Anayasa Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir kararı

Hilafete dönüşü savunan Hizb-ut Tahrir’in silahla, bombayla, şiddetle işi yok.

Kuruluş tarihi olan 1953’ten beri hiç olmadı.

Sözlü ve yazılı propaganda yapar, broşür ve dergi basar, konferans ve miting düzenler bu örgüt; o kadar.

Buna tahammülü olmayan demokrasi, bunu kapsamayan fikir ve ifade hürriyeti, bundan terör suçu çıkaran yargı fena halde sorunludur.

Hizb-ut Tahrir üyelerinin Türkiye’de 1960’lı yıllardan beri suçlu muamelesi görmesi ve üstelik gittikçe daha ağır cezalara çarptırılması bu devlet için büyük bir utançtır.

Hiçbir demokratik açılımın Hizb-ut Tahrir’i sanık sandalyesinden kaldırmamaya yetmemesi akla ziyandır.

Akla ziyanın zirvesi, Hizb-ut Tahrir’le ilgili bir davanın gerekçeli kararındaki şu paragraftır:

“Hizb-ut Tahrir, bugüne kadar herhangi bir şiddet eyleminde bulunmamış ve amacında şiddet öngörmediği belirlenmiş ise de, amacı zaten kendi içerisinde şiddeti öngörmektedir. Rejimin demokratik yollarla halkın desteği ve sempatisini kazanarak yıkılması mümkün olmadığından mutlaka şiddete başvurması gerekir. Bu nedenle Hizb-ut Tahrir bir terör örgütü kabul edilmiştir.”

Buyurun, buradan yakın!

‘Tamam, şiddeti reddediyorlar; ama aslında şiddete yönelmeleri gerekir’ diyen ve bu kafayla mahkûmiyet kararları veren mahkemeler…

***

2008 senesinde “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “terör örgütü propagandası yapma” suçlamasıyla hakkında dava açılan Yılmaz Ç., mahkemedeki savunmasında, Hizb-ut Tahrir örgütünün üyesi olduğunu ve bu örgüt adına bildiri hazırlayarak internete koyduğunu kabul etmekle beraber, Hizb-ut Tahrir’in silahlı bir örgüt olmadığını, dünyanın hiçbir yerinde herhangi bir şiddet eylemi gerçekleştirmediğini, cebir, şiddet veya baskı yöntemini benimsemediğini vurgulamış, fikirlerini şiddete başvurmadan ve bilhassa basın yolu ile yaymaya çalıştıklarını ifade etmişti.

Mahkemenin 7 Nisan 2011 tarihli kararı: Terör örgütü üyeliğinden 6 sene 3 ay, terör örgütü propagandasından 10 ay hapis cezası.

Gerekçe: “Bu örgütün Yargıtay kararları ışığında silahlı terör örgütü olarak kabul edilmesi.”

Vaktiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hizb-ut Tahrir silahsız bir örgüt olsa da “Hilafet devletinin ihdasından sonra, Hıristiyan devletlerini cihat yolu ile hilafet devletine dahil etmek amacıyla silahlı mücadelenin başlayacağı” şeklinde bir ‘mütalaa’da bulunmuştu; söz konusu Yargıtay kararlarının ‘ışığı’ oradan geliyor!

***

Hizb-ut Tahrir üyeliğinden mahkûmiyeti, Hıristiyan devletlerini mutasavver hilafet devletine karşı şimdiden koruma kararlılığındaki Yargıtay’ca 2014’te tasdik edilen Yılmaz Ç., “Eylemlerinden dolayı değil düşüncelerinden dolayı cezalandırıldım, savunmam dikkate alınmadı” diyerek Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Başvuruyu kabul edilebilir bulan Anayasa Mahkemesi, geçen Cuma günü, Yılmaz Ç.’nin Anayasa’da güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılanmasına karar verdi.

***

Karar metninde öne çıkan hususlar:

“Her konunun tartışılabildiği ve iktidarın meşru yollarla değiştirilebildiği bir demokratik düzende zora ve şiddete başvurmak gayrimeşrudur. Ancak terör örgütü olmaya bağlanan ağır hukuksal sonuçlar gözetildiğinde kamu makamlarının bu konudaki değerlendirmelerini daha özenli yapmaları beklenir…”

“Eldeki başvuruya ilişkin mahkeme kararlarında da önceki mahkeme kararlarında da Hizb-ut Tahrir’in bir terör örgütü olarak kabul edilmesine ilişkin olarak ilgili ve yeterli bir değerlendirme yapılmamıştır…”

