“Arıza mısınız”…
Siyaset kurumu topyekûn çürüdü, hayat çürüdü…
Oy veren, vergi ödeyen ülke insanları için iktidar da aynı, muhalefet de.
Gelin bundan böyle seçim yapmayın… Ülkede hiçbir sonucu olmayan bir dalgalanma yaşanmasın, boşuna zahmet herkes için… Hem açıkları bir türlü kapanmayan bütçeye de gereksiz bir yük.
Yargıya gelince o da öyle, farklı bir yanı yok, o da çürüdü… Hicap duyulacak gariplikler içinde çürümeye de devam ediyor.
Duydunuz mu bilmem, 3 gün önce AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreni’nde konuştu ve dedi ki:
“Kararınızı verirken hiç kimsenin, hiçbir gücün, hiçbir maddi değerin sizi yönlendirmesine müsaade etmeyin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunları söylerken aynı gün Kemal Kılıçdaroğlu da grup toplantısında, Barış Terkoğlu’nun 10 Temmuz 2023 tarihli yazısında anlattıklarına atfen bir davaya yapılan müdahaleden söz ediyordu.
Hem de o tarihteki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, Hâkimler Savcılar Kurulu 1. Daire Başkanı Halil Koç’un ve Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz’ın adını vererek sorular soruyordu.
Neydi bu dava?
Sonrasında itiraz gelmeyen Barış Terkoğlu’nun yazısından özetle aktarayım:
Dava bir alacak davası. Tarafları Azerbaycan’ın devlet enerji şirketi SOCAR ile Palmali Holding, Mübariz Mansimov’un şirketi.
Sedat Peker bizlere Mansimov – SOCAR ihtilafının arka yüzünü videolarında anlatmıştı.
Dava, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte iken yaşananlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediklerinin tam tersi.
Mahkeme Başkanı Ramazan Çakmak, “bizzat bu dosya için Ankara’ya çağrılmış, Adalet Bakanı Yardımcısı Hasan Yılmaz tarafından tehdit edilmiş; ‘Bu dosyada her ne pahasına olursa olsun SOCAR lehine karar vereceksiniz’” denilmiş.
Mahkemenin diğer üyelerine de “İstanbul Adalet Komisyon Başkanı Okan Albayrak tarafından SOCAR lehine karar verilmesi ve her ne olursa olsun 3 Mayıs 2023 tarihindeki duruşmada mutlaka karar verilmesi gerektiği talimatı verilmiştir.”
3 Mayıs, duruşma günü gelmiş. Ama hâkimler istenen kararı vermemişler.
Anlaşılan o ki deliller Mansimov’un şirketinin haklı olduğunu gösteriyor.
“Araya seçimler de girdikten sonra 31 Mayıs 2023 tarihinde bu dosya için İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Okan Albayrak (tarafından), bizzat mahkeme başkanı Ramazan Acar ve mahkeme üyeleri makamına çağrılmıştır. Bu çağrıya Ramazan Acar ile Raşid Dursun icabet etmişlerdir. Bu görüşmede ise duruşmanın ertelenmesinin faturasını mahkeme hâkimlerinin ödeyeceği belirtilmiş ve en nihayetinde de bu söylenilen yapılmıştır.”
Bakın nasıl fatura çıkartılıyor:
“1 Haziran 2023 tarihinde Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz, HSK 1. Dairesi’ne giderek ve bu dosyanın önemini kurul üyelerine anlatarak Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin iyiliği için davanın mutlak bir şekilde SOCAR lehine sonuçlanması gerektiğini, Türkiye devletinin menfaatinin bunu gerektirdiğini ve mahkeme heyetinin ‘arıza çıkartarak’ duruşmayı ertelettiğini söyleyerek eski heyetteki ‘arıza çıkartanları’ görevden alarak onların yerine yeni atamalar yaparak yeni bir heyet oluşturulmuştur.”
“Arıza çıkartanlardan” mahkeme başkanı Ramazan Çakmak nihayetinde emeklilik dilekçesi vermiş.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı size sesleniyorum;
Mahkeme başkanı hâkim Ramazan Çakmak “kararını verirken hiç kimsenin, hiçbir gücün etkisi altında kalmadı”, sizin sözünüzü yere düşürmedi.
Ama sizin açıkladığınız fikirlerinizi paylaşmayanlar yargının tepesinde imiş.
Ne dersiniz? Ya da bir şey der misiniz?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu size de seslenmek isterim:
HSK’ya TBMM oyları ile seçilen üyeler de var.
CHP’nin önerdiği ve desteklediği üye olarak bilenen Ömür Topaç da HSK 1. Dairesinde görevli.
Görevini yasalara, yeminlerine ve hukuk vicdanına uygun olarak yapan hâkimlerin “arıza çıkartanlar” olarak kabul edilmesinde ve “mahkeme dosyasına özel üç kişilik yetki kararı” ile yeni heyet atandığında ne yapmış acaba, bilginiz var mıdır?
Bizlerin yok da…
Arıza çıkartmaya gelince; esas arıza hukuk devletinin yerle yeksan edilmesidir. Hem öyle ciddi ve onarılması çok güç bir arızadır ki bu arıza, yaşadığımız bu esaslı çürümenin gerçek sebebidir.
Çünkü yargı, devletin kalbidir… Hangi nedenle olursa olsun onu durdurduğunuzda devlet de ölür.
Oyunun asıl kuralı arıza çıkarmamak mı yoksa?