Tunus İdare Mahkemesi’nin gösterdiği yol
Yazdık, yazıyoruz, yazmaya devam etmek zorunda kalmayacağımızı umuyoruz: 28 Şubat yargısının kararları yok sayılmadığı müddetçe 28 Şubat bitmiş sayılmaz.
Muhtelif İslamî hareketlere mensup olan veya mensup olduğu varsayılan yüzlerce insan, 28 Şubat Cuntasının sevk ve idare ettiği mahkemelerde aldıkları cezalar yüzünden 20 küsur senedir hapis yatıyor, yatmaya devam ediyor.
Elhak, mağduriyetlerine geç de olsa son verilenler, tek tük de olsa salıverilenler var.
Buna seviniyoruz ama bununla yetinmemiz mümkün değil.
Toplu bir çözüm bekliyoruz.
Darbeci generallerden aldıkları brifinglere göre hareket eden savcıların siyasî iddianameleri, hakimlerin siyasî kararları külliyen yok sayılmalı.
28 Şubat yargısının hükümleri kategorik olarak reddedilmeli.
“İrtica ile mücadele” kapsamında, “anayasal düzene karşı suç” ithamıyla verilen bütün cezalar iptal edilmeli, ilgili bütün yargılamalar yenilenmeli.
***
Vaktiyle Tunus’ta İslam düşmanı diktatör Habib Burgiba’nın tetikçiliğini yapan savcılar ve hakimler, başta Nahda olmak üzere bütün İslamî hareketlerin mensuplarına terörist yaftası yapıştırıp zulmediyorlardı.
Burgiba’nın halefi olan Zeybelabidin Bin Ali’nin iktidarında da devam eden bu ‘cadı avı’nın sona ermesi için devrim olması gerekiyordu.
Nihayet devrim oldu ve İslamî hareketlerin -tabii ki “IŞİD” ve Kaide bağlantılı olanlar hariç- yakasından düşüldü.
Bununla yetinilmedi ama.
Geçmişteki sakat yargı kararlarıyla da yüzleşildi ve bu yüzleşmenin gereği yapıldı.
Tunus İdare Mahkemesi’nin geçen hafta aldığı bir kararla, Burgiba’nın 1987’de İslami hareket mensuplarının yargılanması için yaptığı Devlet Güvenlik Mahkemeleri heyeti atamaları geçersiz sayıldı ve böylece o mahkemelerin 1987-2010 yıllarında verdiği bütün hükümler bozulmuş oldu.
***
Nahda Hareketi’nden yapılan yazılı açıklamada, Tunus İdare Mahkemesi’nin söz konusu kararı “tarihi bir duruş” olarak nitelendiriliyor.
Cunta hukukuna karşı duruş işte böyle olur.
Biz de isteriz.