Bunu istiyorum! Bundan da… bundan da…
İstediği oyuncak alınmayınca ağlamaya başlamak... Ağlama tonunu artırarak ısrarlarını sürdürmek... Ona daha yüksek sesle almayacağını yinelediğinizde, kendisini yerlere atarak yumruklarını ve ayaklarını savurmaya başlamak… Birçok kişinin şaşkın bakışları arasında ne yapacağını şaşırdığınız anlar... Ama en sonunda susturmak için istediği oyuncağı kızgınlıkla raftan kapıp “Gene beni rezil ettin !” diyerek kasaya doğru ilerlemek... Bunlar çok tanıdık geliyor değil mi birçoğumuza.
Çocukların bulundukları yaşa özgü gelişim özellikleri onların davranışlarını şekillendirir. 1 ile 3 yaş arasındaki özerklik döneminde çocuklar birey olduklarını göstermek için talepleri konusunda çok ısrarcıdırlar ve bağımsız hareket etmek isterler. Çocukları bu konuda ikna etmek oldukça güçtür. Bu tür ağlama krizlerinin süpermarket ya da oyuncak mağazalarında daha sıklıkla gerçekleşmesi çok da şaşırtıcı değildir. Çünkü çocuklar için özel olarak üretilmiş çeşit çeşit oyuncak ve yiyecekler onlara raflardan göz kırpmaktayken, yanlarında kendilerine engeller koymaya çalışan ve kurallardan söz eden anne-babaları söz konusudur.
Bu sıkıntılı süreci daha kolay atlatmak için alışverişe çıkmadan önce aşağıda belirtilen önlemler alınabilir:
- Gidilecek yeri, gitme amaçlarını belirtmek,
- Yapılacak alışverişi, alınması planlanan malzemeleri kısaca anlatmak,
- Çocuk için alınması düşünülenleri ve çocuğun taleplerini paylaşmak ve bu konuda anlaşma yapmak (tek bir oyuncak, bir çikolata vb.),
- Bu anlaşmaya uyulmadığında alışverişin yarıda kesilmek durumunda kalınacağını anlatmak,
- Çocuklarla ilgili her durumda olması gerektiği gibi tutarlı davranmak.
Aslında çocuklar kendilerini güvende hissetmek için yetişkinler tarafından sınırlandırılmaya gereksinim duyarlar. Çünkü yaşadıkları dünyanın kurallarını anlamak isterler; daha da önemlisi buna ihtiyaçları vardır. Onlardan ne beklendiğini, nereye kadar gidebileceklerini bilmek isterler. Yanı sıra, büyüdükçe artan beceri ve kapasitelerinin sınırlarını ölçebilmek ihtiyacındadırlar.
Artık ailesi dışındaki çevreyle daha sıkı ilişkiler kurmaya başlayan çocuk, sevgi ve kabul duygusuna ihtiyaç duyar; daha önce sınırlamalarla karşılaşmamışsa, toplum içindeki reddedilmeler ya da olumsuz tepkiler karşısında hayal kırıklığı yaşar. Yaşamında sınırlamalar olan ve belirtilen kuralların her koşulda uygulandığını gören çocuklar için dünyaya açılmak daha kolaydır.
Davranışlarında ve isteklerinde sınırsız olan okul öncesi çocuğuna, belli kurallar yavaş yavaş benimsetilerek, kararlı bir tutumla öğretilmelidir. Anne ya da babasına, daha önce almayacağını söylediği bir oyuncağı çok ağladığında aldırabildiğini gören çocuk, kuralların yıkılabileceğini fark eder ve bunu kullanmaya başlar.
Sağlıklı bir gelişimi destekleyecek olan sınırları belirlemek için, çocuklarımızın gelişim dönemlerini göz önünde bulundurmalıyız. Anne babaların en çok zorlandığı noktalardan biri olan alışveriş konusunda, sınırlar koyarak net olmak ve ön anlaşmalar yapmak uzlaşmak için size yardımcı olacaktır. Kendimizi de alışveriş konusunda sınırlandırmayı da unutmayalım tabii…