Artık ‘buraların’ takımı
Fenerbahçe derbisindeki psikolojik harpten yara alan Beşiktaş’ın Leipzig karşısındaki performansı merak konusuydu. Stres yönetiminden sınıfta kalan Beşiktaş acaba ne kadar etkilenmişti. Dün şunu gördük ki Beşiktaş gerçek anlamda bir Şampiyonlar Ligi takımı olmuş. Maça tam konsantrasyonla başladılar ve Alman futbolunun bu proje takımını şaşkına çevirdiler.
Fenerbahçe maçında takımı eksik bırakan Quaresma kendini affettirme maçına çıkmış gibiydi. Soğukkanlılığı, aldığı topları olumlu kullanması ve kalitesi ile bu arenanın futbolcusu olduğunu gösterdi. Alman savunması onu durduracak formülü bulamadı. Talisca’ya attırdığı tek kelimeyle muhteşemdi.
Cenk klasik santrfor gibi oynamayarak rakibi şaşırttı. Sık sık açığa gitti, ilk golün nefis pası da öyle ortaya çıktı.
Savunmada Pepe bir tecrübe abidesi gibi duruyor. Medel Beşiktaş’ın uzun yıllardır en zayıf halkası olan sağ kulvarı enerjisi ile kapatmayı çalıştı ve büyük ölçüde de başardı. Caner ise hem defansif hem ofansif performansı ile parmak ısırttı.
Atiba-Oğuzhan ikilisi de artık Zeki Alasya-Metin Akpınar ikilisi gibi oldular, ancak musalla taşında ayrılacak gibiler.
Beşiktaş’ın iki futbolcusu genel çıtanın biraz altında kaldı ve o iki isim de dün gol attı. Talisca ve Babel takımın ikinci yarıda yediği baskının en önemli sebepleriydi. Şenol Güneş, Bruma hamlesine Necip’i alarak karşılık verip tedbir alırken, Talisca’nın yerine Tolgay’ı sokarak da Leipzig baskısını kırdı, başarılı bir kenar yönetimi gösterdi.
Bu arada bir iki cümle de Fabri’ye söylemek lazım. İkinci yarının ilk bölümünde oluşan Leipzig baskısı sırasında iki önemli top çıkardı. O da performansı ile ‘artık’ Şampiyonlar Ligi futbolcusu olduğunu kanıtlamış oldu.
Beşiktaş dünkü galibiyet ile herkesin şansının eşit görüldüğü grupta raconu kesmiş oldu: Herkes eşittir ama bazıları daha eşittir.