Mısır mı olmak istiyoruz?

Düşmanları azaltma, dostları artırma siyaseti güttüğümüzü söylüyoruz ama anlaşılan bunun zımni bir önkoşulu var. Muhtemel dostların dostluğu, nasıl davranırsak davranalım bizi ‘makbul’ kabul etmelerini gerektiriyor. Eğer bizi eleştirir ya da önkoşul dayatmaya kalkarlarsa ‘dost’ olmadıklarına hükmediyor ve tüm köprüleri atmaya hazır olduğumuzu haykırıyoruz. Oysa biz kimseyi ‘olduğu gibi’ kabul etmeye hevesli değiliz. Bizim de önkoşullarımız var ve bu gayet normal… Eğer “biz önkoşullarımızı öne süreriz ama siz süremezsiniz”, veya “biz sizi olduğunuz gibi kabul etmiyoruz ama siz bizi kabullenmek durumundasınız “ diyeceksek buradan sadece yalnızlık çıkar.

***

Bugünlerde Almanya ile gelinen nokta sadece o ülkeyi kapsamıyor. Tüm Avrupa’da Türkiye, AK Parti ve Erdoğan’a ilişkin olumsuz bir algı ve analiz var. Türkiye’nin demokratik reformları yapabilecek insan, kurum ve kültür seviyesine hızla erişmesine rağmen, siyasi iradenin sürüklemesiyle bu noktadan uzaklaştığı düşünülüyor.

Türkiye’de demokratik normların zayıfladığını, adil yargılanma olmadığını, medya üzerinde baskı oluştuğunu, liyakat yerine sadakatın öne çıktığını, tüm kamu kurumlarında personel ve uygulama açısından seviye kaybı yaşandığını, keyfiliğin yayılma istidadı gösterdiğini, bu gerçekleri görmekten kaçarak hamaset, suçlama, kışkırtma söylem ve taktiğine başvurduğumuzu görmek için ‘yabancı’ olmaya gerek yok. Bunları biz kendimiz de görüyoruz. Birçoğumuz yüksek sesle söylemese bile apaçık, aleni bir olgu bu…

Avrupa böyle bir ülke ile siyaseten ilişki kurabilir, Mısır’da yaptığı üzere duruma kendi çıkarı gereği razı olabilir. Ama Türkiye Avrupalılar için bir Mısır değil… Çok daha kıymetli ve çok daha yüksek beklentilerle ele alınan bir ülke. Avrupa bize Mısır muamelesi yapmıyorsa bu bir iltifattır. Biz ise garip bir tutumla ille de Sisi’nin Mısır’ıyla eşdeğer olmak istiyoruz.

Diğer taraftan Avrupa ile ilgili pembe gözlük takmak da gerekmiyor. Oryantalizmin, çifte standartlı yaklaşımların, bize yönelik tarihsel kibrin, Türkiye’nin bir bölgesel güç olarak talip olduğu saygınlığın esirgenmesinin, yaşadığımız sorunlara empati direncinin ve Erdoğan’ın bir günah keçisine dönüştürülmesinin farkındayız. Bu tutumun değişmesini bir önkoşul olarak öne sürmek hakkımız. Ama aynı zamanda bu tutumun dönüşmesi için ne yapabileceğimizi de düşünmemiz gerekmez mi?

Oysa biz işin o tarafına hiç eğilmek istemiyoruz. Bunu yaparsak kişiliğimizin yaralanacağını, onurumuzun zedeleneceğini sanıyoruz. Kendimizi düzeltmek yerine başkalarının bizim ‘düzgün’ olduğumuza inanmalarını istiyoruz. İyi de, biz o başkalarının ‘düzgün’ olmadığını nasıl görüp söylüyor ve bundan vazgeçmiyorsak, başkalarının da aynı şeyi bize yapması şaşırtıcı mı?

***

Erdoğan Almanya’daki ‘soydaşlarına’ seslenerek, Türkiye karşıtı partilere oy vermemelerini istedi. Ne var ki bugün ne Almanya ne de Avrupa’nın herhangi bir yerinde Türkiye üzerinden siyaset yapılmıyor. Çünkü bütün siyasi partiler Türkiye konusunda hemfikir. Hepsi de iktidarın ülkeyi demokrasiden bilerek uzaklaştırdığını düşünüyor. Gabriel’in “Erdoğan ölçüyü iyice kaçırdı” lafına “kaç yaşındasın?” diye mukabele edilmesi ise aklın başta değil yaşta olduğunu öneren bir kültüre gönderme yapıyor ki bunun demokrat bir yaklaşımın çok uzağında olduğuna kuşku yok…

Batılılar bize doğru davranmıyor ama maalesef bu bizim doğru davrandığımız anlamına gelmiyor. Aynı şekilde bizim yanlışımız da onları doğru kılmıyor. Biz kendimizi biliyor ama bunu ifade etmekten korkuyoruz. Toplum olarak ergenlik çağını aşmamız, kendimizle ilgili gördüğümüzü açık yüreklilikle söyleme cesaretimizin olup olmamasına bağlı. Çünkü apaçık şekilde yanlış bir yöne doğru gidiyoruz… Üstelik doğru yöne gidebileceğimizi cümle aleme kanıtlamışken.

YORUMLAR (126)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
126 Yorum
  • Vatandaş / 24.08.2017 10:02

    Beğenirsin beğenmezsin, Bu topraklarda son 150 yıldır yaşananlar ( göçler , savaşlar, darbeler ,krizler... vs) pişmiş tavuğun başına gelmemiştir..ve sürüp giderken Bu hesaplaşmayı getiriyor.. kimlerlemi? Kendimizlede Herkeslede..!

    Yanıtla (0) (0)
  • Quasimodo / 24.08.2017 01:05

    Kim gaza getirdi seni Suphi.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 23.08.2017 18:51

    Sn karar okuru:doğru nun mantık kullanarak yanlış olduğunu ispatlamaya çalışınca mantık çökmesi yaşamışsın(büyük bir ihtimal yazdıklarım düşmanla işbirliği kavramı çerçevesinde bilinçaltını rahatsız etti). Aristo yazdıklarını görse seni pataklardı.yahu kardeşim ne hakkından ne seçmeninden bahsediyorsun? Almanya darbeye destek oldu bu aşikar fakat bunu açık seçik ispatlayamadığımızdan dolayı konu dışı bıraksakta türkiyedeki referandumda markel ‘’hayır’’ ı açık ve seçik olarak desteklemedimi(hatta propogandasını bile yaptı). Markel açık ve seçik şekilde türk seçmenine hayır de dedi. ee ozaman içişlerimize müdahale etmiş olmadımı? Referanduma türk seçmenine hayır de demek aynı zamanda türkiyedeki hiristiyanlara da hayır deyin demek değimlidir(bak işte bu çok basit Aristo mantığı , hiristiyanlarda türk vatandaşı ve seçmeni olduğuna göre seçmene verilen hayır de mesajı hiristiyanı da kapsar). Eğer sen markelin açık ve seçik şekilde türk seçmenine hayır de mesajını göremediysen bu şu ana kadar hayatında hiçbir şeyi veya çoğu şeyi açık ve seçik olarak göremediğine ve bundan sonrada bu kafa ile gidersen göremeyeceğine işaret eder. Bu arada aldığım beğenmeme sayısından çok mutluyum zira zaten amacım buradaki etyen bey taraftarlarını ve ayrılıkçı Kürtleri biraz kızdırıp daha fazla düşünmeye teşvik etmekti(ortalama insanlar kendilerini düşünmeye zorlayan/teşvik eden insanlara kızarlar ve onları sevmezler). İlave not:türkiyedeki hiristiyanlar markeli lider olarak kabul etmezler markel almanyanın lideridir??? Yorumu 3cü kere gönderiyorum bakalım bu sefer yayınlanacakmı

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 23.08.2017 18:05

    Bizim halkımız maalesef bu dili seviyor. Bir gün bu dil kendilerine dönerse bakalım neler olacak. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır sözünüde bu halk sallamaz. Halkın dili bu.

