Geçen sene aralık ayında yayımlanan 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye göre, “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına, veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler” hakkında, söz konusu hareketlerinden ötürü hiçbir idarî, malî ve cezaî işlem yapılamaz.
Darbecilere karşı kahramanca mücadele veren sivillere yargı dokunulmazlığı getiren bu düzenleme, sadece onları korumak bakımından değil, muhtemel yeni bir darbe teşebbüsü halinde potansiyel direnişçilere cesaret verecek olması bakımından da fevkalade önemli ve kıymetli.
Ancak, potansiyel direnişçileri cesaretlendirmekten daha önemli bir şey var, o da potansiyel darbecileri caydırmak. Erler ve askerî öğrenciler dahil!
72 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasında, 15-16 Temmuz gecesi boyunca o köprünün darbeciler tarafında yer almış, komutanlarına karşı gelmemiş ve teslim anına kadar silahlarını bırakmamış olan 30’dan fazla erin beraat ettirilmesine herkes gibi ben de şaşırdım.
Savcılık, onlar için de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemişti; mahkemenin bazı hafifletici sebepler görüp cezayı o kadar yüksek tutmaması bekleniyordu ama onlara hiç ceza vermemesi kimsenin aklından geçmemişti.
Şehit Erol Olçok’un kardeşi Cevat Olçok, sosyal medyada isyan ediyor: “15 Temmuz Şehitler Köprüsü Darbe Girişimi davasında karar çıktı. 44 kişi beraat etti. Bunların 36’sı sabah teslim oldu. Ellerinde bayrak değil silah vardı. Bu nasıl adalet.”
Keşke mesele adaletin yaralanmasından ibaret kasa. Asıl mesele, potansiyel cuntaların manevra imkânının korunması.
Farz edelim ki bir grup kripto FETÖ’cü subay gözünü karartıp yeni bir darbe teşebbüsüne girişti; bu gibi mahkeme kararlarına istinaden, emirleri altındaki erlere ‘Rahat olun gençler. Ne diyorsak yapın. Darbemiz başarılı olursa baş tacısınız. Başarısız olursa da size bir şey olmaz.’ diyebilirler.
***
20 Temmuz 2016’da (darbe teşebbüsünden beş gün sonra) bu köşede savunduğum şu görüşlerin arkasındayım:
Mevcut kanunlar ne kadarına el veriyorsa o kadar sert davranmak lazım bu hainlere. Sivil vatandaşları, polisleri ve milletin askerlerini vuran erler dahil. Emir kuluymuş, istemeden yapmış, komutandan korkmuş falan filan; bunlar mazeret değil. Haksız yere taammüden insan öldürmenin mazereti olamaz. Öyle bir durumda gerekirse öleceksin, ama öldürmeyeceksin. Öldürmeyeceksin kardeşim! Öldürürsen bedelini çatır çatır ödeyeceksin.
Aslında bedeli tabii ki idam. Milletin silahıyla milleti vuran FETÖ’cü caniler ve onların suç ortakları, kurşuna dizilmeyi yahut ipe çekilmeyi yerden göğe kadar hak ediyorlar. Ne yazık ki mevcut kanunlar buna el vermiyor. İdam cezası geri getirilse bile, cezalar geriye doğru işlemediği için 15 Temmuz vahşetinin mesullerini/faillerini idam etmek mümkün olmaz… Öyleyse, 15 Temmuz Cuntası mensuplarına ve onların emirleri doğrultusunda cinayet işleyenlere verilebilecek en ağır cezanın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olduğu fikrine kendimizi alıştıralım ki sonra hayal kırıklığına uğramayalım.
