"Hoca bana taktı" nerelere vardı
İnsan olmak eğitimle başlar diyorduk… Yardım severliğimizi, güvenirliğimizi, insanlığımızı aslında iyi olan her şeyimizi kaybettik. ‘’Kopya çekmem lazımdı, mâni oldu’’ diyerek bir insanı hunharca öldürebilecek bir hale geldik. Hem de bir ilim yuvasın da.
Korkunç saldırı sonucu Ceren Damar Şenel’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken birçok soruyu ve sorunu da düşündüm. Her yerde mantar gibi biten özel okullar ve özel üniversitelerle birlikte parayla okutulan çocukların komplikasyonlarını daha nerelerde göreceğiz? Bir kasvet bir karanlık var. Gazetemiz yazarlarından Yıldıray Oğur konuyla ilgili bir yazı kaleme alarak ‘’Ceren Hoca’nın ruhunu şad etmek istiyorsak, bir hukuk fakültesinde onun karşısına böyle birini öğrenci olarak çıkaran bu yanlış sistemi sorgulamalıyız’’ ifadesini kullandı.
Eğitimde meselenin sadece ‘diploma eğitimi’ olmadığını anlamak için daha ne kadar insan kaybedeceğiz acaba? Nurettin Topçu’nun dediği gibi ‘’ Maarif davası, artık bir diploma ticareti’’
Binalar, derslikler, müfredatlar diyerek ve hep bu kısma yatırım yaparak birçok sorunu çözeceğimizi zannediyoruz. Ama yıllardır bir arpa boyu yol alamıyoruz. Yeni bakanımızla madem ki yeni bir başlangıç yapılmak istendi, o halde bunun içi çok iyi doldurulmalıdır. Öncelikle bu yeni eğitim sistemine ruh ve mana verilmelidir. Eğitimin yarınlarını, yarının eğitimini konuşacaksak; teknolojiye, bilime, üniversiteye, ekonomiye önem vereceğiz ama insana, sanata, kültüre, nezakete de önem vereceğiz. Artık çocuklarımızın şekilcilikten ziyade, bilgi sahibi olmadan önce şahsiyet sahibi olmasını sağlamalıyız.
Çok iyi ezber yapan, matematiği çok iyi olan, harika problem çözenleri hukukçu ya da mühendis yapmak için uğraştık ama kalplerinde merhamet var mı, adalet var mı diye hiç bakmadık… Özgüvenli bireyler yetiştireceğiz diye diye büyüklerine saygı duymayan, haddini bilmeyen bir nesil yaratıyoruz farkında olmadan. Aileler, para ile çocuklarının her türlü duygusunu şişirerek ahlaktan yoksun insanlar haline getiriyorlar.
Bu durumda eğitimi, inanç bağlantısı ve ahlak kavramıyla tartışmak durumundayız. Gerçek düzlemde eğitim de inanç da iyi insanı amaçlar. Tabi ki burada ailenin rolü de önemli. Toplumun kültürü de önemli. Beklentiler de önemli. Yani bu dinamik aile, medya, sosyal çevre ve yaygın eğitim sistemi içinde işlemelidir. Etrafınızda nasıl insanlar görmek istiyorsanız, çocuğunun hangi davranışları sergilemesini istiyorsanız ona göre bir eğitim ve örneklik çabası içinde olmalısınız.
Bugün ülkemizde öğrenciler yalnızca bir iş sahibi olmak ve geçimini temin etmek için üniversiteye yöneliyorlar. Aslına bakarsanız bilimsel çalışmalar yapmak ve ilim sahibi olmak için üniversite okunmalıdır. Son olaylardan sonra ortaya çıkan şu ki; çoğu öğrenci üniversiteyi ‘yüksek lise’ olarak görüp okuyor. Muhtemelen derste anlatılan konuların içeriğini kavramıyor, ödevlerini sağdan soldan çekip teslim ediyor. Eh! sınavları da ya ezberden hallediyor ve yahut malumunuz kopya çekiyor. Silahla, bıçakla okula girebiliyor. Sonuç nerelere varıyor, oldukça vahim…
Toplum olarak tek amacımız insan olmanın onurunu taşıyan, adalet ve vicdan sahibi nesiller yetiştirmek olmalı. Hayatın her alanında şiddetle mücadele etmeli, ahlaklı bir toplum idealinden ve ilkelerinden vazgeçmemeliyiz.
Hepimize bu mücadele de direnç ve akıl sağlığı diliyorum.