Başkanlıktan bunu mu anlıyoruz?

Başkanlık sistemini getirmek isteyen AK Parti, MHP ile görüşmek üzere ürettiği taslağı medya üzerinden kamuoyuna da sundu. Hukukçu gözüyle satır araları ve detaylar ne söylüyor, onu önümüzdeki günlerin tartışmalarında duyup okuyacağız. Muhtemelen Başkan’ın kararname çıkarma yetkisi, fesih yetkisi ve Başkanlık ile Meclis seçiminin aynı anda yapılması bu tartışmalarda önemli yer tutacak. Ancak bu üç konunun apaçık bir doğru çözüm içermediğini literatürden biliyoruz. Bu alanlardaki her tercihin demokratik ve etkin yönetim açısından avantaj veya dezavantajlarından bahsedilebilir. Söz konusu kuralların siyasi kültürümüzde olumsuz sonuçlar vereceği söylenecek, ama iktidar da karşı argümanlar bulmakta zorlanmayacaktır...

***

Ne var ki atamalarla ilgili getirilen değişim hukuki yoruma ihtiyaç göstermeyecek bir nitelik arz ediyor ve her sade vatandaşın anlayabileceği bir ‘yeni düzene’ işaret ediyor. Buna göre Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve HSYK üyelerinin yarısı Başkan tarafından seçiliyor… Öte yandan bu kurullara girecek üyelerin diğer yarısı da bir biçimde yargı mekanizması içinden seçilecek. Örneğin HSYK üyeliğine muhtemelen Danıştay’dan da üye gelecek. Ancak Danıştay üyelerinin yarısı Başkan tarafından atanacağına göre Danıştay’da seçilecek HSYK üyesi veya üyeleri de yine Başkan’ın tercihini yansıtmaya aday olacak.

Önerilen taslağa göre Başkan’ın ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nı da seçtiğini düşünürsek, AK Parti bu anayasa değişikliği ile şunu demiş oluyor: “Sıradan vatandaşların dünyasında geçerli olan yargılama işlevini Yargıtay’a bağlı tutuyorum. Buna karşılık hem ideolojik ve siyasi konuların karar mercii olan üst yargıyı hem de idari açıdan tüm yargıyı Başkan’a bağlıyorum.” Taslakta Başkan’ın bu seçimleri nasıl yapacağı söylenmiyor. Önceki sistemde çoğunlukla olduğu üzere önerilecek adaylar arasından veya doğrudan olabilir. Ama ‘önerilecek adaylar arasından’ bile olsa böyle bir yapıda önerilerin Başkan’ın zaten tercih edeceği adaylara yoğunlaşması beklenir.

***

Kısacası AK Parti’nin önerisi yargının yürütmeye bağlanmasını ifade ediyor. Eğer seçim sistemi değişmez ve dar bölgeye geçilmezse (ki MHP’nin zaten bu noktada rezervi var) milletvekili adaylarının da Başkan tarafından seçilmesi işin ‘doğası’ gereğidir. Böylece sadece yargı değil, yasama da yürütmeye bağlanacak ve yeni sistemde Başkan gerçekten de her alana hakim olabilecektir. Görünüşte kuvvetler ayrılığından söz etmek mümkün olacak, kurumlar birbirinden ayrı isimlere, binalara ve kurallara tabi olacaklar ama iradeleri tek bir noktada bütünleşerek Başkan’ın tasarrufuna sunulmuş olacaktır.

Bu tabloya herhalde epeyce düşünülerek tasarlanmış olan bir atama alanını daha eklediğimizde, mesele daha da garipleşiyor. Çünkü AK Parti’nin değişiklik önerisine göre Başkan YÖK üyelerinin de yarısını atamakla kalmıyor, ülkedeki bütün üniversitelerin rektörlerini de bizzat atıyor. Yani eğitim kurumlarına ait olması gereken özerklik ihlal edilmekle kalınmıyor, özel sektöre ait üniversitelerin yönetimini de o seçiyor. Bir sonraki adımın özel sektördeki holdinglere Yönetim Kurulu Başkanı atamak olduğunu düşünmek bile mümkün…

***

AK Parti’nin başkanlık sistemini bunca yıl ‘düşündükten’ ve savunduktan sonra kamuoyuna neredeyse bir ‘kayyum modeli’ ile çıkması muhtemelen muhafazakar kesimde de hayal kırıklığı yaratmıştır. Halkın bu denli teveccühünü kazanmış bir partinin aynı halkı böyle bir sisteme layık görmesi, demokratik referanslar açısından toplumun çoğunluğunun gerisinde kaldığı anlamına gelir. AK Parti vakit varken kendisine yakışanı yapmalı. Aksi halde ‘ona yakışan zaten buydu’ derler ve haksız da olmazlar…

YORUMLAR (33)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
33 Yorum
  • Cemal oğuzhan / 22.11.2016 12:39

    Etyen Bey ektiklerinle sina kayyum gibi okuyucuların oldu resmen nefret suçunu işlediğini itiraf ederken bu algıların mimarı oluyorsunuz.Bu da mı yakışır size?

