Nabi Avcı, Cahit Koytak ve şiir
Gündemdeki kimi tartışma başlıklarına bakıyorum. Oradaki yüzeyselliğe, akıldışılığa. Bu konuda söz alacağım elbet, ama bir Cumartesi yazısını buna harcamak istemedim. Sebebi de belli: Bu hafta başı eşim Aysun’la birlikte Nabi Avcı ve Cahit Koytak ağabeylerimle, Semra Avcı ablamızla bir araya geldik. Bizim için nice on yıllardır Semra Abla’dır, Nabi Abi ve Cahit Abi’dir onlar. İşin içinde Cahit Abi olunca şiir konuştuk elbet, başka türlüsü ne mümkün!
Cahit Koytak, tıpkı İlhan Berk gibi, her olup biteni şiirle yaşayan, şiir için yaşayan bir has ozandır. İkisinin dostluğuyla da gurur duyarım, İlhan Berk’i yitirmenin acısını her gün gönlümde taşırım. Nabi Abi ise çok başkadır bizim için. Kadim dosttur, öz ağabeyimizdir. Ailesi ailemizdir. Nicedir “Tamam, siyaset yazıyorsun, ama arada şairliğine, asıl işlerine de dokun yahu!” diye serzenişte bulunuyordu. O gün de aynı şeyi yineledi, geçenlerde bu köşeden Blake çevirilerime yer vermiş olmamı örnek göstererek.
***
Nabi Abi’ye uyup pek gün yüzüne çıkmamış birkaç çevirimi paylaşacağım bugün de. Önce Gary Snyder, sonra Han-shan. Beat şiirinin özgün adlarından biridir Snyder, buralarda pek tanınmaz. Önce ondan bir örnek:
Ekşihamur Dağı Gözetleme Yerinde Ağustos Ortası
Vadinin oralarda hafif bi sis
Üç günün sıcağı, tam beş gün yağmurdan sonra
Çamsakızı kızıla kesiyo köknar kozalaklarında
Kayalar çayırlar boyunca
Genç sinekler sürü sürü.
Anımsayamıyorum bi zamanlar okuduğum şeyleri
Üç beş dost, ama kentlerde kalmış onlar da şimdi.
Teneke bi bardaktan soğuk mu soğuk kar suyunu içerken
Bakıyorum kilometreler kilometreler uzağa, ta ileri
Yükseklerin durgun havası sarıp sarmalarken beni.
Unuttuğumuz haller! Sıra geldi Han-shan’a. 9. yy’dan, Tang hanedanı döneminden, Taocu bir keşiş-ozan, yaman bir adam. Adının Türkçesi “Soğuk Dağ”dır. Aşağıdaki şiirler Gary Snyder’ın Han-shan yorumlarıdır, ozanın “Riprap & Cold Mountain Poems” adlı kitabından:
1
Han-shan'ın oraya giden yol güldürür insanı
Böyle yol olur mu diye?
Ne nal izi var ne araba izi, ama bi yol işte.
İç içe geçen koyaklar -döneceğin yerleri bulmak zorlu iş,
Düzensiz kayalıklar -öylesi engebeli, aklın uçar.
Bin çeşit ot kıvrım büklüm düşen çiğle.
Çamlık bi tepe uğulduyo esen yelle.
Yuvama varan kestirme yolu yitirmişim işte,
Gövde soruyo gölgeye, nasıl sürdüreceksin diye?
2
Karman çorman kayalıklar içinde bi yer seçmişim kendime-
Dört yanda kuş izleri, ama insanlar için geçit yok işte.
Avlumun ötesinde ne var?
Güç seçilir kayalara dolanan ak bulutlar.
Yuvam burası benim -kimbilir kaç yıl oldu geleli-
İlkyazı kış izliyo nicedir, kışı ilkyaz.
Gidin seslenin gümüşlerini sayan araba düşkünü kalabalıklara
"Ne işe yarayacak onca gürültü, onca para?"