği çaba şaşırtıcı değil.
Ne var ki son günlerde bazı çevrelerde “Rusya ile yakınlaşma ihtiyacı” adı altında savunulan aşırı teslimiyetçi görüşlerin devlet ve hükümet nezdinde karşılığının olmadığını düşünmek isteyenler için Ankara’nın bu adımı başka bir bakımdan olumlu anlam taşıyor…
Ancak diğer taraftan aynı haber buruk bir duygu da oluşturuyor insanda… Çünkü takas edilen kişiler arasında asgari derecede bir eşdeğerlik bile yok. Türkiye’nin serbest bırakıp Rusya’ya iade ettiği kişiler İstanbul’da yaşayan Çeçen liderlerine yönelik suikastlardan sorumlu tutulan gizli ajanlar.
***
Bu iki profesyonel katilin karşılığında Moskova tarafından serbest bırakılan kişiler ise Kırım Tatarlarının temel haklarına yönelik kısıtlamalara ve benzeri antidemokratik müdahalelere karşı mücadele eden iki siyasetçi. Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcıları Ahtem Çiygöz ve İlmi Ümerov. Rus işgalinden önce halkın oylarıyla Ukrayna milletvekili olarak seçilmiş meşru siyasetçiler. Tutuklanma gerekçeleri bile Rus resmi metinlerinde “miting düzenlemek” diye ifade ediliyor.
Yani, nereden bakarsanız bakın, aralarında bir eşdeğerlik söz konusu değil.
Peki, bu niçin önemli?
En azından Ankara-Moskova ilişkilerinin diğer bütün alanlarda böylesi “eşitsiz” bir düzlemde sürdürülmesi taleplerine kapı açabileceği, yani karşı tarafa cesaret verebileceği için.