    Yanıtla (0) (0)
  • okur / 18.11.2016 11:02

    muhafazakar kesim sorgulamıyormuş? peki büyük çoğunluğu şu anki chp ye yani kılıçdaroğlu na oy vermekte olan laik kesim sorguluyor olabilirmi. en azından akp ye oy verenlerin yaklaşık %20 si mufazakar olmayan fakat chp lide olamayan sorgulayan tiplerden oluşur(bu bir etyen mahçupyan tespitidir). chp oydaşlarının hemen hemen hepsi chp ye ideolojik nedenlerle hiçbir sorgulama yapmaksızın , laikliğin ve sumhuriyetçiliğin gereği olduğunu düşünerek oy verir.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 18.11.2016 01:47

    Baskanlik sistemi türkiye icin felaket fakat Tayyip icin bicilmis kaftan, bütün suclamalardan kendini kurtarmak icin herseyi yapmaya hazir.. Türk devletini sögüslemeye devam !

    Yanıtla (0) (0)
  • Kayyum efendi / 17.11.2016 23:07

    Doğruları yazmışsınız. Tebrikler. Yine de dikkatli yazın, gazetenize kayyum atanmasın.

    Yanıtla (0) (0)
  • Can / 17.11.2016 22:19

    Terorist oldukları icin

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 17.11.2016 22:16

    Kabile devleti usulu oldu sen in sen cik... Kayyim cumhuriyeri

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 17.11.2016 22:15

    Akp birak yuksek yargiyi, rektorleri vb is kura alinacak temizlik elemanini bile secip yerlestiriyor...

    Yanıtla (0) (0)
  • Sina Kayyum / 17.11.2016 19:23

    Utanç, öfke ve nefret duyuyorum. Yazıklar olsun AK Parti yazıklar olsun Erdoğan.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 17.11.2016 18:20

    Yazik oluyor ulkeye gazeteci siyasetciler neden hapiste

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 17.11.2016 17:10

    Cok yakinda Etyen Bey'e de kayyim atayacaklar. Baskanlik sisteminde her kafadan ayri bir ses cikmasinin onune gecilecek. 10 tane gazete yerine, 1 tane gazete cikmasi kafi. Ismi de Pravda olabilir mesela.

    Yanıtla (0) (0)
  • izleyici / 17.11.2016 15:17

    evrensel kalite olarak ülkemizin en kötü 2 kurumu (eğitim ve hukuk)hakkındaki atama yetkilerine değinmişsiniz. bu kurumlarda sistem değiştirilmediği/düzeltilmediği taktirde kimi atarsa atasın fazla bir değişiklik olmaz. zaten hukuk sağlam zemin üstünde değişik hakim ve savcıların yorumuna açık olmadan kesin hüküm ifade eden kanunlar üzerine oturmuş olsa idi atanan kişilerin fazla bir hükmü kalmayacağından bugün hem bizler hem iktidar bu atamalara fazla önem vermiyor olacak idik. peki bir soru:hemen hemen %70 i solcu/liberal :akp karşıtı olan bu kurumlarda başkanın atama yetkisi %35 e indirilse ne olur idi? bu sefer bu kurumlar tamamen muhalefetin eline geçmezmiydi?? (daha önce feto nun eline geçtiği gibi)

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 17.11.2016 14:50

    Demokratik hukuk devleti iki yoldan kurulabilinir: 1) demokratik bir zihniyete ve kulture sahip olan akilli bir yonetim tarafindan evrensel degerlere uygun olarak. Erdogan ve AKP'nin demokratik bir zihniyete ve kulture sahip olmadigini istedikleri ucube baskanlik modeli acikca gosteriyor. 2) demokratik hukuk devleti otoriter iktidarlara karsi hakkini hukukunu arayan kesimlerin mucadelesi sonucu kuralabilir. Bunca cabadan ve deneyden sonra Turkiye' ye sadece bu yolun kalmasi huzun verici; ve ne yazik ki cok ciddi ve uzun bir hazirlik ve mucadeleyi gerektiriyor...

