Beşiktaş’ın temel önceliği ne?
Geçtiğimiz sezon 2. şampiyonluğun önemi üzerine çok sayıda yazı yazdım. Avrupa Ligi’nde belki en sona kadar gidebilirdi Beşiktaş, ama temel öncelik 2. şampiyonluktu. Bu sezon öncesi ve esnasında da Milne dönemindeki başarıyı tekrar yakalamanın önemi üzerine yazdım, yazıyorum. İstikrarın ve başarıda sürekliliğin korunması için temel öncelik bu olmalı. Ben böyle düşünüyorum.
Şampiyonlar Ligi’nde ilk maçlarda 3’te 3 yapmak, bunu başaran ilk Türk takımı olmak sıradışı bir durum. Beşiktaş diyelim ki en az çeyrek final oynamayı başarırsa, bu da çok büyük iş olur. Ama bir sonraki yılda Şampiyonlar Ligi’nde yer almayı başarmak kaydıyla. İşte o zaman çok daha büyük bir iş olur bu.
Monaco maçına kısaca değineceğim. Porto ve Leipzig maçlarında rakipleriyle eşit sayıda gol girişimi üretmiş, ama gereken skoru yakalamıştı Beşiktaş. Bu kez rakibinden daha fazla gol girişimi üretti (11-9) ve çok rahat bir galibiyet aldı. Özgüven, işbirliği ve taktik bütünlük açısından mükemmel bir Beşiktaş izledik.
DENGELİ KONSANTRASYON
Aynı nitelikleri ligde de görmek istiyorum doğrusu. Beşiktaş’ın pozitif futbol oynayan rakipler karşısındaki başarısı ortada. Oradaki taktik konforu, teknik üstünlüğü ve bireysel becerileri kontrollü futbol oynayan, iyi kapanan, sertlikten ve taktik faullerden kaçınmayan Süper Lig ekipleri karşısında da sahaya yansıtmalı. Buna standart bir çözüm getirmeli ve bu standardı yükselterek korumalı.
Gençlerbirliği yenilgisi sezon içindeki sıradan bir yenilgi olabilirdi. Gelgelelim, Galatasaray ilk 8 haftayı sadece 2 puan kayıpla geçtiği için, çok ciddi bir yol kazası halini aldı. Fenerbahçe yenilgisi ve izleyen Trabzon beraberliği sıradışı koşulların ürünüydü. Oysa Kasımpaşa ve Gençlerbirliği’ne yitirilen 5 puan öyle değil. Beşiktaş bugün rakibinin sadece 3 puan gerisinde olabilirdi.
Şampiyonlar Ligi’nde başarının motivasyona değil, konsantrasyona bağlı olduğunu yazmıştım daha önce. Beşiktaş’ın ligde zaten belli bir konsantrasyon düzeyi yakalayacağını varsayarak. Görüyoruz ki Şampiyonlar Ligi’ndeki düzey ile Süper Lig’deki arasında bir dengesizlik var. Bunun bir an önce dengelenmesi gerekiyor. Daha da geç olmadan. Şenol Güneş’e bu konuda güvenim tam.
Şimdi Başakşehir gibi oyun anlayışı kendisine ters gelen bir takımla oynayacak Beşiktaş. Coşkulu taraftarı önünde, yukarıdaki olası çözümü ve gereken konsantrasyon düzeyini içeren bir galibiyet almalı. Milne dönemindeki başarıyı tekrarlamak en çok Şenol Güneş’e yakışır. Şenol Güneş gibi çok iyi bir teknik direktörü olan Beşiktaş bu kapasiteye sahip. Yeter ki temel önceliğini korusun.