‘Cunta mensupları ve onların emirleri doğrultusunda cinayet işleyenler’ diye özellikle belirtiyorum, çünkü bu darbe teşebbüsüne karışan herkesin suçluluk derecesi aynı değil ve cezaları da elbette farklılık arz edecektir. ‘Alayına müebbet!’ diyecek halimiz yok. Şunu diyecek halimiz var ama: Darbenin planlayıcıları ve önderleri (cunta) arasında yer almayan ve cinayetlerle alâkaları bulunmayan, fakat cuntanın otoritesini kabul edip şu veya bu talimatına uymuş olanlar da, o talimat istediği kadar zararsız olsun, hatırı sayılır cezalara çarptırılmalı.
Ülke yönetimine el koymaya kalkışan cuntaların emirlerine itaat edilmemesi gerektiğini dimağlara iyice yerleştirmek için bunu yapmak şart.
Efendi, Kurtlar Vadisi degil mesele...Kendini 20 yasinda bir er yerine koy ve olayi tasavvur et...
Yanıtla (0) (0)ya o erlerden biri senin kardeşin, abin olsaydı ve suçu olmadığı halde müebbet yeseydi, işinden olsaydı veya intihar etseydi bunları yazabilcek miydin?
Yanıtla (0) (0)Hakan bey size katilmiyorum...Hicbir Türk askeri, komutanina karsi gelmez bu bizim kültürümüzde var.Ben bir er olarak komutanima karsi gelirim,veya geldim diyen beri gelsin...
Yanıtla (0) (0)kaymağı başkası yiyiyor emi......
Yanıtla (0) (0)Ağzına kalemine yüreğine sağlık. Bir asker milleti vur emrini veren komutanına sıkmıyorsa Erkek diye gezmeyecek. O köprünün bir tarafında kurşuna yürüyen askerliğini de yapmış kahraman müslüman erkekler, henüz sırası gelmemiş gençler ve kadınlar var iken, öteki tarafında ise korumakla mükellef olduğu milletine kurşun sıkan tank atışı yapan korkak şerefsizler vardı. Onları koruyanlarda da zerrece şeref yoktur.
Yanıtla (0) (0)Neyzen o gece köprüde olsan ve o erlerden biri seni şehit etse veya sakat bıraksaydı ne düşünürdün acaba? Olamamış isen...
Yanıtla (0) (0)Her turk asker dogar dogunca askere gider tabi zengin degil ve bedelli askerlik yapmamissa ve askere gittimi komutanlar soyle ogretir oglum burasi ana kucagi degil asker ocagi askerlikte mantik yoktur hazir ol rahat emir demiri keser hakan da ve benzerleride bol keseden atar reisin tabiriyle bekara kari bosamak her daim kolaydir.
Yanıtla (0) (0)adil yargılama şart kesinlikle.
Yanıtla (0) (0)askerliğini yapan insanlar varsa onlar cevap versin!hakan bey siz askerliğinizi yaptınız mı?bir erin komutanın emrine karşı gelmesi mümkün mü?bir de bu gençler daha 19-20 yaşında.zaten çoğu o köprüde insanlara ateş etmemiş...ateş edenler tabi ki cezasını çeksin
Yanıtla (0) (0)Sn: Albayrak kimse ateşi elle tutmaz. Tutanlarda ya çocuktur ya kandırılmıştır.
Yanıtla (0) (0)Bir söz vardır,yav hırsızın hiç mi kabahatı yoktu .
Yanıtla (0) (0)Okurların bazısı o erlerin karşısına anasını babasını koy vuracak mıydı demiş de ben de şunu soruyorum. O erlerden biri kardeşiniz olsaydı bu kadar hariçten sallar mıydınız yahut Hakan Albayrak size soruyorum erlerden biri kardeşiniz olsaydı bu yazıyı kaleme alır mıydınız? Ben bunları sadece içinde bulunduğunuz paradigmaya istinaden yazdım. Yanlış anlaşılmasın.
