Galatasaray’ın Galata’sı

Türk toplulukları yaklaşık bin yıl önce “Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan” Küçük Asya’ya doğu yönünden geldi diye biliyoruz. Doğru ama eksik. Türkmen-Oğuz toplulukları çoğunlukla İran ve Azerbaycan toprakları üzerinden akın akın Anadolu’ya gelip yerleştiler ama azımsanmayacak sayıdaki bazı Peçenek ve Kıpçak toplulukları da Karadeniz’in üstünden Balkanlara gelmişler, bazıları ise oradan Anadolu’ya geçmişlerdi. Bu dediğim Malazgirt’ten önce.

O devirde büyük bölümü Hıristiyanlığa giren bu topluluklar genellikle Bizans ordusunda paralı asker olarak görev yapıyordu. Hatta Malazgirt Savaşı’nda da Bizans ordusu saflarında savaşan bazı grupların karşılarında kendileriyle aynı dili konuşan bir topluluk olduğunu görünce saf değiştirdikleri rivayet edilir. Anadolu coğrafyası Selçuklular öncülüğünde Türkleşmeye başladığı devirlerden itibaren bu unsurlar büyük oranda Müslümanlaştı ve diğer etnik gruplarla kaynaşarak bugünkü nüfus yapımızın harcına karıştı.

O harca karışanlar içinde çok başka unsurlar da vardı elbette. Yalnızca Rumları, Ermenileri, Gürcüleri, Arapları ve Kürtleri kastetmiyorum... Genel olarak Rum kimliği altında düşünmeye alıştığımız Anadolu’nun eski halkları çoğunlukla Grekçe konuşmakla birlikte Helen kökenli olmayan topluluklardı. Ege kıyıları dışındaki nüfusun ekseriyetinin İonlarla akrabalığı yoktu. Yani Hititler, Frigler, Kapadoklar, Paflagonlar, Lidyalılar, Likyalılar, Karyalılar vs… gibi kendilerine ait dilleri ve kültürleri olan müstakil etnik toplulukların bakıyyesi olan insanlardan söz ediyoruz.

Bunlar Doğu Roma İmparatorluğu döneminde ve özellikle Hıristiyanlığa geçmelerinin ardından resmi kilise lisanı Grekçe’yi de kolayca benimseyerek etnik kimliklerini kaybettiler. Hıristiyanlaşan Peçenek ve Kıpçak toplulukları için de şüphesiz aynı şey geçerliydi. Bunun istisnası Hıristiyan olmakla birlikte Türkçe konuşmayı sürdüren Karamanlılardı.

***

Ancak Bizans devrindeki Helenizasyon sürecinden etkilenen bu unsurlardan hangilerinin daha sonra Anadolu’nun Türkleşme-Müslümanlaşma sürecinde bu sefer bu yenikimliği benimsemiş olduğunu tespit etmek kolay değil. Hıristiyan unsurun büyük ölçüde Rum kimliği altında varlığını sürdürdüğü biliniyor, ancak daha Selçuklu devrinden itibaren yerli halkın az çok Müslümanlaşması da bilinen bir olgu. Bilhassa farklı kültürel kökenleri itibarıyla resmi Hıristiyanlıkla ilgili sıkıntıları olan bazı grupların Müslümanlaşan nüfusa daha kolay katılmış olduğu tahmin edilebilir. Balkanlardaki Bogomiller gibi…

Galatları da bunlar içinde saymak mümkün görünüyor. Çünkü Galatların Hıristiyanlık anlayışının Doğu Roma’nın resmi anlayışından farklı olduğu belirtiliyor kaynaklarda. Bizzat Aziz Pavlus’un irşadıyla Hıristiyanlığı kabul eden ilk Anadolu halkı olmalarına rağmen Galatlar özellikle rahip hiyerarşisine karşı bir tutum içindeymişler.

İncil’in bir bölümünü oluşturan Aziz Paulus’un mektuplarından biri de Galatyalılara yazılmıştır. Burada Hıristiyan olmalarına öncülük ettiği bir grubun Yahudilerin etkisiyle sünnet geleneğini uygulamasına karşı çıkar; 'Biz köle kadının (Hacer) değil, özgür kadının (Sare) çocuklarıyız' der.

***

Anadolu’ya M.Ö. 3’üncü yüzyılda geçiyor Galatlar. İstanbul’u kuşatıyorlar, ama fethedemiyorlar. Bu amaçla tam bir yıl boyunca konaklamış oldukları bölgenin adı bu yüzden Galata. Demek ki en büyük spor kulüplerimizden birinin, Galatasaray’ın adında yaşıyor hiç değilse Galatlar. Tıpkı Celtic kulübü gibi… Veya Celta Vigo… Çünkü Kelt sözü bizim Galatların Avrupa’daki adı. Gal veya Gaul diyen de var. (Grekçe adı Galatae. Latincesi Celtae.)

Ankaragücü’nü de ekleyebiliriz yukarıdaki spor kulüpleri listesine. Ne de olsa -Yozgat ve Çorum’la birlikte- Galatya adı verilen bölgenin merkezinde yer alan Ankara’nın adı da Keltçe. Gelibolu zaten adı üstünde öyle… “Gal şehri” demek.

Avrupa’daki Keltçe yer isimleri daha fazla tabii. Mesela Galiçya. Portekiz’in adı (Portugal) Gal limanı anlamında. Galler de adı üstünde. İngilizce’de Wales denilen bu ülkenin halkının yanısıra İrlanda ve İskoçya nüfusu da Kelt soyundan. Diğer yandan, başta Fransa olmak üzere Batı Avrupa halklarının etnik karışımı içinde Keltler ciddi bir paya sahip.

Galiba o kadar olmasa bile bizim coğrafyamızda da belirli ölçüde yaşayan bir Kelt mirası var.

***

Başka bir “Bayram yazısı”nda veya o mümkün olmazsa bir “haftasonu yazısı”nda bu konuya tekrar dönme ümidiyle, bütün okurlarımızın bayramını kutluyor; bu özel günlerin bilhassa İslam dünyasının cehalet uykusundan uyanmasına ve topyekün insanlık aleminin olgunlaşmasına vesile olmasını diliyorum.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum