Okkupert
Batılı devletlerle Rusya ve müttefikleri/uyduları arasında yeni bir soğuk savaş başlarsa, 14 Kasım 2017 tarihi bu savaşın kilometre taşlarından biri olarak kayda geçebilir.
***
O gün (Geçen Salı günü) İngiltere Başbakanı Theresa May, Londra Finans Merkezi’nin yıllık geleneksel yemeğinde yaptığı konuşmada Rusya’ya verip veriştirdi: “Bilgiyi silaha dönüştürmeye çalışıyor… Bazı Batı ülkelerindeki seçimlere müdahale etti, devlet kurumlarına siber saldırılar düzenledi… Batı’da kargaşa çıkarmak ve kurumların altını oymak için devlet medyası eliyle yalan haberler yayıyor… Hepimizin bağımlı olduğu uluslararası düzeni tehdit ediyor…”
Kendilerini korumak için müttefikleriyle beraber ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen May’in “Rusya’ya basit bir mesaj”ı da vardı: “Ne yaptığını biliyoruz ve başaramayacaksın çünkü demokrasilerimizin direncini, açık ve özgür toplumların kalıcı cazibesini ve Batılı milletlerin bizi birleştiren ittifaklara bağlılığını hafife alıyorsun.”
***
Aynı gün, Hollanda İçişleri Bakanı Kajsa Ollongren, yaptığı yazılı açıklamada, Hollanda’da organize bir şekilde Rus istihbarat elemanlarının bulunduğunu ve bunların toplumun çeşitli kesimlerinden Rusya’nın çıkarına yönelik bilgi topladıklarını belirtti.
Ollongren, Rus istihbarat elemanlarının, klasik istihbarat operasyonlarının yanı sıra Hollanda halkını yalan haber ve yanlış bilgiyle etkilemek için dijital araçları da kullanıldığını aktardı.
Rus yanlısı bir kamuoyu oluşturmak için “yalan haber” yazan siteler bulunduğunu kaydeden Hollandalı bakan, bunların, üç yıl önce Ukrayna hava sahasında yol alırken Ukrayna-Rusya sınırına 40 kilometre mesafede düşürülen MH17 sefer sayılı uçakla ilgili yanlış bilgi verdiğini iddia etti.
Ollongren ayrıca, bu duruma karşı bazı medya ve teknoloji şirketleri ile bir araya gelerek bu tür siyasi etkilerin nasıl önleneceğine dair çözüm arayışları içerisine gireceklerini kaydetti.
(Gerek İngiltere Başbakanı May’in ve gerekse Hollanda İçişleri Bakanı Oliongren’in Rusya’ya yönelik suçlamaları, Batılı devletler için de aynen geçerli tabii. Bu işlerin piri Batı’dır zaten; bilhassa İngiltere ve ABD. Rusya, son zamanlardaki mezkûr tezgâhlarıyla, onların iyi bir talebesi olduğunu gösteriyor.)
***
Yine 14 Kasım Salı günü, Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Süddeutsche Zeitung’un internet sitesinde, Alman Federal İstihbarat Teşkilatı (Bundesnachrichtendienst) Başkanı Bruno Kahl’ın Rusya’yı “potansiyel bir tehdit” olarak nitelediği bildirildi.
Gazetenin haberine göre Kahl, Münih’te yaptığı bir konuşmada, Kırım’ın Rus işgalinden kurtulabileceğine dair ümitlerin tükendiğini, Rusya’nın gittikçe artan bir hızla nüfuz siyaseti güttüğünü ve bu çerçevede ordusunun kalitesini yükselttiğini, Avrupa’nın güvenliği konusunda Rusya’yı partner olarak değil potansiyel tehdit olarak görmek gerektiğini, Rusya’nın rahatsız edici bir komşu olduğunu ve Batı Avrupa’daki savunma sisteminin Rus tehdidiyle baş edebilecek seviyede olmadığını söyledi.
***
Baltık ve İskandinav ülkelerinin hükümetleri zaten öteden beri Rus tehdidinden bahsediyorlar.
Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinden beri bu yöndeki açıklamalar çoğaldı.
Dizi filmi bile yapıldı Rus
tehdidinin…
Norveç televizyonunda şu sıralar ikinci sezon bölümleri gösterilen “Okkupert” (İşgal Altında) dizisi, Rusya’nın Norveç’i işgalini anlatıyor!
Hayalî, ama “Olur mu olur” dedirtecek kadar gerçekçi bir hikâye.
Bu hikâyede Avrupa Birliği –ve dahî ABD-- Norveç’in Rus işgaline uğramasına enerji konusundaki bazı mülahazalarından ötürü çanak tutuyorsa da, yeni gelişmeler dizi yapımcılarını hikâyenin seyrini değiştirmeye sevk edebilir; üçüncü sezonda Batılı devletleri Rusya’nın karşısında birleşik bir cephe olarak
görebiliriz.