İyi futbol iyi futbolcuyla oynanıyor. Geçen seneki Galatasaray ile bu sezonki kadro arasında işte bu fark var. Kaliteli bir kadro eşittir iyi futbol.

Dünkü maçta da Galatasaray’ın kumaş farkı ortadaydı. Ama Karabükspor de dirençli çıktı, oyuna sert başladı, önde bastı ve geriye düştüğü anlarda bile açık futboldan vazgeçmedi. Yatabare, Torje, Grozav ile hep oyunda kalmaya çalıştı. Son dakikalarda bulduğu penaltı golüyle puana da ortak oluyordu.

Galatasaray’ın ise iniş çıkışları vardı. İlk 10 dakikadaki Karabük baskısının ardından kontrolü ele aldı ve peş peşe 2 gol buldu. İleride müthiş bir pas hattı oluşturdu. Top yetenekli ayaklarda bir o kanada bir bu kanada giderken ortaya da keyif veren bir futbol çıktı. Ancak küçük bir sorun vardı, o da takım Gomis’e yeteri kadar çalışmıyor. Herkesin ayağı top yapınca santrfor orada yedek joker gibi kalıyordu. Bu durumun Gomis’i memnun ettiği söylenemez. Zaten el kol hareketleri ile de rahatsızlığını gizlemedi. Tudor da devre arasında müdahele etmiş olacak ki ikinci yarı pas trafiğinin son adresi Gomis oldu. Ama kurtarıcı goller bir savunmacıdan, Maicon’dan geldi.

BELHANDA'NIN HATASI...

Dün Belhanda, biraz da Fernando bekleneni vermekten uzaktı. Karabük’ün ilk golü de Belhanda’nın hatasından geldi.

Maça damgasını vuran isim ise Feghouli’ydi. Galatasaray’ın neden 1.5 ay peşinde koştuğunu, sakatlığı sürerken aldığını Karabük maçında gördük. Özellikle ilk yarıda, golünün dışında attığı ustalık dolu paslarla ‘gerçek 10 numara benim’ mesajını verdi.

Bursa’da iki beki oyundan alarak herkesi şaşırtan bir taktik değişikliği yapan Igor Tudor dün takımı 4-3-2-1 oynattı. Gomis’in arkasındaki Feghouli- Belhanda ikilisi Belhanda aksadığı için Galatasaray’a korkulu rüya da gördürdü. Ama sonuçta Galatasaray hem maçı hem Feghouli’yi kazandı.