Başkanı seçmek başkanı bozmaz mı?
İnsan devlet başkanını seçebilir mi? Seçmeli mi? Seçmek ne demek, onu bir anlayabilirsek insanın devlet başkanını seçip seçmemesinin iyi bir şey olup olmadığını da az çok anlayabiliriz belki. Seç kelimesini incelemek istediğimde ben “eç” kökü ile görüyorum. “Eç” kökünde ise bir anlam göremiyorum. Ama “eç” kökünün başına hangi sesler gelebiliyor diye yokladığımda “beç”, “çeç”, “geç”, “meç”, “neç”, “peç”, “seç” gibi köklere ulaşabiliyorum.
***
Meç Cahit Zarifoğlu’nun şiirinde geçiyor. Bir şiirinin ismi. Ne anlamda kullanmış Zarifoğlu şiirinde. Fransızca bir kelime imiş. Saç için de kullanılıyor imiş. Keskin olmayan, yalnızca süngü gibi batırılarak yaralamaya yarayan, düz ve ensiz kılıca meç deniyormuş. Saçla ilgili değil de kılıç anlamında kullandığını anlıyoruz. “Ağaçlara kılıçlara benzer çocuklar çıkıyor” diyor ilk dizesinde zira.
Neç diye bir kelime kullanmıyoruz buralarda ama Azeri topraklarına gittiğimizde (yohsa şöyle mi dimeli, Azeri torpahlarına gittimizde “neçe aşık olduğun” mu görürüz? Nece ve niceden hangisine yakındır “nece” Azerinin ağzında?
“Peç” diyemiyoruz ama Peçenek diyoruz, reç demeyiz ama reçine ve reçel deriz. ikisini de Farisilerden almışız gibi duruyor. Dur bakalım, lugate yiğitlik yapmayayım, bir bakayım, evet reçel farsça, reçine Rumca imiş.
Çeç, geç seç belirgin görebildiğimiz kelimeler. Bunlardan çeçteki mana kendisinin göstermiyor. Aşık Veysel’in şiirindeki “ben çeç miyim”i hatırladık. Balsız peteğe çeç deniyormuş.
H H H
Çeç demişken ben çiçek kelimesinin çeçek şeklinde açıklanmasına biraz soru işareti ile bakıyorum. Çiçek kelimesinin çiğçek şeklinden çiçek diye söylendiğini düşünüyorum. Neden böyle düşünüyorum? Zira Kökses teorisinde her ünlü sesten sonra görünmeyen bir yumuşak g vardır diye düşünen bir itikada sahibim. Peki çiğ nedir? Çiğ tazedir, su damlasıdır, çiğdemdeki çiğdir. Çiğitteki çiğdir. Çekirdekteki çeğirdek, çiğirdek, belki de çitlembikteki çiğitlembik yoksa çitlenbik mi? Melengiçe çitlembik diyormuşuz.
Çiğirdenir mi çeğirdenir mi çekirdek? Çevirdenir mi yoksa? Çiğdemek ile çiğnemenin farkı, irtibatı nedir? Manyak mısın kardeşim demeye hazırlanırken sen, ben işi biraz daha ileri götüreyim; çiğdem ve çiğnemek ilişkisi/farkını bir de iğde ve iğne arasında yoklayalım, ne dersiniz?
Buralara çiçeğin çiğçekten nasıl geldiğini hissettirmeye çalışmaktan geldik. Hintçedeki şebnem kelimesi hatırıma geliverdi şimdi. İngilizcede gece çiği diye bir kelimeyi anlatmaya çalışıyordu Hindistanlı yazarlar, İstanbul’da vakti zamanında bir ziyaretlerinde. Ben de Türkiye’den onları ağırlayan heyetin arasında idim. Sonra o İngilizcesini tam anlayamadığımız gece çiği kelimesinin Hintçesinin ne olduğunu sormak aklımıza geldi. Adam şebnem demesin mi!! Şeb, biliyorsunuz; gece. Farsçada da var. Demek Hintçede de varmış aynı kelime. Ne de olsa aynı aileden ikisi de. Peki şebnemin nemini Hintli yazarın çiğ anlamında kullanmasına; ve şebnemin, bir çiçek adı olmasına ne demeli? Çiçek diyorum efendim, çiçek… çiğçek.. çiğ.. nem.. çiğ için en başında tazelik dememiş miydik. Çiçeğin çiğçekten geldiğini iddia etmemiş miydi?! Çiğçeğin suyu kalmadığında kuruyup, solup gittiğini ayrıca söylememe gerek var mı?
***
Ondan sonra da yok efendim, anlattıkların bilimsel değil Asım Bey. Çiğbilim kardeşim, bu, taze bilim. İsteyen çiğner, isteyen çiğçek gibi görür, öper koklar, sever.
Kubbealtı Lugati iğde ve iğneyi yiğde kelimesinden getirmiş. İğne iğde ilişkisi ile çiğdem çiğnem ilişkisini biraz daha irdelemek gerekecek gibi…