Yanıtla (0) (0)Hey maşallah kaptırmış Hakan bey! Yavaş ol hele. Fetöcülerin % 95 i sıvıştı.Kaçamayan kaçmayan 10 binlerce kamuda çalışanda mı terörist.Ana,baba,evlat, eş,işten oldular.Adalet hasım da,hısım da olsa hani ikame edilecekti.Allah için.Peki ordu, yargı,kamu ve iş dünyasında gasp,talan,kumpas da darbe değil miydi? Peki o zaman yardım, yataklık ve Ne istenilse vermek suç değil mi. Karartma yapma.
Yanıtla (0) (0)Cezalar sadece adaletin tecellisi değil aynı zamanda caydırıcıda olmalı olmalı ki o suç minimum seviyeye düşsün. Geçmişte adaletsiz bir şekilde cezalandırılanlar kaç kişi sizce 10 100 1000 mi? Peki bir düşünün bakalım caydırıcı gücü olmayan kanunlarla onlarca yıldır yapılan darbeler ve terör kaç kişinin canına maloldu. Evet bunu görmezden gelin çoook büyük entellektüel insanlarsınız nede olsa.
Yanıtla (0) (0)İyi de erlere komutanları tatbikat demiş, darbe dememiş. Dışarıdan ahkam kesmek kolay, kendinizi bir de o erlerin yerine koyun. Bence beraat doğru karar.
Yanıtla (0) (0)İyi de o erlere "hadi darbe yapmaya gidiyoruz" mu dediler.
Yanıtla (0) (0)Türk askeri korkak değildir. Kendi halkına ateş edebilen de Türk askeri değildir. Nasıl halk silahsız tankın önüne geçebiliyorsa '' Halkıma ateş etmem'' cesaretini gösteremiyorsa o asker emir eğridir. Türk askeri değildir.
Yanıtla (0) (0)15 Temmuz da devlet yokmuydu? Çok komik Halk devlet eleleydi. Halkı sokaklara döken devlettir. Bazıları gibi tv den izleyip kahve içmedik
Yanıtla (0) (0)Sn. Albayrak Er'lerinde darbeden sorumlu olduğunu yazmışsınız. Evet ölenlerin hangi erlerin silahından çıkan mermi ile şehit olduğu tespit edilebiliyorsa o erlere ceza verilebilir. Ama bu tespit edilemeden verilecek ceza "orada bulunma cezası" olurki işte erin orada bulunmasa kendi insiyatifinde değildir. Davalar yanlış seyretmektedir. Darbeye karar verenler darbecilikten diğerleri ise bireysel suç işlemiş ise ondan yargılanmalıdır.
Yanıtla (0) (0)Gerekçeyi görmedim; Mahkeme erler için TCK m.24/4'ü işletmiş olabilir.
Yanıtla (0) (0)Herhangi bir askerin karşısına anası babasını koy bakalım vurabilecek mi?
Yanıtla (0) (0)Emir eri dedikleri adamın karşısına anasını, babasını, kardeşini ve çocuğunu koyun bakalım ateş edebilecek mi? Ateş etmez, edemez. Ama çatır çatır vurdukları adamlar, kadınlar birilerinin anası, babası, kardeşi ve çocuğu. Ateş düştüğü yeri yakar. Cezasız kalması düşünülemez.
Yanıtla (0) (0)Sultanbeyli giseler davasinda ogrenciler masum oldugu halde aninda teslim olduklari halde hepsine muebbet verildi. Kopru davasi cok daha kritikken bu cezayi ben de anlayamadim. Ama sultanbeyli'dekilerin de hicbiri cezayi haketmedi hepsi beraat almaliydi. Otobuslere bindirilen ogrenciler inip istiklal marsi okudular. Bunu da yazarsaniz daha saglikli olur.
Yanıtla (0) (0)Erler yönünden sizden beklenmeyecek bir yazı. Ana babası tarafından devletine ordusuna komutanına emanet edilen ve belki ilk kez baba ocagından ayrilan ana kuzularından bu cevvalligi beklemek olacak sey değil !
