İki ayaklı kupa maçlarının stratejileri lig maçlarından farklıdır. Bu uzun boylu maçlarda birinci kural sakin kalıp, maç öncesi planını sahaya yansıtabilmektir. İki takımın dört gün sonraki kupa randevusunda bu sakinliği gördük dersek yalan söylemiş oluruz. Önce hatalardan başlayalım; ilk hatayı yapan Alper oldu. Gereksiz bir müdahale ikinci sarı ve takımını 10 kişi bıraktı. Ardından Quaresma’nın profesyonelliğe hiç yakışmayan hareketi buna bir de Volkan’ın ikinci sarıdan kırmızısı eklenince derbide atılan gollerden çok bu haklı kırmızı kartları konuştuk. Beşiktaş’ın attığı golde Topal’ın kaptırdığı top bir başka önemli hataydı. Fenerbahçe’nin gollerinde ise Beşiktaş savunmasının derinliğini kaybedip kademeyi unutması önemli hatalar zinciriydi. Oysa tempolu ve mücadele gücü yüksek maçta futbolun konuşulması gerekirdi. Yok muydu konuşulacak güzellikler? Elbette vardı; Negredo ve Soldado’nun golleri, Mehmet Ekici’nin Şener’e yaptığı asist gibi. Ama bunların hepsi profesyonelliği unutan isimlerin gölgesinde kaldı.
Fenerbahçe belli ki lig mücadelesindeki geriye yaslanmasından doğan sonuçtan gerekli dersleri çıkartmış. Bu kez aynı hatayı tekrarlamadı. Tam aksine orta alanda güçlü kalıp zaman zaman Beşiktaş’ın üstüne gitmesini bildi. Beşiktaş ise 4 gün önceki coşkusunu sahaya yansıtamamanın sıkıntısını çekti. Belli ki bu da iki takımın geniş rotasyonundan kaynaklandı. Ama evinde oynayan Beşiktaş yine daha fazla adamla oynamanın, topu kanatlardan daha fazla içeri göndermenin ve Talisca’nın arzusunun karşılığını almayı başardı.
Kısacası; Fenerbahçe avantajlı gibi görün de bizleri Kadıköy’de zorlu ve gerilim dozu yüksek bir derbi daha bekliyor. Son hata da Babel’e yapılan penaltıyı veremeyen Fırat Aydınus’tan geldi.