    Yanıtla (0) (0)
  • A.A. / 23.08.2017 16:00

    Owww, 21. yüzyılda hamasetin apolojisinin yapıldığını da gördü bu gözler. Sırada ne var acaba? Dünyanın düz olduğu ve evrenin merkezi olduğu iddialarına apoloji getirilecek herhalde?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 23.08.2017 13:58

    hakkaten de anlamadım

    Yanıtla (0) (0)
  • ziya / 23.08.2017 12:53

    sn karar okuru herhalde bunları batıya söylüyorsunuz. çünkü batının saldırganlığını es geçip türkiye ye kendine savunmak zorunda kaldığı için çemkirecek değilsiniz diye düşünüyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • Suphi / 23.08.2017 10:35

    Siz Türkiyeyi batılı gözlükleriyle ,onların çıkarlarına göre okuyup yorumluyorsunuz. Batı ile uzlaşmanın ,ilişkilerin normalleşmesinin bir bedeli var. Bu bedeli bize ödetmeden bu iş düzelmez. Bunun bedeli ülkemizin istiklal ve istikbalidir. Bunu anlayın artık.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 23.08.2017 10:08

    hamza bravo. ilk kere doğruyu yazdın

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 23.08.2017 09:57

    Sağlam bir reddiye olmuş.Tebrik ederim.

    Yanıtla (0) (0)
  • ahmet / 23.08.2017 09:40

    işte büyüklenme böyle bir büyük felakettir

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 23.08.2017 09:12

    İsiniz gucunuz herkesle kavga. Yurtta kavga, dunyada kavga. Bunun adi politika olamaz.

    Yanıtla (0) (0)
  • ziya / 23.08.2017 08:12

    hamza ya ,ürünün ortaya çıkması için gereken teknoloji bir gün de uzaydan geldi zaar.

    Yanıtla (0) (0)
  • karar okuru / 23.08.2017 08:08

    erdoğanın almanyadakı secimler dolayısıyla oradaki türk seçmene seslenmesi içişlerine müdahele ise, türkiyedeki referandumda hayır kampanyası düzenleyen alman hükümeti ve medyasının yaptığı nedir?at gözlüklerinizi çıkarın artık.

    Yanıtla (0) (0)
  • Fuzuli / 23.08.2017 03:49

    Bütün anlatılanlar iyidir,güzeldir,hoştur hoş... Doluya dolu,boşa boştur boş...

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 23.08.2017 00:15

    Soru: "Tam bağımsızlık ne demek". Cevap: Kendin olabilmek, istiklal harbi şehitlerinin istediği olabilmek demek. Bir istiklal harbi şehidi, bir an aramıza gelse "Demek biz savaşı kaybettik." sanır... Bu vatan için şehit düşenin değil de, işgal edenin medeniyetine mensubiyet peydahlamış kişiler, bunu anlamakta zorluk çeker...

    Yanıtla (0) (0)
  • Kurdislamic / 22.08.2017 23:41

    Avrupa ile uzlasmak degil savasmak lazim..Erdogan dozaji yukseltmeli. Gec kalinmis bir hesaplasma var. Itifatlarina ...

    Yanıtla (0) (0)
  • Ahmet Güzel / 22.08.2017 22:28

    O kadar taraflı bir yazı ki Sanki Türkiye de hiç bir şey olmamış gibi; Türkiye Avrupa Birliğine girmek istiyor ve onların ileri sürdükleri şartların hepsini yerine getirme heveslisi yani 2002-2005 yılların Türkiye sini tarif ederek şu andaki Türkiye Avrupa ilişkisini anlatıyor yazar. Yahu kardeşim bu ülkede darbe girişimi oldu yüzlerce kişi şehit oldu Türkiye nin şaftı kaydı ve yazarın anlattığı o Avrupa darbenin arkasındaydı Canı cehenneme o Avrupa nın hele hele Almanya nın

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 21:57

    Okuyunca gözlerim yaşardı. 2000 li yılların başında şu anda sağa sola had bildirenler ortada yokken internette böyle yazılara yapılan yorumları okuyup bir nefes alır ve ümitlenirdim. Bu zamanda da böyle yazıları okuyunca derin bir nefes alıyor ardından böyle yorumları da okuyunca rahatlıyorum. Ben ümitliyim. Herkes herşeyin farkında.....

    Yanıtla (0) (0)
  • Güven / 22.08.2017 20:55

    Avrupa'da hangi parti %50'nin üstünde oy alıp iktidar olmuştur. Soru çok basit. Benim yorumlarım genelde sansürleniyor. O yüzden çok yumuşak bir dil kullanmaya çalışıyorum. Hemen seçimlerde hile olduğu ileri sürülecek . Malum mazeretler. Seçimlerde hile olduğunu kabul etsek bile Türkiye'de CHP veya başka bir muhalefet partisinin böyle kuvvetli bir seçmen kitlesini yakalamasının imkansız olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Peki buna rağmen seçimle ve demokratik yolla başa gelen kişi antidemokratik ve hukukdışı yollara başvurabilme imkanlarını kullanabilmesini, yine demokrasinin bir cilvesi olduğunu niye kabul edemiyorsunuz. Bu parti iktidar olmak için gerekli oyu almadı mı aldı. Başa geldi. Yok partiler kanunu değişmeli. Yok seçim şöyle olmalı böyle olmalı gibi kadük düşünceleri bir tarafa bırakın. Kimse bu seçmen kitlesine sahip partinin hangi seçim sistemini getirirseniz getirin, yine iktidar olacağını ve kanunları hukukun kendisine verdiği yetkiyle değiştirebileceğini bunun da sizin yere göğe koyamadığınız demokrasinin bir açılımı olduğu neden hiç aklınıza gelmiyor. İstediğiniz kadar seçmeni aşağılayın bidon deyin koyun deyin, lümpen deyin, örgütlü cehalet deyin ne derseniz deyin sonuçta bu kitle oy verecek ve iktidarı belirleyecek. Siz 80 milyonun içinde bir kişi olarak hayır bu demokrasi değil diye yırtınacaksınız. Hayır efendim bu demokrasi. Varsa daha iyi bir sisteminiz buyrun açıklayın. Çünkü bu sisteme hiç toz kondurmadığınızı gayet iyi biliyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 20:42

    Siz hayatı ve siyaseti tersinden okuyorsunuz. .. Fanatizmi bırakın. .. kavgayı bırakın. .. insanlar konuşa konuşa. .. değil mi

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 20:20

    hamasi bir cevap olmuş... desem doğru olmazdı : ) Esprili bir cevap olmuş.

