Kürdistan Bölge Yönetimi’ne büyük ayıp

Eskiden “çapulcu” denir geçilirdi.

Sonra daha diplomatik olan “Irak’ın kuzeyindeki yapı”yı benimsedi resmî ağızlar.

Nihayet, 16 Kasım 2013’te, o zamanlar başbakan olan şimdiki cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da ağırladığı Mesut Barzani’nin şahsında, adıyla sanıyla “Irak Kürdistan Bölge Yönetimi”ni selamladı.

Böylece, Ankara-Erbil hattında yeni bir günün başladığı resmen tescillenmiş oldu.

Evet, Türkiye’nin güneyinde “Kürdistan Bölge Yönetimi” diye bir ‘entite’ yahut hükümet var ve Türkiye onu resmen tanıyor; resmen tanıyor ve onunla geliştirdiği fevkalade iyi ilişkileri koruyup geliştirmeyi önemsiyor.

İkili ilişkilerin şeklini ve seyrini karşılıklı güvensizliğin tayin ettiği günler çok geride kaldı, elhamdülillah.

Diyebiliriz ki Türkiye’nin bugün Katar’la beraber en yakın dostu ve müttefiki, Irak’taki Kürdistan Bölge Yönetimi’dir.

Bu yakınlık, hem Türkiye’nin hem Kürdistan Bölge Yönetimi’nin esenliği bakımından çok önemli.

Karşılıklı güvensizlik, iki tarafı da üçüncü taraflarla sevimsiz ittifaklara itiyor, komşu / akraba / kardeş halkların arasına psikolojik bir duvar örüyor ve maddi kaynakların hebasına yol açıyordu.

Karşılıklı güvenin tesis edilmesiyle başlayan yeni dönemde iki taraf adeta tek taraf haline geldi.

Bundan elde edilen ve elde edilebilecek olan maddi-manevi faydaların haddi hesabı yok.

***

Şimdi aşağıdaki haberi okuyup alâkaya çay demleyelim:

Konya’da 23-27 Mart tarihleri arasında düzenlenen 14. Tarla Teknolojileri Fuarı’nın açılışına katılan Irak Kürdistan Bölge Yönetimi Ziraat Bakanı Abdussettar Mecid, fuarın açılış töreninde konuşamadı. Kürtçe konuşmak isteyen Bakana, fuar düzenleme komitesi izin vermedi. İlkha'nın haberine göre, fuarın açılışında Kürt Bakan Mecid'den konuşmasını Türkçe ya da İngilizce olarak yapması istendi. Kürt Bakan ise bu duruma tepki göstererek “Ben bir Kürt bakan olarak konuşmamı Kürtçe dilinde yapmak istiyorum. Çünkü bu, benim anadilim. İngilizceyi iyi bilmiyorum ve halkımın dilinde konuşmak istiyorum.” dedi. Kürtçe konuşma talebi, fuar hazırlık komitesi tarafından kabul edilmeyen bakan, fuarın açılışında konuşamadı.

***

“Hükümetin de temsil edildiği uluslararası etkinliklerde simültane tercümeler akredite tercümanlara yaptırılır. Fuarda sadece İngilizce-Türkçe ve Türkçe-İngilizce için akredite tercümanlar vardı. Misafir Bakan, gayri resmi bir tercüman kullanmak istedi.” deniliyor.

Eee?

Dost ve müttefik Irak Kürdistan Bölge Yönetimi’nin Bakanı kendi tercümanını kullanarak üç-beş kelam etseydi, bunda ne mahzur olabilirdi ki?

Bir kriz yoktu ortada; fuar komitesi kuralcılık namına kendi kendine kriz üretti ve ürettiği krizi yönetemedi.

***

Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Merkezi’nden bu konu hakkında yapılan açıklamada, “Kendi resmî ve anadili olan Kürtçe dilinde konuşmak isteyen Sayın Bakan Abdussettar Mecid'in, Fuar Hazırlık Komitesi tarafından kendi diliyle konuşmasının engellenmesi, anadili dışında başka bir dil ile konuşmasının teklif edilmesi büyük bir nezaketsizliktir” denilip, hükümetin Kürdistan Bölge Yönetimi’nden özür dilemesi istenmiş.

Hükümetin, devletin bir kusuru yok.

O komitenin özür dilemesi gerekir.

***

Erbil’den gelen bir habere göre, Konya Valisi ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı, IKYB Ziraat Bakanı Abdussettar Mecid’i arayıp üzüntülerini bildirmişler ve iş büyük ölçüde tatlıya bağlanmış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan veya Başbakan Davutoğlu’nun, Irak Kürdistan Bölge Yönetimi Başkanı Barzani’ye telefon açıp “Maalesef oluyor böyle densizlikler. Bundan sonra olmaması için gerekeni yapacağız. Kusura bakmayın.” demesi de iyi olur.

YORUMLAR (13)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
13 Yorum