Amerika Birleşik Devletleri’nin önde gelen gazeteleri ile başlayalım:

The New York Lies’a göre, Rıza Sarraf’ın tutukluluk halinin devamı küresel barışın ekonomik zeminini korumak için elzem.

The Washington Crimes, Afganistan’daki son hava bombardımanları sayesinde Amerikan hayat tarzının bir kere daha ihya olmasını kutluyor.

The Global Manipulator, Misak-ı Milli motivasyonuyla hareket eden Türkiye’nin Musul’u işgal etmeye yeltendiği ve bunu başarması halinde Batı Trakya’yı da almak için Yunanistan’a saldıracağı tezini ileri sürüyor.

***

Sırada İngiltere gazeteleri var:

The London Mines, Hindistan ile Pakistan arasındaki sonu gelmez Keşmir krizinin, bütün olumsuzluklarına rağmen, iki potansiyel süper gücü oyalayarak uluslararası sistemi idarî anarşiden korumaya yaradığı için olumlanabileceği görüşünde.

The Royal Agent, elmas zengini Afrika ülkelerindeki iç savaşlarda taraf olan bazı demokrasi yanlısı örgütlerin hâmîsi konumundaki İngiliz lordlarının elmas ticaretiyle alâkalarını abartmanın demokratik değerlerle çeliştiğini savunuyor.

The Mental Conformist, Kürtlerin gasp edilmiş haklarını bir bir iade etse de İslamcı Erdoğan’a PKK ile savaşından ötürü Kürt düşmanı faşist nazarıyla bakmanın, beri tarafta kör şiddete dayalı ırkçı ve totaliter bir siyaset takip etse de laik PKK’yı Erdoğan’la savaşından ötürü insan hakları ve demokrasi şampiyonu olarak görmenin/göstermenin “büyük resim bakımından doğruluğu ve zorunluluğu”na işaret ederek, “aksi takdirde Batı paradigmasının çökeceği” uyarısında bulunuyor.

***

Şimdi de Fransız gazetelerine bakalım:

Le Monde Catastrophique, 15 Temmuz’daki askerî darbe girişimi hakkında hüküm verirken Türkiye’nin kendine özgü şartlarını göz önünde tutmak gerektiğini belirterek, hükmünü “Bon pour l’Orient” şeklinde açıklıyor.

Le Provocateur Parisenne, Ulusal Cephe lideri Jean Marie Le Pen’in muhtemel devlet başkanlığının “Paris, Lille, Toulouse yahut Marsilya’daki bazı malum mahalleler” üzerinde “Fransız sömürgeciliğinin Kuzey Afrika üzerindeki medenîleştirici etkisi”ne benzer bir etki yapacağını öngörüyor.

***

Son olarak Alman gazetelerine göz atalım:

Berliner Sorgenpost’a göre, “Kaygı uyandırıcı uygulamalarını sona erdirmesini isteyen Avrupa Birliği’nin tehditleri karşısında akılalmaz derecede aldırmaz davranan Erdoğan, meselenin yapıcı bir diyalogla çözülmesini bu şekilde zorlaştırarak da kaygı uyandırıyor.”

Westdeutsches Klageblatt da “münasebetsiz özgüveni ile geleneksel Alman-Türk ilişkileri diyalektiğini çökerten” Erdoğan’dan şikâyetçi.