Yanıtla (0) (0)Darbe yapma, hükümeti devirme kastı olmayanlar darbecilikten yargılanamaz bence. Silah kullanan erlerin özelinde olaya bakarsak, bence o insanlar ancak yetkisini aşarak silah kullanmak ve ölüme sebebiyet vermekten yargılanabilir, o da meşru müdafa koşulları yoksa, ellerinde palalarla kafa kesenleri de unutmayın. Hukuk intikam almaz, ibret olsun diye hak edilmeyen cezalar vermez. Hukuk adalet dağıtır.
Yanıtla (0) (0)Hiç kusura bakmayın Hakan Bey! bu konu da size katılmıyorum. Bizde askerlik yaptık. 20 yaşında ki genç böyle bir durumda sağlıklı karar veremeyebilir. Muhakkak ki suçlular cezalandırılsın ama adaletin şaşmaz terazisine dikkat ederek
Yanıtla (0) (0)Eğer bir genç askere alındığı zaman ona; "bak bunlar senin komutanın, onlar ne derse yapacaksın ama sivil kişilere karşı silah kullanmanı isterlerse onları dinleme, onları vur." diyebilirseniz, o erler bir daha darbelere karışmaz. Bu yapıldı mı? Bu eğitim verildi mi? Askerliğin ilk dersi "darbe" olmalı, bu işler güzelce anlatılmalı.
Yanıtla (0) (0)Darbecilerin siyasi ayagi eger darbe başarilsaydi ülkeyi yönetecek ve kaymağini yiyeceklerdi. Ama başarilmaz ise en haşin darbe karşiti olurlar. Cünkü onlar her durumda yönetmek için yaratilmiş siniftir. Ceza almak bedelini ödemek ise darbenin kurşun askerlerinin görevidir. Onlar ölmek öldürmek için programlanmiş, siyasi ayak ise sadece yönetmek sirasi gelince kurtarici rölü ile büyük bir haşmetle ortaya cikar darbenin kurşun askerlerini gerisin geriye vazife yerlerine gönderir bundan sonrasinin kendilerinin işi olduğunu söylerler.
Yanıtla (0) (0)Lutfen insaf ve gercekci olalim. 18-19 yasindaki, koyunden gelmis erin bir "komutaninin" dediklerini sorgulamasi ve karsi cikmasi ne kadar mumkun? "Gercek askerlik" yapmis olanlar bir dusunsun lutfen.
Yanıtla (0) (0)İdam bir ceza değildir ve medeni hiçbir ülkede uygulanmaz . Afrika Çin Hindistan da idam cezalık suçlar en çok orada işlenir . İdam varken asılan Menderes'e sagcılar Deniz geçmişe solcular ağlar . Yani idam insanlık suçudur . Darbe önlenecekse siyasi ayağı bulunmalı . Sahi siyasi ayağı nerede bu darbenin . Berberi aşçısı öğretmeni vs var ama siyasi ayağı yok .
Yanıtla (0) (0)Asker emir kuludur. Erler emirlere itaat etmemeye baslarsa ordu dagilir. Bir savas esnasinda bile bazi erler cikip "ben bu emre itaat etmiyorum cunku bence yanlistir, haksizdir bu emir" derse ne yapacaksiniz?
Yanıtla (0) (0)"15 Temmuz gecesi ortalıkta gözükmeyen devlet, bir kaç gün sonra zafer kutlamalarında sahneyi ele geçirdi.17-25 Aralık 2013’ten sonra üç yıl boyunca paralellerle mücadele edildiğini söyleyen devletin, o paralellerin Ankara’nın ortasında bir yıl boyunca darbe hazırladığını fark edemediği anlaşılmıştı. Sakaryalı ilahiyatçı bir yardımcı doçent haftalarca her ay Ankara’da darbe toplantıları yapmış, iki yılda 20 kez yurtdışına çıkıp hocasıyla darbeyi istişare etmiş ama devletin bunların hiçbirinden haberi olmamıştı." işte senle yıldır
Yanıtla (0) (0)