    Yanıtla (0) (0)
  • Adam / 17.11.2016 14:30

    Muhafazakâr kesim sorgulamadigi, Tayyip erdoğan dan bağımsız düşünmediği için hayal kırıklığı yaratmayı bırakın sevinmislerdir. Önümüzdeki günlerde o kesimin yazarlarınin, Çizerlerinin bırakın eleştirmeyi bir koro şeklinde millete yeni sistemin ne kadar adil olduğunu yüzleri kizarmadan ekranlarda, köşelerinde anlattıkları hep birlikte göreceğiz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hulusi / 17.11.2016 13:52

    Muhafazakar kesimde hayal kırıklığı olduğunu sanmıyorum, reisleri ne derse onu savunan, fazla sorgulamayan bir kesim bahsettiğiniz.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 17.11.2016 13:00

    size yakışan yazı...avrupa lılar gibi kulak çekmeyi ne kadar seviyorsunuz.o kadar güzelse birde kendi kulagınızı çekseniz....

    Yanıtla (0) (0)
  • Yasak / 17.11.2016 10:35

    Bu soyledikleriniz dogrudur hepsi baskana baglanmistir.ama unutulan nokta baskani halkin sectigidir.Bu bakis acisi ile bakildigindada baskanlik sistemi dogrudur.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 17.11.2016 09:52

    Etyen Bey; Bu sizin dedikleriniz Cumhuriyetimizin her döneminde ve her siyasi parti zamanında olmuş şeyler.He olması aklamaz.Ama bunu AKP bunun için istiyor derseniz haksızlık edersiniz.Bu milletin istediği tek şer seçtiği Liderin elini güçlendirmek..Velhasıl anlaşılmayan şey sanırım tarih boyunca Beylik ve Bey le yönetilmiş bir milleti anlayamamış olmanız.Yoksa vaatleri sözleri askıda kalan siyasi parti liderinin beline bağlı bir ülke değil hayalimiz . Bilmem amacım hasıl oldumu.Kimse katiline aşık falan değil.ama koyun da değil.....

    Yanıtla (0) (0)
  • Tora Bora / 17.11.2016 08:16

    "Görünüşte kuvvetler ayrılığından söz etmek mümkün olacak, kurumlar birbirinden ayrı isimlere, binalara ve kurallara tabi olacaklar ama iradeleri tek bir noktada bütünleşerek Başkan’ın tasarrufuna sunulmuş olacaktır." Bu tespit yerinde olmuş. Ben başkanlığı savunan biri olarak dolaylı yada doğrudan tüm yetkilerin (her ne kadar seçimle gelen biride olsa) tek elde toplanmasını doğru bulmuyorum. Bu yüzden sayın Etyen beyin uyarısını haklı buluyorum. En doğru başkanlık sistemi güçlü meclis (dar bölge doğrudur) ve güçlü başkanlıktan geçer.

    Yanıtla (0) (0)
  • O k u r / 17.11.2016 07:21

    Bu üslup halkın seçimine güvenmemektir. Halkn seçtiğine kayyum olma hevesidir. On beş yıldır halk tarfından çöpe atılmaktadır ve çöplük kokmaktadır.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 17.11.2016 05:29

    "Halkin bu denli teveccuhunu kazanmis bir partinin, halki boyle bir (baskanlik) sistemine layik gormesi, demokratik referanslar acisindan toplumun cogunlugunun gerisinde kaldigi anlamina gelir"...Toplumun cogunlugunun demokrasi istedigini de nereden cikardiniz Etyen Bey? O bir yana, "demokrasi"nin ne oldugunu bilen bir toplum muyuz? Sokagin bir kosesinde durup gelen gecen vatandaslara "demokrasinin tarifi nedir?" diye sorarsaniz, buyuk cogunlugu "secim" der. "Arasira duyuyorum bu kelimeyi ama ne demek oldugunu bilmiyorum" diyenlerin sayisi da az olmaz. Hukumet, demokrasi konusunda toplumun gerisinde olsaydi, demokrasinin ne oldugunu bilen ve isteyen vatandaslar cogunluk olsaydi, boyle bir baskanlik sistemi onerisine tepki cok buyuk olur, hukumet de bu ise hic girisemezdi.

    Yanıtla (0) (0)