Suriye Devrimi’nin belkemiği: Ahrar-ı Şam
Malum; Suriye Devrimi’nin öncü güçlerinden Ahrar-ı Şam İslami Hareketi, Türkiye’nin organize ve koordine ettiği Fırat Kalkanı Harekâtı’na katılma karar aldı.
Bu vesile ile Ahrar-ı Şam’ı -henüz tanımayanlara- tanıtalım.
Aşağıdaki malumatı, Suriye Devrimi’nin silahlı kuvvetlerini en iyi tanıyan gazetecilerden Furkan Azeri derledi bizim için.
Allah razı olsun.
***
Suriye’deki devrim hareketinin başlarında kurulan Ahrar-ı Şam (Şam’ın Hürleri), en güçlü zamanlarını yaşarken 9 Eylül 2014 tarihinde karargâhına düzenlenen saldırıda lideri Hasan Abbud ve aralarında Ebû Yazan eş-Şâmi, Ebû Talha el-Ğabi, Ebû Abdulmelik eş-Şer’i, Ebû Eymen Hamavi, Ebû Eymen Ram Hamdan’ın da bulunduğu 19 önemli komutanı şehit olmasına rağmen bugün gelinen noktada 20-30 bine yakın mensubu ile Suriye Devrimi’nin en güçlü örgütüdür.
Ebu Cabir Mesken’in 1 senelik görev süresinin dolması üzerine hareketin şura konseyi yeni lider olarak 34 yaşındaki Lazkiye Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi mezunu Ebu Yahya’yı (Mühanned El-Mesri ) seçti.
Suriye halkının verdiği kurtuluş savaşında Ahrar-ı Şam, Esed rejimine, Bağdadi Grubu’na ve PYD/PKK’ya karşı en aktif mücadele eden grupların başında geliyor.
Ahrar-ı Şam, Esed rejiminin ve İran’ın en çok çekindiği yapılardan birisi. Çünkü kendi yağıyla kavrulabilen, doğal haliyle büyüyen, arkasına Suriye halkını almış ve tamamına yakını Suriyelilerden oluşan bir grup.
Bugün başta Halep, Hama, Humus, Lazkiye sahil bölgesi ve bütün sınır hatlarında Esed rejimine ve Bağdadi Grubu’na karşı kesintisiz 24 saat nöbet tutan, hatları ve sınırları koruyan bu harekettir.
Ahrar-ı Şam, rejime karşı verilen savaşın en sıcak ve ön cephesinde olmasının yanı sıra Suriye içinde kurtarılmış bölgelerde halka sağlık, güvenlik, belediye hizmetleri de götüren nadir guruplardan.
Ayrıca Ahrar-ı Şam, savaşın olduğu her yerde meydana gelen boşluktan doğabilecek anarşi, fuhuş, insan ticareti, kaçakçılık gibi suçların önlenmesi için kurduğu mahkeme sistemleriyle de bir dengeyi ve halk lehine otoriteyi temsil ediyor.
Suriye’de herkes takdir eder ki; Esed rejimine karşı verilen mücadelede Ahrar-ı Şam ve benzeri birkaç grubu çekerseniz geriye rejimle mücadele adına hatırı sayılır bir şey kalmaz.
Mutedil bir hareket olan Ahrar-ı Şam, Suriye kaynaklı yapıldığı öne sürülen Ankara ve Paris saldırılarını kınadı ve bu kanlı hadiseleri terör olarak niteledi. Ayrıca, savcı Mehmet Selim Kiraz’ın DHKP-C teröristleri tarafından katledilmesine de tepki göstererek şehit savcının ailesine ve Türk halkına başsağlığı diledi.1 Kasım seçimlerinde AK Parti’nin kazanmasından dolayı tebrik mesajı yayınladı. 15 Temmuz’daki askerî darbe girişimi karşısında da Erdoğan, AK Parti ve Türk halkının yanında yer aldı.
Ahrar-ı Şam’ın zafer tarihinden bir kesit: 11 Mart 2012’de Ahrar-ı Şam, diğer grupların katkısıyla Taftanaz askeri üssünü ele geçirdi. Bu, Suriye Devrimi’nin ilk önemli askeri başarılarındandır. 8 Mart 2013’te başını Ahrar-ı Şam’ın çektiği gruplar Rakka şehrini ele geçirdi (Rejimin bombardımanı yüzünden Rakka daha sonra IŞİD’in eline geçti). Bugün devrimcilerin elindeki en geniş kurtarılmış bölge olan ve devrimin arka cephesi konumuna gelen İdlip, Eriha, Cisrişuğur’un alınmasında Ahrar-ı Şam’ın büyük katkısı oldu.
Ahrar-ı Şam, Kürt bölgelerinde Kürt İslâm Cephesi’nin oluşumunda da büyük rol oynadı. (Daha sonra Kürt İslâm Cephesi resmi olarak İslam Cephesi grubuna katıldı).
Uluslararası toplum da Ahrar-ı Şam’ın gücünü ve Suriye için önemini görmezden gelemiyor. Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da 8-10 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen Suriye toplantısına Ahrar-ı Şam da davet edilmişti.
Son olarak vurgulamak gerekiyor ki; Suriye’de Ahrar-ı Şam’ın içinde olmadığı, katkı vermediği ve katılmadığı bütün girişimler başarısız olmaya mahkûmdur.
***
Fırat Kalkanı Harekâtı’na Ahrar-ı Şam desteğinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz.