Yunan mitolojisi ve biz

Masamda birkaç aydır ara sıra göz attığım, kalın ve çok güzel basılmış, ciltli, şömizli iki kitap duruyor. Bu yılın başlarında Doğu-Batı Yayınları tarafından yayımlanan Yunan Mitolojisinde Doğu-Batı Bütünleşmesi ve Yunan Mitolojisinde Aşk... İkisinin de yazarı doksanını devirmiş bir ihtiyar delikanlıdır. Felsefe Bölümü’nden mezun olduğu DTCF’de psikoloji ve pedagoji asistanı olarak göreve başlayan Turhan Yörükân, “Kül tür ve Kişilik” konusunda hazırladığı tezle doktor olmuş, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi’ne sosyoloji, sosyal psikoloji ve araştırma metodolojisi dersleri vermiş, şehirleşme ve şehir politikaları üzerine çalışmış. Ama neredeyse bütün hayatını kuşatan bir ilgi alanı daha var: Mitoloji, özellikle Yunan mitolojisi...

A.Ü. İlahiyat Fakültesi’nin tanınmış hocalarından Yusuf Ziya Yörükân’ın oğlu olan Turhan Yörükân, Batı kültürünü ve zihniye t dünyasını derinden etkileyen ve felsefeden edebiyata, resimden heykele, sinemadan psikanalize kadar hemen her alanda karşımıza çıkan mitoslar üzerinde yıllarca çalıştıktan sonra, aslında Yakın Doğu menşeli mitolojinin 19. yüzyılda zirveye çıkan “Yunan Mucizesi” fikrine bağlı antik Yunan hayranlığı sebebiyle Yunanlıları mal edildiğini fark eder. Derin bir araştırmanın ürünü olan Yunan Mitolojisinde Doğu-Batı Bütünleşmesi isimli kitabında, bu mitolojinin syncretic bir oluşum ve çok daha geniş bir kültürel çevreye ait olduğu tezini savunmaktadır. İki eser de tanrıların, tanrıçaların vb. hikâyelerini nakletmekten ziyade, mitolojinin felsefî derinliğini, ayrıca Batı edebiyatı, musikisi ve plastik sanatları üzerindeki etkilerini anlatmak amacıyla yazılmıştır.

***

Müslümanların antik Yunan’ın felsefesiyle asırlarca haşir neşir oldukları halde, şiirine ve mitolojisine pek iltifat etmediklerini hemen kaydetmeliyim. Ancak Yunan mitolojisinin asıl kaynağı Mezopotamya ve Mısır olduğu için İslâm’ın yayıldığı coğrafyalarda çeşitli mitoslar farklı kılıklarla karşımıza çıkabilmektedir. Zaman içinde İslâmî hüviyet kazanan kadim kozmolojik sistemle Yunan mitolojisi arasındaki ilişki de göz ardı edilmemelidir.

Destanî hikâyelerden oluşan Dede Korkut Ktabı’ndaki bazı figürler ve temalarla Yunan mythe’leri arasında da şaşırtıcı benzerlikler vardır. Odysseus’un tek başına yaşadığı macera, Dede Korkud Kitabı’nın önemli kahramanları olan Basat’la Bamsı Beyrek arasında paylaşılır. Odysseus ile Polyphemos arasındaki ilişki de Basat’la Tepegöz arasındaki ilişkiye çok benzer. Odysseus’un doğduğu adaya döndükten sonra başına gelenlerle Beyrek’in nişanlısı Banı Çiçek’in düğününe son anda yetişmesi, Yalançıoğlu Yaltaçuk’u yenip Banı Çiçek’e kendini tanıtması arasında dikkate değer benzerlikler vardır. Dahası, Deli Dumrul hikâyesinin Yunan mitolojisinde neredeyse bire bir karşılığı vardır ve Euripides’in Alkestis adlı tragedyasına da konu olmuştur. Nergis çiçeğine dair tasavvurlarla Narkisos mitosu, ney’in doğuşu ile Kral Midas efsanesi için de aynı şeyler söylenebilir.