“Başvurucu tarafından derece mahkemeleri önünde savunulan argümanlar… derece mahkemelerince ya cevapsız bırakılmış ya da bunlara ilgili ve yeterli bir yanıt verilmemiştir. Özünde bazı şablon cümlelerin tekrarı görünümünde olan kararlarını hangi temele dayandırdıklarını yeterince açık olarak belirtmeyen derece mahkemelerinin başvurucunun ileri sürdüğü ve tartışılması için mahkemelerin önüne getirdiği hukuki görüşleri makul bir ölçüde değerlendirmediği anlaşılmaktadır…”

“…başvurucu tarafından ileri sürülen ve yargılamanın sonucunu değiştirme ihtimali bulunan iddiaların dikkate alınmaması ve gereği gibi değerlendirilmemesi nedeniyle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi…”

***

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı inşaallah Hizb-ut Tahrir konusundaki hukuk garabetinde sonun başlangıcıdır.

YORUMLAR (55)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
55 Yorum
  • Ertuğrul / 30 Eylül 2020 14:49

    Hakan bey yapılan bu zulmü de dillendirdiginiz için ayrıca teşekkür ederim.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 06.11.2018 08:51

    milliyetçi ulus devletler cebir şiddet ve terör faaliyetleriyle kurulur. hilafet ise ayristirici yada bölücü değil ümmetci ve birleştirici bir yönetim şeklidir.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 03.11.2018 07:50

    kesin karar vermeyin bekleyin

    Yanıtla (0) (0)
  • Bir garip Hakan.... / 31.10.2018 03:19

    Kimden gelirse gelsin,haksızlığa karşı duruşunu seviyorum Hakan bey...Yolun ve bahtın açık açık olsun...İleri!......

    Yanıtla (0) (0)
  • abdulkadir / 30.10.2018 10:17

    Başkasına hayat hakkı vermez öyle mi? imparatorluk şemsiyesinde müslümanlarla süryaniler, yahudiler ve hristiyanlar bir arada barış içinde yaşadı. Sözde demokrasiye geçişte yapılan harf devrimini ve şapka kanunu izah eder misin? Ya da şeriata meyli dolayısı ile Konya ili hakkında verilen idam kararını? Sadece Konya'da asılan 6529 kişi.. Halk oyuyla mı yapıldı bunlar? Hilafetin kaldırılması halka soruldu mu? Ama batılı emperyalistler keyiften çılgına döndü.

    Yanıtla (0) (0)
  • mehmet / 30.10.2018 10:12

    Cuması Pazar olmuş aklı başında(!) bir müslüman kendisine dayatılan dinsiz devlet düzeninde yaşamaya devam eder değil mi? 635 yıl hüküm sürmüş Osmanlı padişahlarının her biri bir tarikata mensubtu. Ehli Sünnet tarikatlar Selçuklu ve Osmanlı'nın omurgasıydı. Şimdiler Fetö ye reddiye yazılırken Diyanet halihazırda tam gaz Diyalog fitnesine devam ediyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 30.10.2018 08:41

    Hakan bey Allah razı olsun Elinize saglik

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 21:14

    19:18 Amaç terörist diyerek müslümanları vurmak. FETÖcü denerek darbede, soru çalmada veya kumpas kurmada zerre işleri olmayan anlı secde gören insanlar içeri attılar. 5 seneden başlıyor cezalar. Adamların bir tanesi dâhi tutuklanırken polisle çatışmadı. Hadi bir PKKliyi ya da DHKPCliyi alsınlar öyle. Kaç tane vatan evladı ölür kimbilir. Kuytul, Hanzala ve diğerleri. Müslüman aç gözünü. Aynı düşünmesende bu insanlar karınca ezmez hak ve ALLAH korkusu bilen insanlar.

    Yanıtla (0) (0)
  • Tarık Selim / 29.10.2018 19:31

    Demokrasilerde insanların saçmalama hakları da vardır. Bu kadar basit.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 19:18

    Aynı sıkıntı Furkan vakfı ve Alparslan Kuytul hoca içinde geçerli ve sağolun onlarında sözcüsü oldunuz.Bu ülkede neler oluyor, bu fetöcüler veya onların üzerinden korku imparatorluğu yaratmak isteyenler daha kaç müslümanın canını yakacaklar.Nureddin Yıldız hocaya bile tahammülleri yok. Halis Bayancuk lakabı Ebu Hanzala, her ne kadar tekfirci olsada en ufak bir silahlı eylemleri yok bir cam bile kırmamışlar , herşey söylem boyutunda ,bu adamda içeride. adam daişcileri mescidinden kovmuş.ALLAH ın dinini istemek suçmu.