    Yanıtla (0) (0)
  • hamza akyol / 22.08.2017 20:15

    Sayın karar okuru, lütfen biraz düşünerek yazın. Avrupanın bugünkü bolluğunun ne emek sömürüsü ile, ne de kölelerin sırtı ile bir alakası yok. Emek sömürüsü kapitalizmin ilk yılları için geçerli olan bir kavram. Biliyorum marksistler de ayağa fırlayacak ama durum bu. şöyle ki. bugün herhangi bir üründe, o ürünün ortaya çıkması için gerekli insan emeği miktarı, o ürünün ortaya çıkması için gerekli proses düşünüldüğünde lafı bile edilmez düzeydedir. çünkü teknoloji denilen bir olgu var. marks geçmişte üretim araçları için birikmiş emek kavramını kullanmış ama şu an ulaşılan teknolojik boyut, birikmiş emek kavramının çok çok ötesinde bir durumdur. Mesela, bir kepçe ile kazılan toprağı düşündüğünde, kazılan toprakta insan emeği, ürünün totalinin ortaya çıkmasında çok az yer tutar. ve kepçe de birikmiş emekten öte birşeydir. Yine kapitalizmin ikinci aşaması olan emperyalizm olgusu da bugün artık geçerli değildir. Bunu, güçlü olanın güçsüz olana istediğini yaptırmaya çalışması olgusu ile karıştırmayın. emperyalizm farklı bir olgudur ve emperyalizmde emperyalist ilişkiler, emperyalist sömürü vardır. Oysa bugün herhangi bir şirketin, normal, kapitalist üretim ve tüketim ilişkileri çerçevesinde ürününü satışı vardır. her sektör, her firma, ve hatta her kişi, bir başka ülkeye ürün satabilmektedir. burda tekel konumu (tekel konumu olan özel durumlar istisna olarak her zaman olabilir) sözkonusu değildir. emperyalizmde ise, emperyalist ilişkiler içinde, başka ülkelerin 10 liralık malının 3 liraya alınması, yine başka ülkelere, kendi 3 liralık malının 10 liraya satılması vardır. burdaki aradaki fark, ticari olarak oluşan fark değil, emperyalist ilişkilerle oluşan farktır. Sovyetlerin yıkılmasında da, lenin döneminde, leninin marksın "devrim gelişmiş ülkelerde olacak" tezine "en gelişmiş olmayan ülkelerde" diye çekince koymasına neden olan "sus payı" kavramının da artık geçerli olmaması ve kapitalist dünyanın (aslında sadece dünyanın demek lazım) geldiği noktaya, üretim, bölüşüm, kurumlar, değerler anlamında karşılık verecek şekilde gelişememesi neden olmuştur. Sol, gorbaçov tarafından dile getirilen " 70 tane lenin olsa günümüz sorunlarına çözüm bulamaz. günümüz çok daha karmaşık" saptamasından sonra bu konu hakkında herhangi bir (benim bildiğim) teorik bir analiz sürecinde bulunmadı. Ancak konu ayrıntılı olarak tartışılsaydı, muhtemelen benim belirttiğim noktaya gelinecekti. Türkiyenin, biryerlere varabilmesi için sorgulanması gereken, tartışılması gereken epey ezberi var maalesef. Bu ezberlerin bir kısmı islamcı ideolojiden kaynaklı iken, islamcılar tarafından savunulan pekçok ezber de aslında sol kaynaklı.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 19:36

    zaten seni akp taraftarı yapan özellik, olayı hep yanlış anlaman. burda da olayı yanlış anlamışın. almanyada muhalefet bir ahlakı, bir ilkeyi, bir değeri, bir hakkı savunuyor. milli çıkar hesabının ötesinde bir durum. anlamakta zorlanacağın için olayı şu şekilde anlatayım. merkel, türkiyedeki hristiyanların, hangi partilere oy verip hangi partilere oy vermemelerini söylediğinde reis dünyayı merkelin başına yıkar. yıkması da lazım. çünkü başka bir ülkenin içişlerine müdahele bir hak değil, bir haksızlıktır. muhalefet partileri de bu konuda reisle birlikte hareket eder. ama reisle birlikte hareket etmesinin nedeni milli birlikten daha çok, egemenlik haklarımıza merkelin yaptığı ahlaksız saldırıdır.

    Yanıtla (0) (0)
  • ziya / 22.08.2017 19:10

    Türkiye artık batının anladığı dilde konuşuyor çok da iyi ediyor.Batının başka türlü bizi anlayacağını düşünmüyorum.Söylediklerine , yaptıklarına aynen karşılık verilecek bundan böyle.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 18:43

    müstemleke değiliz ki? Soruyorum işte, eskiden farklı ne olacak? Ne oluyor?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 18:35

    O 3.5 trilyon bu şekilde 2.5 milyar ların birikimi ile oluyor.2.5 milyar yaklaşık 1000 km otoyol yapar ve binlerce kişiye iş imkanı sağlar. Beğenemedinmi. Bu senelik gelir olduğuna göre 20 senede 20000 km otoyol demektir. Akp iktidara geldiğinde kaç km otoyolun vardı? Hafızanı bir yoklarmısın?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 18:34

    Tencere dibin kara benimki senden kara Yaniii. Fark yok ki . Biraz empati o kadar

    Yanıtla (0) (0)
  • Ömer / 22.08.2017 18:02

    Bakkal hesabi yapalim, Frankfurt Havalimani'nin yillik toplam geliri 2.6 Milyar EURO. Hadi yeni havalimanimiz bu gelirde %40 düsmeye neden olsun. (Havacilik sirketleri acisindan da ayni hesabi yaparim da, bakkal hesabi tutmaz orda bir dünya farkli bilesen var.) 3.5 Trilyon Dolarlik bir ekonomiye sahip bir ülkeden bahsediyoruz. Yani attigimiz tasa degmez. Valla biktik artik ayni teraneden, adam olup iki sektör daha cikarin su Almanlarla yarisabilecek, sabahtan aksama ayni goygoyu yapacaginiza.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 17:55

    Yurt dışından gelecek yatırımın, İthalat- İhracatın ve hatta Nato'da kalmanın müstemleke olmak gibi bir şartı var mı?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 17:51

    Siz "batırır" demediniz, biliyorum. Ama bu batma hikayesini de ben uydurmuyorum. O mealde zırvalayan bir yığın gazeteci var. Burhan Kuzu da birkaç ay önce, "Frankfurt Havaalanı hemen hemen kapanmak üzere" demişti. İnsaf, hele bizimki bir bitsin. Prof.dur kendisi. Neyse, umarım bizim havaalanı iyi çalışır da hepimiz kazanırız.

    Yanıtla (0) (0)
  • hamaset / 22.08.2017 17:40

    Yahu sizin kızınız olsa adını hamaset koyarsınız valla. bu ne böyle her söze ,yoruma "hamaset""hamaset"...