***

Yunan ve Roma mitolojisi Türk aydınlarının ilgi alanına Tanzimat’tan sonra girer. Yusuf Kâmil Paşa’nın Télémaque tercümesi, o zamana kadar Şehnâme’yle idare eden Osmanlı aydınlarında eski Yunan tarihine ve mitolojisine karşı derin bir ilgi uyandırmıştır. Büyük bir devlet adamı ve önemli bir entelektüel olan Sadullah Paşa İliada’yı manzum olarak çevirmek istemiş, fakat tamamlayamamıştı. Yayımlanan ilk İlyada tercümesi M. Naim Fraşeri’nindir. Mitoloji hakkında yazılan ilk bağımsız kitap ise Şemseddin Sâmi imzasını taşır: Esâtîr (1878). Mitolojiye atıflarda bulunan ilk Türk şairleri Mehmed Celâl ve Abdülhak Hâmid, ilk romancı da Ahmed Midhat Efendi’dir.

Servet-i Fünun şair ve yazarlarının Fransız edebiyatının âdeta organik bir unsuru haline gelmiş olan mitolojiye bîgâne kalmaları elbette düşünülemezdi. Nitekim Tevfik Fikret Promete adlı şiirinde ilâhlardan ateşi çalarak insanlara armağan eden Prometheus’u Türk gençliğine örnek olarak göstermiştir. Paris’te on yıl yaşadıktan sonra mitoloji ve antikitiye hayran bir şair olarak dönen Yahya Kemal’in Nev-Yunaniliği ve mitoloji hayranlığı uzun sürmemiş, fakat arkadaşı Yakup Kadri sonuna kadar ısrar etmiştir. Ahmet Haşim, Nev-Yunanîlik fikrini fazla ciddiye almamışsa da mitolojiyi iyi bilirdi. Mitoloji okuttuğu Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki talebelerinden biri, Haşim’in eski Yunan ve Lâtin ilâhlarını “ailesi efrâdı gibi” bildiğini, muhayyilesinin gücünü mitolojiden aldığı için o kadar zengin olduğunu ileri sürer. Ahmet Haşim’in hayranlarından ve yakın dostlarından olan Salih Zeki, ilhamını bütünüyle Yunan mitolojisinden alan ilk Türk şairidir.

***

Yunan mitolojisine karşı Tanzimat’la beraber başlayan ilgi edebiyatımızda pek fazla etkili olmamışsa da İslâm öncesi Türk mitolojisini ve destanları diriltmek hususunda Türkçüler için bir hareket noktası teşkil etmiştir. Ancak Türkçülerin Yunan kültürünü gözardı ettikleri söylenemez. Mesela bir hikâyesinde Nev-Yunanîlik akımının öncülüğünü yapan Yahya Kemal ve Yakup Kadri’yi Yunan emellerine hizmet etmekle suçlayan Ömer Seyfettin, daha sonra kanaatleri değişmiş olmalı ki, İlyada’yı Lecomte de Lisle’in Fransızca tercümesinden özetleyerek Türkçeye çevirmişti: İliada, En Eski Yunan Şairi Homeros’un Epopesi (1927). Turhan Yörükân üstadımızın ilkokul yıllarında eline tutuşturulan ve mitolojiyle ilgilenmesine yol açan bu kitaptır.

Asıl mesleği hukukçuluk olan Yusuf Ziya Bey ise Yunan-ı Kadim’den Evvelki Türk Medeniyeti (1928) isimli eserinde Yunanlılara mal edilen medeniyetin aslında kadim Türkler tarafından kurulduğunu iddia etmiş ve mitolojideki bütün tanrı, tanrıça ve kahramanların isimlerini akıllara ziyan etimolojik analizlerle Türkçeye bağlamıştı.

***

Eski Yunan ve Lâtin kültürü, Tek Parti devrinin ilk döneminde pek fazla ilgi görmemiştir; fakat ikinci döneminde, yani Türk siyasî tarihinde Millî Şef Devri diye adlandırılan 1939-1945 yılları arasında, Türkiye Cumhuriyeti kültür politikasının merkezinde yer alır. Bazı liselere Batı költürünün köklerine inebilmek için Yunanca ve Latince dersleri bile konulmuştu. Turhan Yörükan üstadımız bu liselerden birinden mezun olmuştur. Homeros’u ve mitolojiyi aşk derecesinde benimseyerek Mavi Anadolu hareketini başlatan aydınlar da yelkenlilerinin rotasını bu kültür politikasının yarattığı atmosferde Akdeniz’e çevirmişlerdi.

Bana ayrılan köşenin sınırlarını çok aştığımın farkındayım. Turhan Yörükan’ın eserlerini, Yunan mitolojisinin kaynakları ve Batı kültürüne tesirleri hakkında geniş ve sağlıklı bilgi edinmek isteyen okuyucularıma tavsiye ederim.

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum