ABD yönetiminin mikrofonu: Eric Edelman!
Ve huzurlarınızda bir kez daha ABD eski Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman!
Türkiye’de görev yaptığı süreç içerisinde kapağı aralanan her kirli dosyanın içerisinden çıkan, Irak işgalindeki en kirli dosyaların tam merkezinde yer alan isim Eric Edelman!
Onun adı Eric Edelman!
Söz konusu Türkiye ise, söz konusu Erdoğan’a karşı hasmane bir tutum ise keyif ala ala mutlaka bir ucundan tutar. Türkiye’ye yönelik pişirilen zehirli çorbada mutlak surette tuzu olsun ister.
Kambersiz düğün olur mu? Edelman ABD’nin Sesi üzerinden çıktı bu kez sahneye:
Edelman’a göre, “Darbe travmatik bir olay” olduğu için “Türkiye’nin ‘böyle’ davranması normal.”
“Böyle”nin ne olduğunu açıklamıyor tabi!
250 canımızı şehit vermişiz.
Pensilvanya’daki aşağılık psikopatın Türkiye’deki teröristleri bu ülkenin TBMM’sini bombalamış, çocuk, kadın, yaşlı dememiş tanklarla üzerinden geçmiş, ülkeyi kan çanağına çevirmiş!
Edelman’a göre, “Türkiye’nin ‘böyle’ davranması” normalmiş!
“Böyle” davranıp ne yapıyor peki Türkiye?
Bağırlarına bastıkları, daha uzun yaşatmak için olağanüstü gayretler gösterdikleri “teröristbaşı”nı artık ülkemize iade edin diyor.
Belli ki ABD yönetimi, mikrofon yaptıkları Edelman üzerinden Türkiye’nin sinirlerini daha ne kadar zorlayabileceklerini sınamaya çalışıyor.
Edelman ABD’nin Gülen’i Türkiye’ye iade edebileceğini, ancak ABD’nin 15 Temmuz kanlı darbesinin arkasında Gülen’in olduğuna dair güçlü kanıtlara ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Öyle “sıradan güçlü kanıtlar” değilmiş ama!
Yani diyorlar ki arkadaş:
Bizi rezilce suçüstü yakalamış olabilirsiniz, ancak biz henüz köşeye sıkıştığımızı düşünmüyoruz. Ayrıca o kadar emek verdiğimiz ‘adamla’ işimiz henüz bitmedi.
ABD’ye göre şu deliller mesela “güçlü kanıt” sayılmayacak:
Aranan polislerin darbeci askerlerin arasından çıkması doğaldır: Paralel Yapı soruşturması kapsamında hakkında dava açılan eski emniyet müdürü Mithat Aynacı, Lokman Kırcalı, Gürsel Aktepe gibi isimlerin darbeci askerlerin zırhlı araçlarının içerisinde yakalanmış olmaları, hatta polislerin “Gülen’e bağlı olduklarını” itiraf etmeleri, ABD’nin kanıt konusunda yüksek beklentilerini karşılamaz!
Levent Türkkan yaverdir, kim ciddiye alır yaveri: Türkkan, Gülen yapılanmasının mensubu olduğunu, sistemin nasıl işlediğini, kendisinden sorumlu kişinin de “Murat abi” diye birisi olduğunu itiraf etti. ABD’nin kanıt konusundaki yüksek beklentilerine delil sayılır mı? Sayılmaz!
10 yıl boyunca cemaatin ‘hizmet eri’ olduysa ne olmuş: Cuntacıların darbe sonrası için hazırladıkları görevlendirme listesinde ismi çıkan Sivas 5. Piyade Er Eğitim Tugayı Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır ‘cemaatle ilişkisini’ itiraf etti. “Bir hukuk devleti olan ABD’nin” kanıt konusundaki yüksek beklentisini bu da karşılamaz.
MİT TIR’larından “tutuklu” generaller görevlendirme listesine vatan aşkıyla yazılmıştır: MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin dava kapsamında tutuklu olan Hamza Celepoğlu, darbe sonrası görevlendirme listesinde “Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme Başkanlığı” olarak yer alıyor. Ancak görünen o ki, ABD için “yüksek ve güçlü bir kanıt” sayılmayacak.
Sonuçta Hulusi Akar Pensilvanya ile görüşme yapmadı: Darbenin “Pensilvanya bağlantısına” dair en çarpıcı ifadelerden birisi TSK’nın en üst ismi olan Hulusi Akar’dan geldi. Akar’ın ifadesine göre, cuntacılar “Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fethullah Gülen ile görüştürürüz” dedi. Başkaca hiçbir delile ihtiyaç yok, sadece bu bile kanlı darbenin arkasında Pensilvanya’daki sapkının olduğunun en güçlü delilidir.
Peki, ABD bu kadar güçlü bir delili kabul eder mi? Etmez! Etmeyecek de...
Bizimle dalga mı geçiyorlar. Yok, dalga geçmiyorlar elbette!
Çünkü ABD Pensilvanya’daki kullanışlı sapkınını Türkiye’ye iade ederse, gözünü kırpmadan arkasındaki asıl gücün ABD olduğunu, dahası diğer ülkeleri de itiraf eder!
ABD’nin göze alamadığı önemli sebeplerden birisi de bu olmalı. Rezilce suçüstü yakalanmasına rağmen işi tiyatroya çevirmesinin, Edelman’ı üzerimize salmasının sebebi bu olmalı.
Hamiş:
Bu yazıda aljazeera.com.tr muhabirlerinden Selahattin Günday’ın “Gülen’in darbedeki parmak izleri” başlıklı haberinden istifade ettim. Okumanızı tavsiye ederim. Umarım Gürkan Zengin bu haberi İngilizce çevirisiyle yayınlamıştır. Daha fazla okura ulaşması gereken bir haber.
http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/gulenin-darbedeki-parmak-izleri