    Yanıtla (0) (0)
  • Mantık / 29.10.2018 16:31

    HİLAFETi savunan bir oluşuma DEMOKRASİ ve MEDENİ HUKUK kriterleriyle haksızlık yapıldığını savunup ,sahip çıkmaya çalışmanızin o kadar MANTİKLİ geldiki bana . Yazınız bir solukta okunuyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 14:44

    silahsız şeriat getirilirse oluyor mu pkk silah bırakırsa bölünme meşru mu olacak hangi avrupa ülkesi kendi için böyle içtihat üretir

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 14:24

    11:55 In ın ın! Ve DemokrasimiZde sonunda sevişme özgürlüğü aşamasına da geçmiş bulunuyoruz. Sevgili tek erkek çok hanım destekçisi İslamcı arkadaşım. Evlilik hukuki bir sözleşmedir hukuki sonuçlar doğurur. Sevişme bedeni bir sözleşmedir bedensel sonuçlar doğurur. Çoklu evliliği destekler ve bunu sevişme özgürlüğü ile açıklarsan bunun doğal sonucu olarak aynı cins arasında eşcinsel evlilikleri ve bir kadının birden fazla erkekle evlenmesini de hedaba katmak zorunda kalırsın. Hayatınız ikilem ama cehalet mutluluktur

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 13:56

    11-55 Kadina da ayni haklari verdikten sonra neden olmasin. Tabiki fantezi dunyaniz kimseyi bağlamaz.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 13:05

    aklı başında olan şeffaf ve gerçek bir müslümanın hizbuttahrir ya da her hangi bir cemaat ve tarikatla işi olmaz. sadece beyni yıkananların ve çıkarı olanların bu tür gruplarla işi olur..

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 12:30

    Özelde Hizb–ut Tahrir genelde ise tüm Müslümanlara yapılan haksız yargılamalar bunca yıldır süregelip gitmektedir. Geç kalmış bir karar olması hasebiyle adalet bir an önce tecelli edecektir inşaAllah.. Sizede tüm mustazaf Müslümanların sesi olduğunuz için teşekürleri bir borç biliyorum. Allah' a emanet olun

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 11:55

    Hür irade ve demokrasi gereği İstediğim kişiyle gezerim, istediğim kişiyle sevişirim, istediğim kişiyle evlenirim. Evlilik bile, hür irademi ve demokrasi haklarımı kısıtlayamaz. Bu hakları kendinde gören birileri, neden benim iki hanımım olmasına katlanamıyor. Zina serbest, çok evlilik yasak. Osmanlı zamanında çok evlilik serbestti. Ancak nufusun sadece %2 si çok evlilik yapmıştı.. Ayette, "eşit davranmak şartıyla", çok evliliğin yapılabileceği hakkı erkeğe verilmiş.Maddi, manevi imkanlar mevcutsa kişi serbesttir.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 11:54

    Ya bencilsin ya cahilsin aslında sen bir hiçsin bunları yazar iki üçgün önce net bir șekilde yazdı bu olayları yazan hakan bey ve diğer karar yazarları. böyle yazarak eline ne geçecek ismini bile yazamamıșın yazarı korkaklıkla itham ediyorsun yapman gereken karar yazarlarına sahip çıkmak Emin ol bu haksızlıkları bașkaları yazamıyor

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 11:39

    Müslümanlar için önem taşıyan Müslümanların birliğini savunan parçalanmışlıktan doğan acziyeti yeniden izzete dönüştürmek isteyen hizb-ut Tahrir in engellenmesini isteyenlere karşı güzel bi cevap olmuş tesekkurler

    Yanıtla (0) (0)
  • musto / 29.10.2018 10:33

    kavala demokrasi için uğraş veren bir insan illaki serbest kalacak diğerleri fitne örgütleri kendi halkını kurtaramayan ülkeyi düşmana teslim eden ya istiklal ya ölüm diye ferman yayınlayamayan bir hilafet makamı

    Yanıtla (0) (0)
  • ÖZGÜR SARIKAYA / 29.10.2018 10:31

    Kelime oyunlarına gerek yok Hakan Bey. Diyelim bir referandum yapıldı ve şeriat ve hilafet isteyenler %55 çıktı. Ne yapacağız? Sizce bir ülkenin rejimi demokratik yollarla % kaçla değişir? 55, 60, 80, 90 hangisi? Fikrimi söyleyeyim; 99’la bile değiştiremezsiniz. Çünkü özü itibariyle istediğiniz rejim kendi dışındakilere hayat hakkı vermez. Tam da bu yüzden bir ülke anayasasına temel insan haklarını koymuş, demokrasiye geçmişse bir daha o ülkeyi otoriter-totaliter bir yapıya döndüremezsiniz.