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 17:03

    Almanyada erdoğan-markel kavgası olunca almanyada markeli devamlı eleştiren tüm muhalif partilerde markel in yanında saf tutuyor.markele karşı çıkarak erdoğana desteğin türk oylarının çoğunu alma avantajı olmasına rağmen markelin hemen hemen her yaptığını eleştiren alman muhalefeti bu milli kavgada milli davranarak kendi ülke başkanlarının yanında saf tutuyor. Hani yazar sık sık millilikten bahsederdi ya, millilik esas böyle olur işte. Halbuki bizim ana muhalefet liderimiz erdoğan-markel kavgasında markelin tarafında koyu bir markel fanatiği imiş bir şekilde markele destek veriyor,,bu çirkin desteğide belki hazmedebileceğiz fakat üstüne üstlük ana muhalefet liderimiz Almanlara türkiyeye turist göndermemelerini tavsiye ediyor ve buradaki erdoğan düşmanları da tüm bunları normal karşılıyor. Bunun 2 nedeni var 1-onların mantığına göre alman bizden akıllıdır ve yanlış yapmaz 2-ekonominin batmasını isteyecek şiddetteki erdoğan düşmanlığı

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 16:49

    Hamasetin özgüvenle alakası yoktur. Tam tersine hamaset özgüven eksikliğinin boş laf ile dışa vurumudur. Özgüvenli insan, herhangi bir komplekse kapılmadan kendi durumunu, diğer oyuncuların durumunu objektif tartar. Zaafları ile yüzleşir, bunları gidermek için önlem alır. Karşılaştırmalı avantajlarını hesaplar. Gerçekçidir. Olmayan avantaj varmış gibi davranmaz. Kendisi dahil hiç bir oyuncuyu küçümsemez. Kendi hedeflerine ulaşmak için akılcı stratejiler kurar. Sessizce uygular. Naralar atmak, laf sokmak özgüven belirtisi değildir. Ne yapacağını bilmemenin göstergesidir.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 16:37

    sığlık kelimesi ile kendini tanımlamış oldun fakat farkında değilsin çünkü tarih boyunca hiçbir sığ insan sığlığının farkına varamamıştır çünku fizik kuralları böyle der.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 16:35

    Sayın karar okuru :havaalanı rekabetinde komşu ülke olmak yeterli bir şart değil. istanbulun özellikle Uzakdoğu/asya transit yolcuları için büyük bir konumsal avantajı var.şu an ki istanbul havalimanları bu transit kapasiteye cevap verecek kapasitede değil. Frankfurt havalimanını batırır gibi bir cümle kurmadım. Yazıyı iyi okuyun. Frankfurta rakip olur dedim. Rakip olmak batırmak anlamı taşımaz. 3cü havalimanı kesinlikle Frankfurt havalimanının gelirlerini azaltacaktır.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 16:25

    Evin, Batı ile İslamcılar arasındaki husumet anlaşılır boyuttadır. Kompleks vs. ile izah edilecek cinsten değildir. Sıkıntı, Türkiyeli Batıcıların tutumunda, ne Batılılar, ne Türkiyeli...

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 16:16

    Osmanlı'da kölelik var dediğin dönemlerde, Avrupa'da "ilk gece" modaydı. Suriye Osmanlı'da iken kimse oralardan kaçmıyordu..... Sapla samanı birbirine karıştırmışsın.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 16:11

    Bugünkü yazınızın duygusuna bakıldığında,önceki yazılarınızın aşırılığını farkına vararak zeytin dalı uzatan bir ruh halini ima ediyor.Avrupa ve Batı'yı suçlayıcı cümleler daha önce sizlerden çok sadır olmamıştı.Öfkenizin dibini sıyırdıktan sonra,normale dönmüş olmanız sevindirici bir gelişme.Her kesimde okuyucu kitleniz olduğu gerçeğini önemseyerek gazetecilik yapmak, sizleri daha saygın görmemize imkan tanıyacaktır.Toplumun bir kesimine yönelik aşağlama ve bir takım öfke kabarmaları sizin algınızı çok tahrip ediyor.Şu an beraber hareket ettiğiniz kesimin duygusunu canlı tutmak onların mahallesine geri döndüğünüzü ispat etmek için bu takım ihtiyaçlar için de olabilirsiniz.Ancak bu kesimin tatminine kendiniz kaptırırsanız sonunuz ve yazarlık kapasiteniz sıradanlaşır.Bir önceki aşağılayıcı yazılarınız sizler için utanç vesikası olmasını diliyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 16:10

    Özgüvenin altı doluysa iyidir tabi. Ama altı boşsa, Muhammed Ali ile aynı ringe çıkmaya benzer. Özgüvenin bir raunt dayanır, ağız burun ikinci rauntta dağılır.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 16:05

    Bizim 3. havalimanı Frankfurt havalimanını nasıl batıracak anlamış değilim. Almanya'ya komşu değiliz, Frankfurt-İstanbul arası 2.200 km. Hani bir Yunan veya Bulgar havalimanından bahsedilse tamam, mesafe kısa falan. Peki 5 sene sonra Frankfurt havalimanı aynı verimlilikle çalışıyor olursa ne yapacağız? Utanacak mıyız bu martavaldan?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 15:42

    Seviye seviye diyenlerin seviyesi şu: Hoşlarına gitmeyen düşünceleri sığlıkla hamasetle etiketlemek. Fikir ortaya koyun da seviye yükseltin.

    Yanıtla (0) (0)
  • Düz hamasi, dümdüz hamasi, ultra hamasi / 22.08.2017 15:31

    Hamaset:Tarihsiz ve vatansız düşünmeye ayarlı beyinlerin, meseleleri Türkiye merkezli ele almayı teklif eden her fikri itibarsızlaştırmak için elverişli buldukları bir kavram. Hamaset iyidir, özgüvenle ilgilidir, şu an iyi durumda olmasak bile, iyi olabilme umudunu canlı tutma imkanıdır.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 15:06

    Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan şöyle diyor: "Hele hele şimdi bir Dışişleri Bakanları var, aman ya Rabbi, evlere şenlik. Hiç haddini falan bilmiyor. Sen kimsin ki Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'na konuşuyorsun, sen. Türkiye'nin Dışişleri Bakanı ile konuş. Haddini bil. Bize ders vermeye kalkıyor. Senin siyasetteki geçmişin ne, kaç yaşındasın?" Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel'e söyledi bu sözleri. Gabriel aynı zamanda Merkel'in vekili. Yani bugün Merkel'e bir şey olsa doğrudan onunla muhatap olacağız. Nasıl oluruz bilmem artık. Adam 77'de SPD'nin gençlik kollarında aktif politikaya girmiş. Dünkü politikacı da değil yani. Eski eşi Türk, 10 yıl evli kalıp boşanmışlar. Demek ki Türklerle de bir derdi yok. Diğer yandan Almanya'daki bazı Türkler adamın 5 aylık kızı olan eşine galiz küfürlü mesajlar gönderiyorlarmış bugünlerde. Bu muyuz biz? Ne hale geldik biz?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 14:59

    Harika yazmissiniz!!!.yalniz olmadigimi bilmek cok mutluluk ve umit verici !! Ayrica, Ali Bayramoglu nu da unutmamak gerek..O da Etyen ve Gulay gibi 'bir'tanedir..28 Subat donemi ve sonrasinda 'dik' duranlardandir..

