Galatasaray’ın farkı

Final haftalarını, derslerine iyi çalışan ve sınavın gelmesini dört gözle bekleyen öğrenciler gibi bekliyor Galatasaray takımı. Stresin kaslara hükmetmeye başladığı haftalarda stres yönetimi becerisi ile topu hükmetmeyi öğreneli çok oldu sarı kırmızılıların. Fenerbahçe’de son haftalarda görülen ve oyunlarını olumsuz etkileyen stresinin aksine Galatasaray’da stresten eser yok gibiydi dün.

Galatasaray’ın hazırlık maçında oynar gibi rahat olmasının en önemli iki sebebinden ilki tribünlerdi. Rams Park’ta seyirci öylesine etkili oluyor ki, rakipler karşılarında 12 kişi buluyor! Ultraslan, rahmetli Alpaslan Dikmen’in önderliğinde kurulan kült bir topluluk ama maçlarda kendi kendilerine söyledikleri marşlarla oyun esnasında sahadan kopuklar. Ama stadım geri kalanı o kadar oyunun içinde ve anı yaşıyor ki, maçı izleyip pozisyona dahil oluyor ki, bu hem kendi oyuncularını ileri taşıyor, hem de rakip üzerinde baskı oluşturuyor. Ziyech’in bile ne zaman şut çekeceğine tribün karar veriyor!

İkinci etken ise saha içinden… Icardi ve Mertens’in oyun kalitelerini ve skor üretmedeki başarılarını tartışamayız. Ama bu ikilinin rahatlığı başka bir seviye. Takımın üzerindeki tüm stresi alıyor.

Maç tam da bu şekilde başladı. Tribünle bütünleşen Galatasaray, Icardi ve Mertens önderliğinde rakibi karşısında psikolojik üstünlüğü kurdu. Buna Barış Alper’in müthiş enerjisi, takımın uyumlu ve oturaklı oyunu da eklenince maçın rengi belli oldu. Tek eksik goldü. Pozisyon sorunu yaşayan Galatasaray’ın sorununu çözen Icardi oldu. Orta sahaya gelip başlattığı atakta Mertens’in pasında Icardi şık bir vuruşla direnci kırdı. Abdülkerim’in kafa golü de Galatasaray’ı iyice rahatlattı.

Maçın ikinci yarısında Pendikspor’un hızlı atakları ve gol arayışları vardı ama formlarının zirvesindeki Muslera- Nelsson’u aşmak kolay değildi. Galatasaray temposunu düşürmeyip oyunun kontrolünü yeniden ele aldı. Icardi’nin “al da at” pasında sahanın yıldızlarından Barış Alper’e verdiği pasın dışarı gitmesi genç futbolcunun gol vuruşlarına daha çok çalışmasının işaretiydi. 75. dakikada bu kez Barış Alper’in arka direğe ortasında Icardi’nin boş kaleye topu yuvarlayamaması da ilginç bir andı.

Okan Buruk, 72. dakikada Ziyech- Torreira’yı çıkartıp Kerem Aktürkoğlu- Berkan’ı alarak takımın temposunun düşmesine izin vermedi. Nitekim Berkan, Mertens’in golünde verdiği asistle, Pendikspor’un son direncini de kırdı.

Galatasaray ile Pendikspor arasında ciddi bir kalite farkı var. Maçın doğal favorisi Galatasaray ama ligin stres yükü fazla haftalarında kazanmak beceri işiydi. Daha da önemlisi oyuna odaklanıp iyi futbol oynamaya çalışması ve ligin bu döneminde de bunu büyük ölçüde başarmasıydı. Maç koptuktan sonra bile kendisini sürekli teşvik eden tribünlere güzel oyun sunmaktan vazgeçmedi.

Okan Buruk son 10 dakika kalan maçları da düşünerek Icardi, Mertens ve Nelsson’u kenara aldı. Üç asın çıkması ve yeni girenlerin sahadaki yerlerine yerleşmesi sürecinde Pendikspor golü buldu ama maç kopmuştu, konuk ekibin maça ortak olması için tren kaçmıştı.

Uzatmalarda kazanılan penaltıda Kerem Aktürkoğlu’nun vuruşu gole çevirememesi genç oyuncunun hala kendisine gelemediğinin göstergesiydi. VAR’dan gelen uyarı sonrası Kerem’in yeniden atışı kullanması ve bu kez vuruşu gole çevirmesi ise cesaret ve özgüven işiydi.

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum