Ortadoğu haberlerinde gerçek
Gazetelerin temel işlevinin doğru ve objektif habercilik olduğu söylenir ama bugünün koşullarında artık çok az gazetenin bu türden kaygıları var. Basın faaliyeti kamplaşmayı sürdürmek ve okuyucunun kendi cenahına aidiyetini tazelemek için yapılıyor. Bu minvalde birçok haber es geçilir ya da çarpıtılarak verilirken, eski bilgilerin yeniden ‘pişirilmesine’ dayanan, hatta tamamen masa başında üretilen siyasi amaçlı metinler de haber niyetine servis ediliyor. Örnek olarak geçen pazar günü iktidara yakın bir gazetede sunulan bir dizi haberi ele alalım.
***
Bunlardan ilki herhalde gerçek bir haberdi. Türk Akımı doğalgaz boru hattının Rus doğalgazını bundan böyle Yunanistan değil Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya ulaştırılacağını bildiriyordu. Belirtildiğine göre rota değişikliğinin nedeni teknik değildi… Yunanistan’ın FETÖ’cüleri teslim etmemesi de zikredilmekle birlikte, Bulgaristan Cumhurbaşkanı’nın Rusya’ya yakın durması belirleyici olmuştu.
İkinci haber ilki kadar güvenilir değildi ama siyaseten yerine oturuyordu. Rusya Savunma Bakanlığı’nın bir açıklamasına dayanarak, PYD’nin tasarladığı ‘terör koridoru’ için ABD’nin IŞİD’lileri hazırladığı öne sürülmekteydi. Buna göre ABD Haseke’de ‘Yeni Suriye Ordusu’ isimli bir yapılanma kurmaktaydı ve kamptaki 750 militanın 400’ü IŞİD’liydi.
Üçüncüsü yeni bir bilgiye dayandığı izlenimi vermeyen ve zamana tabi olmayan bir haberdi. Buna göre ABD’nin Afrin’deki PKK’ya tanksavar sevkiyatı sürmekteydi. Son 20 günde gerçekleşen üç sevkiyatta TOW tipi gelişmiş antitank füzeler verilmiş, böylece PKK elindeki bu tip füzelerin sayısı 70’e ulaşmıştı. Haber bu silahların “Türk ordusuna karşı hem PKK hem IŞİD tarafından kullanılmış” olduğunu vurguluyordu.
Dördüncü ‘haber’ aslında diğerlerini ideolojik çerçeveye oturtma işlevine sahipti. “Türkiye’nin Suriye’de terör örgütü PKK/YPG’ye askeri operasyonları genişletme kararlılığı ABD’de panik doğurdu” diye başlayarak “CIA’nın yan kuruluşu Rand Corporation’ın” bir raporunu konu etmekteydi. Bazı senaryoların ele alındığının anlaşıldığı bu raporda, ABD’nin Türkiye ile sıcak çatışma ihtimalinin “pek muhtemel değilse de büsbütün imkansız olmadığının” söylenmiş olması gazeteye göre bir tehditti.
Tablo, Diyarbakır dağlarında PKK’ya ‘darbe üstüne darbe’ indirildiğini söyleyen bir haberle tamamlanıyordu. Toparlarsak ABD-IŞİD-PKK açık bir işbirliği sergiliyordu ve hedefleri de Türkiye idi, Rusya ise diğer taraftaydı ve dostumuz olmakla kalmıyor Avrupa’da yeni kanallar açmamızı mümkün kılıyordu…
***
Okuyucularda belirli bir algı ve kanaat yaratmak üzere yürütülen bu çabaya evrensel ölçütler içinde ne kadar ‘gazetecilik’ denebilir ayrı konu, ancak bunun ülkemizde çok yaygın olması dışında bir ‘geleneği’ de var. Nitekim çoğu okuyucu da duymak istediğini ona söyleyen bir medya arzuluyor. Siyaset ise medyanın işlevinin zaten tam da bu olduğunu düşünüyor…
Ama hâlâ Suriye’yi ‘anlamak’ isteyenlerin de varlığını düşünerek, yukarıdaki ‘gerçeklere’ birkaç ilave yapalım. Hatay’da yakalanan IŞİD’in mali işlerden sorumlu elemanı Esad güçlerine petrol satıp karşılığında erzak aldıklarını söyledi… CIA’nın St. Petersburg’ta bir katedrale düzenlenmesi planlanan IŞİD saldırısını engellemesine karşılık teşekkürlerini sunan Putin, benzer durumlarda ABD’li yetkilileri uyarma konusunda söz verdi… Suriye Demokratik Güçleri ve Irak Ordusu Deyr Zor’dan geçen Suriye/Irak sınırı üzerinde ortak koordinasyon merkezi açma konusunda anlaştılar…
Velhasıl IŞİD’le iş tutmayan tek bir gücün bile olmadığı, ABD ve Rusya’nın bütün diğer bağlantıların üzerinde bir ‘üst’ koordinasyon çerçevesinde ilişkide oldukları ve PYD’nin yerel ve küresel aktörlerle resmi ilişkilere girmesinin hem ABD hem Rusya tarafından onaylandığı bir Ortadoğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Resmin sadece bir doğru yönü olan ABD’nin PYD desteğine, üstelik onu ‘renklendirerek’ bakmak işimize gelebilir ama gerçeği değiştirmez.