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 14:56

    Osmanlı ve tüm ıslam devletlerinde de kölelik vardi malesef. Suriyeli siginmacilar bile avrupaya kaçıyor. Arabistana değil avrupaya ölümüne gitmeye çalışıyorlar. Neden acaba.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 14:48

    Doğrunun yanında yanlışın karşısında duran herkese helal olsun.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hacıvat Karagöz / 22.08.2017 14:16

    Yorumlara baktığım zaman ne kadar sığ bir toplum olduğumuz malesef anlaşılıyor. .. Hala hamaset..m hala hakaret ve hala düşmanı suçlama hastalığı. .. Bu ya saflık ya da provokasyon....

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 14:15

    Muhalifler ve etyen destekçilerinin hemen hemen hepsi kartal gözü ile yukarıdan bakabildiklerini zannettikleri için hiçbir şüpheye kapılmadan tüm gerçekleri tam doğru olarak yanılgısız görebildiklerini zannetmekte ve tüm döğruları bildiklerini düşündükleri için ilave düşünmenin gereksiz olduğunu zannetmekte. Halbuki filozoflardaki genel kanı’’ her şeyi bildiğini zattetmek hiçbirşey bilmemektir’’. Halbuki günümüz dünyasında her şey zaman ve mekan içinde çok hizlı şekilde değişmekte ve hem ekonomi hem dış siyasette sık sık pozisyon değişikliği gerekmekte. Hem ekonomi hem dış siyasette artık 2+2 herzaman 4 etmemekte. Tamam ekonomi pozitif bir bilim de diyebilirsiniz fakat alman ne kadar mükemmel ve bilimsel ekonomik plan yapsada birden bire çinde kapitalist üretime geçilince piyasa daha önce almanın tekelinde /hakimiyetinde olan çin malları ile doluverir ve almanın tüm büyüme planları suya düşer, üstüne üstlük bir de yakınındaki Türkiye yarım mamul /fason teknolojide acayip şekilde büyür ve 3cü havalimanı ile frankfurta rakip olursa durum dahada ciddileşir alman için ve ekonomik kalkınma planlamaları için 15 sene önce kullandığı förmüldeki tüm parametreler değiştiği için 15 sene önce +50 sonuç veren bu formül bugün -10 u göstermeye başlar. ABD kısmen hariç olmak şartı ile tüm modern batı için hemen hemen aynı durum geçerlidir ve tedirginlik had safhaya ulaşmaktadır. Kısacası durumlar karışıktır ve artık basit formüller rasyonalite avrupanın sorunlarına çözüm üretememektedir ve her sorununu rasyonalite-formül-denklem ile çözmeye alışık olan Avrupa beyni oluşan durum karşısında paniklemektedir. Bizim sorunumuzda avrupanın bu panikleme durumu karşısında doğru pozisyon almayı becerebilmek ve alınan bu pozisyonuda zaman ve mekan içinde doğru şekilde değiştirmeyi ihmal etmemektir.tabiiki bunları yaparken de türkiyede bir darbe girişimi planlamak veya kendiliğinden oluşan bir girişime maximum katkıyı sağlamanın almanın ekonomik denkleminin en önemli ve sabit/değişmez parametrelerinden biri olduğunu unutmamak lazım. tamam siz genede kartal gözlü olduğunuzdan emin olun fakat en azından(çin ve hindistanın batıya yavaş yavaş rakip olup ürettiği mallarla batının gelirinin azalmasına neden olduğu bir dünyada)avrupalının darbeye destek vermeyeceğini düşünecek kadar saf olmayın.

    Yanıtla (0) (0)
  • Güven / 22.08.2017 14:12

    Etyen bey, keşke bu güzel uyarilarinizi 3-5 sene önceden baslasaydiniz yapmaya... şimdi biraz gec klmadiniz mi..? Paraşütü açılmayan birine tavsiyeler....

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 14:07

    Tam bağımsızlık ne demek? Eskisine göre ne farklı olacak? Yurtdışından yatırım kabul etmeyecek miyiz mesala? İthalat-ihracat yapmayacak mıyız? NATO'dan çıkacak mıyız?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 14:03

    boş hamaset. PISA'da sonuncusun dostum.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 14:01

    Tebrikler Ayse Hanim. Almanyada yasayan bir Türk olarak burdaki Sözde Muhafakazar Toplumdan utanir hale geldim, cogu Alman kimligile dolasip, hic bir arti deger yaratmaksizin Almanyanin bütün Haklarindan yararlanip tüketmekten baska birsey bilmiyorlar. Kaldiki o haklarin neferliginide Sol cennahden gelen insanlar yapti, zamaninda dayak sopa, hapise onlar girdi. Tartisma kültürü sifir olan bu gürüh inanilmaz bir asaglik kompleksiyle Christiyanligin cöpe atigi orta caga fikirlerini cöp kutusundan cikaran ve bunlara yidiren bir Yonetim , Lider vs. pesinde kosuyor. Sayin Mahcupyana burda getirilen Elestirileri okudukca bir nevi ayni ezilmislik halini görüyorum.....

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 13:59

    ve Suudi Arabistan'a, Katar'a, Rusya'ya bakalım. Buralar hümanizmin yeni merkezleri.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 13:58

    Halbuki bak Türkiyeliler'e. Ne kadar uyanıklar. Empati ve vicdan dolular.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 13:57

    düz hamaset

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 13:34

    aynı durumdayız.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 13:31

    Avrupa sana gelme mi diyor, kıskandıysan sen de git.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 13:30

    @engin açıksöz: madem yazar ikbalden düştü neden hala okuyorsunuz, fikirleri üzerine yorum yapıyorsunuz?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 13:11

    Gazete müsveddelerinin manşetlerine ne kadar çok inanıyorsunuz yahu. O gazete müsveddeleri hayır diyen %49’u düşmanlaştırmaya çalışıyor. Merkel'in beklenti konusunda gerçekte ne dediğini biliyor musunuz? Kaynağından okudunuz mu, dinlediniz mi? Diyor ki, "Hayır oyu veren %49'un iki ülke arasındaki diyaloğun devam etmesi yönünde beklentisi var." Kötülük neresinde bunun? Ne yapalım, bitirelim mi 35 milyar Dolarlık ticareti? Alman ekonomisine hiçbir şey olmaz, olan bizim ekonomimize olur. Her iki ülkede de büyüme sorunu yaşanıyor ve siyasi ayak oyunları oynanıyor. Başbakan üç gün önce, "Gümrük Birliği genişletilmesin, güncellenmesin diyorlar. Sanki biz de can atıyoruz” dedi. Peki dün ne dedi? "Gümrük birliğini güncelleyerek ticaretimizi iki katına çıkarmayı hedefliyoruz." Demek ki mesele ekonomiye gelince kazın ayağı birden bire değişiyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • HACI CAVCAV / 22.08.2017 13:11

    AB bizi 60 yıldır kapısında bekletiyor.İngiltere ise AB'den çıkma kararı aldı.Durum bu iken bizim AB'den hangi olumlu beklentimiz kalmış olabilir?Avrupa deyince ilk akla gelen ülkelerden biri olan İngiltere AB'den ayrılırken bizim kapıda hala beklememiz olacak iş değil.Etyen Bey biraz daha gayret edelim de kendimizi AB'ye beğendirelim havalarında. Bizim de mutlaka eksiğimiz-noksanımız, yanlışımız var.Ama bizim noksanımız insanlık noktasında değil.Avrupanın insanlık karnesi zayıf.Mültecilere karşı davranışlarında bunu açıkça gördük.Bunu gördüğüm için "Bir başkadır benim memleketim" diyororum başka bir şey demiyorum.Hamasetse hamaset!