    Yanıtla (0) (0)
  • musto / 29.10.2018 10:17

    1950'den bu güne kadar her türlü cemaat tarikat serbest bırakıldı parti liderleri halfenin yerini aldı ben istersem odunu bile milletvekili seçtiririm diyen başbakanlar yine 95 yıllık enkazı kaldırdık diyen lider eşleri vs hilafeti almanya'da kuran cemalettin hocanız hanginiz halife olacaksınız bilsek vede hanginiz üç beş kuruş borç için küffara el açtırmayacak çözümünüzü'de açıklasanız...

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 10:02

    09:30 Edebinle yaz. Bencil ifaden saçma olmuş. Ne yani Hizb-ut Tahriri yazdı diye diğerlerini yazmasını istemek mi bencillik? Sizin bu hakaretamiz diliniz zaten insanları dindardan da dinden de soğutuyor. Git kahvaltını yap, şekerin düşmüş okuduğunu anlayamıyorsun sen.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 09:50

    09.16 Adam ne yazmış siz ne yazmışsınız. Adam bir başkalarını da yaz demiş ama sert yazmış. Halbuki yazar Abdullah Hocayi dâhi yazdı. Belki okumamıştır. Hadi bencillik tamam da herkese sinsi demenin amacı nedir? Insanların cani yanmış. Belki kardeşi belki babası içeride? Daha insafli ve anlayışlı olmak gerekir. Yapılan zulme tıpkı Hizb-ut Tahrir de olduğu gibi karşı olmalıyız. İman bunu gerektirir. Takdiri de ancak ALLAHtan bekleriz.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 09:32

    Herkes demokrasiyi savunmak zorunda değil. Karşıt görüşü olanlar içeri mi atılmalı? Sizinkisi militan demokrasisi kusura bakmayın. Şiddete bulaşmayan hiç bir görüş engellenmemelidir. Herkesin düşüncesi kendine. Gerçek demokrasi budur.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 09:30

    Ee. Herkese yapılıyor diye hiçbirini mi yazmasın yazar. Siz ne bencil bir güruhsunuz.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 09:27

    Inşaallah

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 09:25

    ALLAH aşkına yapma üstadım. Sen müslüman adamsın ve duruş sahibisin. Hizb-ut Tahrir gibi nice fikir emekçilerine yapılıyor aynısı. Dindarı, dinsizi, liberali veya sosyalisti kalmadı herkese hesap ödetiliyor. Bu ülkede hukuk bilen ve insaf uygulayan tek kurum AYM kaldı sanırım. AYMden hak alamayanlar AHIM'e gidiyor, zaten hukuk anlamında bu utanç bize yeter. Suç uydur, sonra herkesi at bi çuvalın içine, niyet oku, öznel yaklaş, gizli tanik üret sonra at masumları içeri. Yazık günah değil mi? Bunlar bizim insanımız.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 09:16

    Yahu siz ne bencil adamlarsınız. Kimse yüzünüze bakmazken Hakan bey kaç defa sizin için yazdı. Yine de çan çan çan ötüyorsunuz. Başkasının hakkı korununca deli oluyorsunuz. Aynen dedikleri kadar varmış. Bencil sinsi ve hesaı bir güruhsumız. Artık ne halin varsa gör. Böyle bencile insaf hal değil.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 08:13

    Çok eşliliği savunmak ne zamandır demokrasi oldu. Demokrasi kendini nasıl savunacak. Hilafetle mi. Derneğin amacı sakat zaten demokrasİ karşıtı.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 06:37

    ABD ve İSRAİL'in Müslüman ülkelerine yönelik işgal yönetimine bulduğu kılıf gibi "önleyici saldırı". Zaten akıl babaları o'nlardır. Kesin Fetö işidir.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 02:24

    yanlis bir yazi. bu orgutlerin amaci belli, zorla dayakla gerekirse silahla milleti yola getirmek. neden bunu anlamiyorsunuz? mahkeme karari gayet yerinde

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 29.10.2018 01:04

    kavalayi da yazacak misiniz yoksa duyarliliginiz sadece islamcilar icin mi?

    Yanıtla (0) (0)
  • Yine Aynı Hata / 29.10.2018 00:44

    Hakan Bey, FETÖcü diye içeri atılanların hepsi gerçekten terörist mi? Bank Asyalı, bilmem ne sendikalı, sohbetçisi, esnafı, doktoru... ALLAHtan kork eğer adaleti diliyorsan. Sadece kendine yakın hissettiğin görüş ahiplere yapılan haksızlıkları yazman ne kadar adamlık ya da ne kadar müslümanlık? Sesin iktidarına kısık çıkıyor. Ne o yoksa korkuyor musun? Ya da bu yazdiklarin hikaye, yani samimi değilsin. Mahkemeler masumları yargılıyor, gerçek suçlular zaten hiç ele geçmedi. Nerede oldukları belli.

    Yanıtla (0) (0)