Last man standing
Usame, Londra’da mukim bir Filistinli. Mavi Marmara gazisi. Solcu.
Geçenlerde İstanbul’a geldi. Buluşup sohbet ettik. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bahis açılınca heyecanla “Last man standing” dedi. Türkçeye “Son ayakta kalan adam” yahut “Ayakta kalan son adam” diye tercüme edebiliriz, ama İngilizcesi kadar vurucu olmaz.
“Last man standing”, çünkü mevcut dünya düzeninin çarkına çomak sokma iradesini ve potansiyelini ortaya koyup da uluslararası sistem ağaları tarafından şu veya bu şekilde ‘hal’ edilmeyen/edilemeyen tek lider.
***
“Mevcut dünya düzeninin çarkına çomak sokma potansiyeli” çok mu iddialı bir ifade oldu?
Abartıyor muyum?
Kesinlikle hayır!
Öyle bir istidat göstermeseydi, uluslararası sistemin ağaları Priştine’den Mogadişu’ya kadar her yerde “Erdoğan’ın Türkiye’si”ni durdurmak için akla karayı seçmezlerdi.
Somali’de İngiliz kokan “Şebab” saldırılarına maruz kalıp duruyoruz, Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki krize Çad üzerinden müdahale teşebbüsümüz Fransa’nın sabotajına uğradı, Suriye’de güvenli bölge oluşturma çabamız ABD ve Rusya tarafından el birliği ile engellendi, Kosova’da Batılıların finanse ettiği ne kadar gazete varsa hepsi ‘Türklerin bölgeye dönüşünün doğurduğu tehlikeler’den dem vuruyor vs, vs, vs…
Bunlar aynı resmin unsurlarıdır. Resmin konusu: Uyanıp ayağa kalkmaya yeltenen devi durdurma çabaları.
Türkiye’nin dört bir yanında patlatılan bombalar da hiç şüphesiz “mevcut dünya düzenine çomak sokma potansiyeli”ni bastırma azmini ifade ediyor.
Tunus’ta demokratik yollarla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olan Merzuki’nin (o da solcu) dediği gibi: “Türkiye, Sykes-Picot anlaşmasında kendisine biçilen itaatkârlık rolünü aşarak rol modeli oldu. Türkiye, iki milyondan fazla Suriyeliye desteğinden ve onları korumasından, Arap Baharı’na, özellikle ordu ve güvenlik konularında Tunus’a verdiği her türlü destekten, ekonomik ve sosyal alanlardaki başarısından ve büyük devletlerle yarışmasından dolayı cezalandırılmak amacıyla terör saldırıları aracılığıyla hedef alındı.”
Hedef alındı, hedef alınıyor, ama dönmüyor davadan.
***
Yoluna döşenen mayınlar, kazılan hendekler, kurulan barikatlar kâr etmiyor; dünyanın bütün şeytanlarının bir araya gelip el birliği ile kurduğu en ustaca tuzaklar boşa çıkıyor; ancak Alemlerin Rabbi Allah’ın inayetiyle, rahmetiyle, bereketiyle izah edebileceğimiz müthiş bir baht ile hepsinin üstesinden gelip Erdoğan’la yürüyüşüne devam ediyor Türkiye.
Üstelik, gücünden bir şey kaybetmeden, bilakis gücüne güç katarak ilerliyor.
Sivil ve askerî altyapısını birbirinden mütwhiş projelerle geliştirerek ilerliyor.
TİKA’sıyla, Kızılay’ıyla, TDV’siyle, başta İHH olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşuyla dünyanın dört bir yanına uzattığı şefkat eli sayesinde nice memleketin gönlünü fethederek ilerliyor.
TSK’nın Bosna yahut Afganistan’da topladığı sempatiyle ilerliyor.
Milyonlarca muhacire ensar olabilmenin prestijiyle ilerliyor.
“One minute” ve “Dünya 5’ten büyüktür”ün harekete geçirdiği maşeri vicdanla ilerliyor.
İslam dünyasına verdiği birlik mesajlarıyla ilerliyor.
İlerliyor, ilerleyebiliyor, neokolonyalistlerin/emperyalistlerin nüfuz sahalarında onların nüfuzlarını kıra kıra yol alabiliyor, çünkü insanlığın selametine ilişkin makul önerilerinin boş bir retorikten ibaret olmadığını her fırsatta somut projelerle, somut eylemlerle, somut hizmetlerle ortaya koyuyor.
Hiç aklımızda olmayan devletler, emperyalist tekellerden kurtulmak için bize ‘Gelin, ülkemizde bayrak gösterin’ diye çağrıda bulunup hiç aklımızda olmayan yatırım imkânları sunuyorlar, hatta askerlerimizi de görmek istiyorlar topraklarında.
Somali ve Katar’ın talepleri üzerine bu ülkelerde askerî üsler kuruyoruz, Ukrayna ‘Biz de isteriz’ diyor…
Erdoğan’ın liderliğinde “İnsanlığın Son Adası” olduk yeniden.
***
Türk-Arap Yükseköğretim Kongresi’ndeki konuşmasında emperyalistlerin “Böl, parçala, yönet” siyasetini ve “Bir damla petrol bir damla kandan kıymetlidir” vicdansızlığını, beri tarafta da Ümmet-i Muhammed’in belini büken mezhepçi ve ırkçı akımları tel’in edip İslam Birliği’nin gereğini vurgulayan Erdoğan bir kere daha “last man standing”liğini konuşturdu.
Filistinli Usame’nin kulakları çınlasın.