    Yanıtla (0) (0)
  • şüpheci / 22.08.2017 13:05

    Bence sen serçe gözü ile bakmışsın. Yükseğe çıktığın için görebileceğini zannetmişsin fakat serçe gözünün görme mesafesinin farkında değilsin. Kartal gözü ile bakıldığında Benim anladığım:’’’’’’almanlar seçimlere , hatta içişlerimizede de karışabilir ve müdahale edebilir ve gerekirsede darbe girişiminede elinden gelen desteği verebilir fakat bizim onların seçimlerine etki edebilecek bir söylem içinde olmamaız lazım. Tayyip markeli hırpalarsa ve zor durumda bırakmayı becerebilirse yani varolan dalaş ta üste çıkmayı becerirse çok üzülürüm’’’’’’

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 12:53

    Tüm olumsuz etkilerine rağmen, olması gerektiği gibi... Allahaşkına şu dış politikanın rasyonel bi izahını yapsanız da anlasak, tüm komşularla kavgalı olmanın mala davara faydası ne?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 12:48

    Avrupalı kitleler önce uyanmaya, beyinlerini kullanmaya ve sorumsuz "uyuyan güzel" oyununu oynamaktan vazgeçmeye karar vermelidir. Yeryüzünün Lanetlileri, Frantz Fanon

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 12:42

    Ağzından insan sözünü hiç düşürmeden sokak köşelerinde, dünyanın bütün köşelerinde insanları katleden bu Avrupa'yı bir kenara bırakalım. Yeryüzünün Lanetlileri, Frantz Fanon

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 12:41

    Avrupa'nın bu bolluğu utanç verici bir şeydir, çünkü kölelerin sırtından kurulmuştur, kölelerin kanlarıyla beslenir ve varlığını tümüyle az gelişmiş dünyanın toprağına ve toprak altına borçludur. Avrupa'nın refah ve kalkınması, siyahların,Arapların,Hintlilerin,ve Asyalıların cesetleri ve terleri pahasına inşa edilmiştir. Bunu asla unutmamaya kararlıyız. Yeryüzünün Lanetlileri, Frantz Fanon

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 12:35

    siz de bir batıcı olarak ''suriyelilerin akbillerini ödemek istemiyorum '' diyorsunuz çünkü batı ülkeleri de aynı minvalde davrandı mültecilere ne yani sizimi örnek alalım

    Yanıtla (0) (0)
  • Ismail kose / 22.08.2017 12:29

    Hep ayni koltuk bende kalsin sevadasi.Kime baksak ayni hamasi laflar.Vatan,Sehit,Ezan,Bayrak.Biride cikip su devrani degistiremiyor.16 yilda geldigimiz nokta 30 yil onceyle ayni.

    Yanıtla (0) (0)
  • engin açıksöz / 22.08.2017 12:17

    Çok doğru bir değerlendirme yapmışsınız, tebrik ediyor ve aynen katılıyorum. Herhangibir nedenle ikbalden düşmek veya sözünün dinlenilmediğini görmek insanlarda nasıl bir travmaya sebep oluyor bunu Sayın Yazar'da aynen müşahade ediyoruz. Bana göre, Batının bize karşı kazandığı en büyük savaş, maalesef, içimizdeki ezikleri ve eziklik duygularını vitrine çıkarması ve bundan sonuna kadar yararlanmasıdır. Ama inanıyorum ki biz bu savaşı da galebe ile bitireceğiz. Birileri doğru yönde giden Türkiye gemisinin güvertesinde aksi yöne koşsalar bile.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 12:04

    Etyen diyor ki: " Ne var ki bugün ne Almanya ne de Avrupa’nın herhangi bir yerinde Türkiye üzerinden siyaset yapılmıyor." Etyen, haribiden iyi misin?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 11:55

    Bize öğretilen tek bizim ülke ve insanımız doğru ve haklı . Avrupa amerika komşu ülkeler hep kötü art niyetli haksız zalim kötü. Ama her ülke kendi çıkarına bakar. Ama biraz objektif bakamaz isek olaylara herkesi düşman goruruz. Hiç dost ülke kalmadı . Acaba biz nerede yanlış yaptık deme vaktimiz gelmedi mi. Tüm dünya mi kötü.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 11:55

    @ evin bir de böyle bak istersen: Bizdeki sıkıntı dindarlarımızda değil. Dindarlarımız inandıklarından emin. Kusursuzluk iddiasında değiller zaten. Çünkü kusursuzluğun mümkün olmayacağını biliyorlar. Problem seküler kesimimizdedir. Çünkü Müslüman kimliğinden vazgeçmeden seküler düşünemeye çalışmak dünyanın en zor işidir. Hatta imkansızdır. Bu imkansızlık; Müslüman kalarak seküler olmaya çalışan kişiyi, dindara karşı hırçın yapıyor... Bir Hristiyan'ın, bir Budist'in böyle sorunları olmaz. Çünkü onların dinleri insanlar tarafından zaten sekülerleştirilmiştir. Onların dinlerindeki Tanrı, kötü gelin kapı dışarı atacak korkusuyla evin bir köşesine çekilmiş, hiç bir işe karışmayan ihtiyar kayınpeder gibidir... İslama göre Tanrı öyle midir?!... Adamın iflahını keser. Bundan dolayı Müslüman toplumlarda seküler; 99 ismi, 16 sıfatıyla Tanrıyı Demokles'in kılıcı gibi başının tepesinde hisseder... Kısacası seküler olmak, Müslüman toplumun işi değil. Seküler Müslüman, ne kendisi rahat eder, ne etrafına huzur verir...

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 11:55

    AKP'nin düzelmesi mümkün değil, boşuna yorulmayalım.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARTAL GÖZÜYLE / 22.08.2017 11:50

    Doğrudur, sadece İslamcılar değil, bilinçli bütün müslümanlar da sorguluyorlar batı ile İslam dünyası arasındaki ilişkiyi. Yalnız bu sizin dediğiniz gibi batının, birçok alandaki tartıșılmaz üstünlüğünün getirdiği bir așağılık kompleksinin dıșa vurumu değildir. Bu ilișkinin merkezinde, demokrasinin hakimiyeti değil de petrolün kontrolü ve İsrail'in nasıl yașatılabileceği kaygısı oldukça, bu sorgulama da haklı ve gereklidir. Ortadoğu'nun, sky-picot'larla, Lawrence'lerle ve Musaddık-Șah, Mursi - Sisi darbe ve destekleri ile dizayn ediliyor olmasına aldırmadan, kendilerini açık ağız batı hayranlığına kaptıran laikçilerdir asıl acınası durumda olanlar, haklı kaygıların tepkiye ittiği müslümanlar değil.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 11:34

    Tebrik ediyorum sizi.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 11:29

    Etyen bey gazeteci biraz objektif olur siz daha cok kirgin bi gazeteciye benziyorsunuz...

