Dediği dediktir…
375 Sayılı KHK… Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile ilgili. Çok eski ve ama bir o kadar da bereketli bir KHK.
Bir de bunun Ek 35. Maddesi var…
Ek 35 maddesi ne derseniz; çok teknik ve çok sık yeni eklemeler yapılan bir düzenleme. Üst kademe kamu yöneticisi kadro, pozisyon ve görevlerine atanabilme, görevlerinden alınma konularını çok ama çok ayrıntılı düzenleyen bir madde.
Bu madde ile ilgili bugüne dek eşine rastlanmamış, dehşet verici hukuksal bir gelişme var. 27 Aralık 2023 tarihinde bu maddeye bir cümle eklenmiş.
"Bu maddenin uygulanmasında ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve uygulamayı yönlendirmeye Cumhurbaşkanlığı yetkilidir.”
Bu yeni eklenen cümleye göre bir “tereddüt olursa” tek yetkili Cumhurbaşkanlığı imiş.
Yargıya ne gerek var?
Tereddüdünü bildir, Cumhurbaşkanlığı gidersin.
O meşhur fıkra gibi… Bilirsiniz fıkrayı, konağın aşçısıyla kahyası o gün gelen balığın dişi mi yoksa erkek mi olduğu konusunda bir tartışmaya tutuşmuşlar. Tartışma uzamış. Kahya “paşaya soralım” demiş. Aşçı, “paşa hazretleri balıktan anlar mı” demiş. Kâhya da cevap vermiş:
“Anlamaz ama dediği dediktir.”
Cumhurbaşkanlığı yargıçlardan, idare mahkemelerinden, Danıştay’dan daha mı bilgili? Değil ama dediği dediktir.
Artık yönetim şeklimiz bu. Yasa maddesi bile eklemişler. Cumhurbaşkanlığı “baş kadı” makamı olmuş.
Deprem katliamının yıl dönümü, ivme kazanan karanlık terör saldırıları, dinmeyen emekli feryatları, düşmeyen pahalılık, darma duman siyaset kurumu gündemi kaplamışken niye bu maddeye merak sardım?
Çünkü her sorunun temelinde hukuku inkâr eden bu tür uygulamalar bulunuyor. Bu keyfilik bütün ülkeyi karanlık bir belirsizliğin içine sokuyor.
Bakın mesela Amerika’dan her şeyini bizim için bırakıp gelen Hafize Gaye Hanımefendi meselesi…
Hafize Gaye Hanım “istifa ettim” dedi ama bizim Resmî Gazete’miz “Cumhurbaşkanı görevden aldı” yazdı.
Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası Başkanını görevden alabilir mi?
Alamaz.
Yürürlükte görünen yasasına göre Merkez Bankası bağımsızdır, görevi de paranın istikrarını korumaktır.
Bu nedenle para politikalarının siyasal otoriteden bağımsız, her türlü müdahaleden korunarak belirlenmesi için “başkanın görevden alınması” Merkez Bankası yasasında yoktur.
Ama “görevden alındı.”
Bu nasıl oldu?
İşte bu ek 35. Madde sayesinde oldu…. Merkez Bankası yasası “başkanı alamazsın” diyor ama Ek 35. Madde, “cumhurbaşkanlığı canının istediğini yapar” diyor.
Dendi ki Hafize Gaye Erkan’a görevden alınmasından sonra iki yıllık ücreti ödenecek.
Ek 35. Maddeye göre kamu görevlisi iken üst kademe kamu görevlisi görevden alınır ise ikinci yılın sonuna kadar maaş alabiliyor.
Ama iki şartı var; başlangıçta kamu görevlisi olması ve en az 2 yıl o görevde çalışmış olması.
Hafize Gaye Hanım kamu görevlisi değildi. Malum Amerika’dan geldi ve sadece 7 ay çalıştı.
Nasıl iki yıl maaş alacak?
Çünkü Cumhurbaşkanlığının saraya dahil ettiği herkes için bir formülü bulunur. Hafize Gaye Erkan gibi kamu görevlisi olmayıp da üst kamu görevlisi olanlar için de bir düzenleme var elbet.
Hem ek 35. Maddede. Hem de 3 nolu Cumhurbaşkanı Kararnamesi’nin 6.maddesinde.
Nedir o; “Kamu görevlisi olmayanlar arasından üst kademe kamu yöneticisi kadro, pozisyon ve görevlerine atananlardan görevleri sona eren veya görevden alınanlara tazminat ödenip ödenmemesi ve tazminat miktarı ile buna ilişkin diğer hususlar Cumhurbaşkanınca belirlenir.”
Yasa, hukuk, bunlar önemli değil. Gidip soruyorsun, cumhurbaşkanı kararı veriyor.
Bu arada Anayasa Mahkemesi bu hükmü11 Ekim 2023’de iptal etmiş. Ama iptal yürürlüğe 11 Eylül 2024’de girecek.
O zamana kadar o sihirli Ek 35. Madde’ye bir ek daha yapıp, “Anayasa Mahkemesi yerine de cumhurbaşkanlığı karar verir” denmeyeceği ne malum…
Koskoca cumhurbaşkanlığı… Anayasa Mahkemesi ondan daha mı iyi bilecek?
Cumhurbaşkanı görevden de alır, tazminat da öder, miktarının ne olacağını da belirler.
Ülkenin kanununun uygulamasında tereddüt varsa onu da giderir.
Kanun uygulamasındaki “tereddüt halinde” tek yetkili “yargı değil de Cumhurbaşkanı” diyen yasa maddesi için muhalefet neden yeri göğü birbirine katmadı, bilmem… Herhalde hangi arkadaşı belediye başkanı yapalım kavgasından sıra bu meseleye gelmemiştir.
Sorunları yargının değil cumhurbaşkanlığının “çözdüğü” bir ülkede yaşıyoruz.
Bu korkunç gerçeğe rağmen muhalefet “balık dişi mi erkek mi” kavgalarına dalıyor.
Gidin paşaya sorun…
Cevabı bilmese de dediği dediktir.