Avrupa’nın yeni kripto hamlesi “MiCA”
Avrupa Konseyinin kripto-varlıklara ilişkin yeni yasa tasarısı “Kripto-Varlıklar içinde Piyasalar”, dünyanın bütün hükümetlerinin ortak amacı olan dijital varlıkları kanuni çerçevelere sığdırma çabalarının en güncel örneklerinden biri. Amerika’nın bile daha oturmuş bir yaklaşımı mevcut değil, belli devlet organları emtia olarak nitelendirirken bazıları finansal varlık ve bazılar da eşya olarak nitelendiriyor. Bu karışıklık içerisinde Avrupa Konseyi nasıl bir yaklaşım belirtti ve kripto regülasyonları bakımından gelecekte karşımıza ne çıkacakmış gibi gözüküyor, bir gözden geçirelim.
“MiCA”nın ilk amacı, pek çok kanun gibi, belirli tanımlar getirmektir. Yasal çerçeveye soktuğu dijital varlıkları dört farklı başlık çerçevesinde ele alıyor: Kripto-varlıklar, fayda jetonları (tokenleri), varlık karşıtı tokenleri ve e-para tokenleri. Kanuni boyutta farklı kriptopara türlerini ayırmak ne kadar faydalı olsa da gelecekte ortaya çıkacak itirazlar ve davalar çerçevesinde bu tanımlamaların sınırlarının epey esneyeceğini öngörüyorum. Dünyanın dört bir yanında farklı kanun koyucular kendi yetki alanlarında bu tarz tanımlamaları hedef alsa da MİCA’nın etki alanından dolayı küresel piyasalara ciddi derecede etki edeceği aşikâr. Temel hedefi açık, kara para aklamasını önlemek, kullanıcıların korunmasını sağlamak ve kripto para şirketlerinin ve borsalarının sorumluluk çerçevelerini belirlemek.
Tasarının belki de en önemli taraflarından biri, varlık karşıtı tokenlere ilişkin yaklaşımı. LUNA çöküşünün ekseninde oluşmuş olan UST çöküşü ve algoritmik stabil kripto paraların başarısızlığı, USDT ve USDC gibi konvansiyonel varlık karşıtı tokenlere ilişkin yasa tasarılarının ortaya çıkmasına sebep oldu. Japonya ilk örneklerden biri olarak ülkesinin yetki alanında yer alan kripto para borsalarının sadece banka rezervlerinde belli bir miktar dolar karşılığı tutulduğu tescil edilmiş varlık karşıtı tokenlerin listelenmesi tasarısını öne sürdü. MİCA benzer bir yaklaşımla, stabil kripto para ihraç eden blok zincir projelerinin minimum likidite miktarlarını korumaları gerektiğini belirtiyor. Koruma altına alınmış olan rezerv miktarının iflasa karşı korunmuş olması gerektiği gibi, bu kapsamda stabil kripto para rezervlerinin sigortalanması için ciddi bir piyasa gelişecek gibi gözüküyor.
Tasarı ne kadar hızlı bir şekilde oluşturulmuş olsa da kabul edildiği takdirde bile uygulamaya en erken birkaç seneye girecek. Bu pek çok kuruluş ve şirketin uyumluluğunu hazırlaması için epey vakit verecek. Tabi bu süreci hızlandıracak siyasi olaylar bize gelecek aylarda daha iyi bir yol haritası gösterebilir. Ukrayna savaşı sebebiyle dünya ekonomisinde her geçen gün daha da soyutlanan bir Rusya’nın en önemli özel ve kamu varlık transfer yöntemlerinden biri olan kriptoya çoktan engeller gelmeye başladı. Daha agresif politikalar sonucu, AB’nin tutumları sertleşebilir ve daha da kısıtlayıcı regülasyonların hazırlanışlarına tanık olabiliriz. Şeffaflık ve merkeziyetsizlik esaslarını kaybetmeden ve uluslararası suçlara taban vermeden ince bir çizgi üzerinde yürümesi gereken devletlerin hangi tarafı ilk feragat edecekleri oldukça açık bence. Umalım ki MİCA jeo-politik kontrol uğuruna kullanılan kısıtlayıcı bir tasarıya dönüşmez.