    Yanıtla (0) (0)
  • Emekli bir vatandaş / 22.08.2017 11:15

    Tebrikler Ayşe Hanım.Ben de 28 Şubat döneminde mesleğinden genç yaşta ayrılmak zorunda kalan bir vatandaşım.Sizinle aynı düşünceleri paylaşıyorum.Bir kere dahi olsa bir özeleştiri niye yapılmaz ki?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 11:14

    Avrupa bize Mısır muamelesi yapmıyorsa bu bir iltifattır. Öyle mi? Bu iltifat değil sizin sık sık vurguladığız rasyonel bir davranıştır, elbette Türkiye Mısır değildir, Mısır'ı fethettiğinde "Dedem Yusuf'un ülkesini yönetmeğe geldim." diyecek kadar geniş tarih perspektifine sahip Yavuz Selim gibi büyük idealistlerin hayat verdiği bir ülke. Tarih olmuş bitmiş bir şey değil, tarihte olanı olmamış sayarak bir Türkiye tasavvuru inşa etmek, Türkiye'yi asırlarca idare ettiği,sonrasında batının müstemlekesi olmuş bir ülkeyle karşılaştırmak... Ergenlik mi dediniz, bu o da değil sayın Mahcupyan.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARTAL GÖZÜYLE / 22.08.2017 10:39

    Budur işte, bizim "așık olduğumuz" Mahçupyan! Ve her makalenizin satır aralarında, neye dair yazdığınıza bakılmaksızın, așina olup aradığımız uslûptür bu! Uslûp bu olunca, AKP ve Erdoğan'a kıyısından köşesinden giydirme isteme reflekslerinizi bile görmezden gelebiliriz. Bahçe duvarının dibinde çöp eșeleyen horoz, duvarın öbür tarafında aynı șeyi yapan horozu görmez. Diğer komșu bahçelerde olan-biteni de görmediği gibi. Duvarın her iki tarafını ve civardaki diğer bütün bahçeleri de görebilen, yükseklerde süzülen keskin gözlü kartaldır ancak! Naçizane rumuzumla kastedilen de budur, ilkel bir böbürlenmenin uçurduğu ego değil.

    Yanıtla (0) (0)
  • 1 Fakir / 22.08.2017 10:24

    Özelde Almanya ve genelde AB ile ilişkilerimiz olması gerektiği şekilde yürüyor. Bu zamanda ilişkiler böyle olmak zorunda, başka türlü olmasını bekleyenler zamanın ruhundan, siyasetten ve ekonomiden anlamayan romantiklerdir.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 10:23

    Milletvekili seçilme yaşı 18 e düşürüldü biliyorsunuz. Akılları, yaşa bağlamak akıllıca olmadı galiba tezatlık var bu işte.

    Yanıtla (0) (0)
  • A.Sönmez / 22.08.2017 10:16

    Tabi tabi Batılı dostları!kızdırmayalım,hep onların elinde olsun iplerimiz değil mi Etyen bey,ne güzel kafa bu ya:)))

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 10:14

    Vites bugün düşmüş Etyen Bey

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 10:09

    bir köşe yazısından'''''muhalif olun, ama muhalifliğiniz bu ülkenin düşmanlarıyla birlikte hareket etmeye neden olmasın. Sözgelimi, Almanya Başbakanı Merkel'in sorumluluk alanına girmeyin. Geçenlerde, "referandumda 'hayır' diyenlere karşı sorumluluğumuz var" demişti ya, onu diyorum. Alman Başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına karşı neden sorumluluk duyuyor peki? Üstelik.. Neo-Nazilerin diri diri yaktığı Türk Asıllı Alman vatandaşlarına karşı bile yeterli sorumluluk duymazken. Merkel hiç kuşkusuz kaşınıza gözünüze âşık değil. Sorumluluk duygusunun nedeni, sizde gördüğü "cevher" yani muhalefet tarzınızdan ibarettir. Bu da, Erdoğan'a karşı duyduğunuz kin ve nefretten başka bir şey değildir. İnanın, Fetullah'ın da yegâne umudu budur. İsterse her gün ona küfredin, Erdoğan'a düşman olun yeter ki. Ey "genç çeri"... Omuzların üzerinde "müstevliler" için kullanışlı kafa taşıyacağına, kafanı taşlara vur daha iyi.''''

    Yanıtla (0) (0)
  • HASAN / 22.08.2017 10:09

    HAYIR TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE OLMAK İSTİYORUZ.BUNU SÖMÜRGECİ BATI ÜLKELERİ VE ONLARIN İÇİMİZDEKİ SÖZDE AYDIN,DEMOKRAT,ÇAĞDAŞ İŞBİRLİKÇİLERİ DE ANLASIN.BU YOLDAN DÖNÜŞ YOK ARTIK. GERİYE DÖNDÜRÜLECEK NOKTAYI ÇOKTAN GEÇTİK.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 10:01

    Yaw heh he.Etyen bırak artık bu hem nalına hem mıhına tavrı.Bir de artık bu meselelerde konuşulacak bir şey kalmadı ki.Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koymanın bir anlamı var mı.?Her şey her an hepimizin gözü önünde olup bitiyor.Ve millet artık mümeyyiz.Her konuda anlaması gerekeni anlıyor.Karar vermesi gerektiğinde karar alıyor.Aksiyon gerektiğinde aksiyon alıyor.Bu tür yazılar artık bir anlam ifade etmiyor.Emekliliği düşünür müsünüz?.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 09:37

    Etyen Mahçupyan'ı hangi köşeye gitmişse bulup okumak benim için mutluluktur. Eline ve aklına sağlık.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 09:34

    etyen bey almanya referendum sırasında "hayır "oyu kullanılması yönünde pr çalışmaları yaptı,gazetede ilanlar, hayır kampanyası yürüten terör örgütlerine yürüyüşler vs.. bu bizim içişlerimize müdahele midir?yoksa almanya bizim iyiliğimizi isteyen tonton ve iyikalpli teyze mi?aynı şeyi orada seçimler dolayısıyla erdoğan yaptığında içişlerine müdahele olarak algılaycaksa almanya, neden bize tonton teyze imajı yutturulmaya çalışılıyor?haa bir de %49 un onlardan beklentisi varmış. %49 luk kesim almanya nın elinde oyuncak olacak ,kullanılacak bir kesim mi?

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 09:15

    Aman Avrupalıları kızdırmayalım , onlar hata yapsada alttan alalım yoksa mahvoluruz mealinde bir yazı. Sanki yazar Tayyip markele ve Almanlara laf giydirdikçe lafı kendi yemiş gibi tepki veriyor. Batı ya karşı aşağılık kompleksinden bahsetmişti bir yazısında, bu komplex esas ve daha şiddetli olarak yazarın kendisinde var galiba. yazar danışmanlık günlerinde yabancı yatırımcıların görüşme talepleri için cumhurbaşkanından randevu alamadığı için şikayetçi idi ve o günlerden itibaren de cumhurbaşkanına takık durumda.etyen bey sizi severdik fakat gittiğiniz yolun sonu tarihin çöplüğü.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 08:43

    Yazdıklarınıza sizin de inandığınızı düşünmüyorum. Duygusal yaklaşımla doğru yanlış analizi ülkeler arası ilişkilerde tutmaz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Kadi madraglı / 22.08.2017 08:24

    Sayın Mahçupyan, Fetöcüler ve bilimum Türkiye karşıtı sol örgütlere ev sahipliği yapan Avrupaya karşı pembe gözlüklerimizi çıkartmamızın zamanı geldi ve geçiyor bile. Atlattiģımız badirelerden kaynaklı agresif tutum ve davranışlar geçici olabilir ama Avrupa hep böyleydi. Saygılar. ..

