“Barış için Berlin’den Halep’e yürüyoruz”
Vicdanlarının ayaklanmasını bastıramayan bir grup Avrupalı -bilhassa Polonyalı- insan evladı, başka kıtalarda buldukları gönüldaşlarla beraber, “Halep İçin Sivil Yürüyüş” (#CivilMarchForAleppo) kampanyası başlattı.
Nasipse bu ayın 26’sında Almanya’nın başkenti Berlin’de toplanıp oradan Halep’e yürüyecekler.
‘Bombardıman altındaki Haleplilerin çilesine daha fazla seyirci kalamayıp harekete geçiyoruz’ diyorlar…
‘Bize katılır mısınız?’ diye soruyorlar…
***
Facebook ve Twitter’da örgütlenen hareketin manifestosu mealen şöyle:
Artık eylem zamanı. Bilgisayarlarımızın başında, cafe latte’lerimizi içip hiçbir şey yapmadan oturmaya devam edemeyiz.
Facebook’ta hüzün yahut dehşet dolu yüzlerin yer aldığı fotoğraflara tıklayıp “Bu çok korkunç” ve “Öyle güçsüzüz ki” diye yazmamız yeter olsun.
Hayır, hiç de güçsüz değiliz! Çok kalabalığız!
Halep’e gidiyoruz. “Mülteci rotası” denilen yoldan, ama onun tersi istikametinde, Almanya’dan Halep’e.
Savaşa boyun eğmek öğretildi bize. Dizginleri ellerinde tutan güç sahiplerinden korkmak öğretildi. İnsanların, yataklarında huzur içinde uyuma hakkına sahip olanlar ve canlarını kurtarmak için hicret etmek zorunda kalanlar olmak üzere ikiye ayrıldığına ikna edildik. “Ne yapalım işte, bu böyledir” deyip geçmeye şartlandırıldık.
Ama artık “Yemezler!” diyoruz. Bu gidişata razı olmadığımızı ilan ediyoruz. Güçsüzlüğü reddetmeye hazırız. Berlin, Londra yahut Paris’te doğacak kadar şanslı olmamalarından başka aramızda hiçbir fark bulunmayan bizim gibi insanlara yardım etmeye gidiyoruz. Halep’in kuşatılmasını daha fazla sineye çekmeyeceğiz. Siviller için siviller olarak, Berlin’den, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Hırvatistan, Sırbistan, Makedonya, Yunanistan ve Türkiye üzerinden, el ele Halep’e yürüyeceğiz.
Uzun bir yol bu. Mültecilerin, hayatlarını kurtarmak için kat etmek zorunda kaldıkları kadar uzun. Şimdi biz, başkalarının da hayatları kurtulsun diye aynı yolculuğu yapmak istiyoruz. Büyük, çok büyük bir grup halinde beraber yürüyerek…
Sağdan soldan gelip toplanan sıradan insanlarız. Herhangi bir siyasi parti yahut örgütü temsil etmiyoruz.
Elimizdeki beyaz bayraklarla dünyaya vermek istediğimiz yegâne mesaj: Artık yeter; bu savaş bitmeli!
Ve bu savaş bitirilebilir. Bitirilmesi için birazcık kalem oynatılmasından fazlasına ihtiyaç yok. Bunu beklerken, Halep halkının çilesine seyirci kalmaya devam edecek değiliz. Böyle bir çileyi hiç kimse hak etmiyor. Çocuk hastanelerinin hedef alındığı bir savaş “normal” karşılanamaz. Orada olanları güvenli bir mesafeden izlemekle yetinmek istemiyoruz. Ve öyle yapmayacağız! Bu çaresizlik hissini yıkıp harekete geçmeye kararlıyız. Kararlıyız, omuz omuzayız ve sonuna kadar yürüyeceğiz. Barış için.
Sen de “Yeter!” diyor musun? Bilgisayarının başında ağlamanın ötesine geçmeyi sen de istiyor musun?
Bu hareketsizlikle öyle çok zaman kaybettik ki, gözyaşı ve öfkemizi eyleme dönüştürmek için daha fazla bekleyemeyiz.
Eylemimiz bu işte: Halep’e gidiyoruz. “Ya sonra?” diye soranlar ve 5000 kişilik topluluğumuzun üstüne bomba yağdırmaya cüret edebileceklerini düşünerek bizim deliliğimize hükmedenler olabilir. Ama bize göre asıl delilik, herkes ölünceye kadar oturup beklemektir.
Beklemeyelim artık. Oraya gidip bu çılgınlığa bir son verelim, haydi!
26 Aralık’ta 3000 kişilik bir grup olarak Berlin’den yola çıkıyoruz. Bize katılır mısın?
Sevgiyle,
Polonya’dan Anna, Almanya’dan Tom, Polonya’dan Aleksandra, Almanya’dan Stefan, Güney Afrika’dan Matt, Finlandiya’dan Anna, Portekiz’den Joana, Polonya’dan Jagoda, Belçika’dan Leen, Polonya’dan Olga, Polonya’dan Karol, Polonya’dan Paulina, Polonya’dan Robert, Meksika’dan Maria, Polonya’dan Grazyna, Norveç’ten Jani, Polonya’dan Agata, Polonya’dan Agnieszka, Polonya’dan Karolina, Polonya’dan Julia, Sri Lanka’dan Magda, Polonya’dan Joanna, Polonya’dan Magda, Polonya’dan Anita, Polonya’dan Maciej, İtalya’dan İlaria, Brezilya’dan Nathalia, Polonya’dan Kasia, Polonya’dan Marysia, Polonya’dan Ewa, Polonya’dan Marta, Belçika’dan Kasia, Polonya’dan Dorota ve… ve… ve…
***
Bu unvansız, yalın, mütevazı imzaların arkasındaki kocaman yüreklere selam olsun.
Bizi bu kampanyadan haberdar eden TIMETURK (timeturk.com) ekibine, bilhassa Melahat Kemal’e candan teşekkürler.
Hayırlara vesile olur inşaallah.