    Yanıtla (0) (0)
  • nuray / 22.08.2017 08:10

    bence yanlıs pencereden bakıyorsunuz. ilk paragrafda konu edilen "biz söylebiliriz,siz söyleyemezsınız "tavrı batıdan gelen tavır.aynen avrupa ve abd nin bizlere uygulamaya çalıştığı davranış modeli.artık buna muhatap olacak ve hizaya gelecek bir yönetim yok türkiyede.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 07:56

    sayın etyen, bilgi birikiminize lafım yok. Bir gazeteci olmadığınızında farkındayım. Böyle derli toplu yazıp, olanla ilgili fikir beyan etmek varken. Ne gerek vardı dünkü yazıya? Neyse olan oldu. Bugünkü yazınızda ise biz mısır mıyız? Diyorsunuz. Ab mısıra baktığı gibi türkiye ye bakmazmış. Etyen bey dünya insanı eşittir. Demokrasi evrensel bir değerdir. Ahlak ise münevverlik işaretidir. Mısırdaki insanların bi farkımı var ki onlara farklı davranılmasına göz yumalım. Bir de nedemek " mısır muamelesi yapmamak bir iltifattır" kim kime neyi lütfediyor.? Bukadar saçma sapan şeyler yazınca istemedende olsa yazınızın içine sokuşturma kabuller ve kalıtsal önyargılar götüyorum. Gözünüzde garp gözlüğüyle yorum yapıyor olmanız evrensel doğruları ve ahlaki bakış açısını istemeden de olsa dibe vuruyor ve bir entellektüelin yapmaması gereken işler oluyor. Tabii karar sizin ya sizi bir düşünürün konulara derin bakışıyla irdeliyeceğiz. Yada bugün oldugu gibi ,acaba batı ne düşünüyor, etyen beyi bir okuyalım bakalım diyeceğiz. Bu bizim düşüncemiz değil bu sizin kararınız olacak. Saygılarımla...

    Yanıtla (0) (0)
  • evin / 22.08.2017 07:23

    islamcılarda batı ve batı değerlerine karşı inanılmaz bir aşağılık kompleksi var. yenildiklerini düşünüyorlar ve içlerindeki hınç onların mantıklı davranmalarını engelliyor. oysa dünya tarihi böyledir, medeniyet ve ilerleme hep aynı toplumun öncülüğünde gitmez, kimi zaman yunan lider olur, kimi zaman çin, kimi zaman da endülüs...dolayısıyla islamcılar batıdan nefret etmek yerine örnek almalı ve kendilerine çeki düzen vermeli...

    Yanıtla (0) (0)
  • Ayse / 22.08.2017 03:02

    Sevgili Etyen Mahcubyan, iyi ki varsınız ve lütfen böyle cesaretle yazmaya devam edin.. biraz önce dünkü cehalet ile ilgili yazınızı heyecanla ve takdirle okudum, ve şimdi de bu yazınızı aynı takdir duygularıyla okuyorum.. bundan 17 yıl önce başörtüsü yasaklarından dolayı ülkemi terk etmek zorunda kalmış olan ben, bir zamanlar aynı saflarda özgürlükler ve demokrasi için birlikte mücadele etmiş olduğumu düşündüğüm insanlarla, aynı saflarda olmuş olmaktan utanır hale geldim. yıllardır dönmeyi hayal ettiğim ülke bu değil.. muhafazakar kesimin ve de ak partinin kalitesi ne ara bu kadar düştü bilmiyorum.. anlayamıyorum.. neredeyse benim başörtüsü yasağı kapsamında yıllarıma mal olan, toplumun yukarıdan aşağıya zoraki modernleştirilme çabasına bile hak verir duruma geleceğim.. Atatürk'ün zamanında tekke ve zaviyeleri kapatması da gerçekten bi gereklilikmiş belki de diye düşündüğüm anlar oluyor, kendimi insanların bu hale düşmesine nasıl engel olamadığını anlayamadığım değerlerimi, islami kimliğimi sorgularken buluyorum.. Cehaletle ilgili dünkü yazınızdaki 'dinin cehaleti ürettiği bir yanılsamadır. Aksine cehalet dini yüzeyselleştirir' tespitiniz benzeri tesellilerle toparlıyorum sonra kendimi. Toplum olarak ergenlik çağını aşmamız gerektiği tespitiniz de tam 12'den isabet. maalesef kendisiyle ve hatalarıyla yüzleşemeyen, artan özgürlükleriyle başedemeyen, büyüyüp sorumluluk alması gerekirken sorumluluktan kaçmak için boyuna regresyon sürecine girip gerileyen, ve tüm bu hatalarının sonuçlarından dolayı da yine başkalarını suçlayan ergenler gibi davranıyoruz.. hele de müslüman muhafazakar kesim.. bundan 1-2 sene öncesine kadar sistemin yanlışlarından ve hatalarından muzdarip olmuş, uzun yıllardır değerleri aşağılanmış ve varoluş hakkı şartlara bağlanmış muhafazakar tabanı temsil edebilecek insanların iktadara gelmesinin sistemi demokratikleştirme adına büyük bi şans olduğu noktasında sevinirken, ve Türkiye'nin geleceğine dair çok büyük ümitler taşırken, şimdilerde böylesine büyük bir şansın kaçırılmış olmasına hayıflanıyor, bu şansı mutlak iktidar ve menfaatler adına heder edenlere öfkeleniyorum. Ama siz ve sayılı bir kaç yazar (Ahmet Taşgetiren, Yıldıray Oğur, Hakan Albayrak gibi - susturulmasaydı ve hala yazabiliyor olsaydı da, keşke Gülay Göktürk'ü de sayabilseydim) bunu yüksek sesle dile getirebiliyorsunuz, lütfen devam edin.. lütfen.. tek tesellim demokratikleşme süreçlerinin fransada ve avrupada da git gellerle, 50 yılı aşgın süreçlerde oturmuş olması, belki de sürecin olgunlaşmasının bir parçasıdır bu gelgitler.. umarım bu ergenlik safhasını çok büyük kayıplar vermeden aşabilir, kendimizle yüzleşebilir ve toplum olarak olgunlaşabiliriz. bunun için en başta muhafazakar kesimin kendi kabulleriyle, osmanlıyı mutlak idealize ve cumhuriyet tarihini mutlak demonize edişiyle, başına gelen her zorluğun ona türlü komplolar kuran ezeli düşmanı batı olduğu paranoyasıyla yüzleşmesinden, ve bunun sonucunda da kendi hatalarının sorumluluğunu nihayet üstlenebilmesinden geçiyor.. hala bi ümidim var inşAllah ve bu ümidimi canlı tutan sizlersiniz. iyi ki varsınız.. lütfen hep orda olmaya devam edin..

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 22.08.2017 02:03

    Yaşasın "Herkes olduğu gibi kabul edilsin" fikri!.. Lanet olsun "Benim gibi ol, kurtul" fikri!..

    Yanıtla (0) (0)