‘YSK da mı teröre destek veriyor’ diyemedikten sonra
Yağma yok, siyasi polemiklerin kalibresi yerlerde sürünüyorsa kabahatin büyüğü muhalefette.
Tartıştığı İnce’ye, hapisteki Demirtaş’ı ziyaret ettiği için nasıl yükleniyor Cumhurbaşkanı Erdoğan?
Diyor ki “Diyarbakır’da 53 Kürt kardeşimizi, şu anda içeride bulunan adamın talimatıyla Kürt kardeşlerimizi sokağa döküp öldürdüler. Bunu Muharrem İnce ziyarete gidiyor. Zannediyor ki demokratik ziyaret yapıyorum. Bunun adı demokrasi değil Bay İnce. Bunun adı teröre destek vermektir, güç kazandırmaktır...”
Ve bakıyor, aynı düzeyde karşılık yok.
İnce de çıkıp demiyor ki o zaman Demirtaş’ın adaylığına onay veren, tutuklu yargılanmasını yasal engel görmeyen, oy pusulasında kendisine yer ayıran, halkın önüne meşru demokratik bir seçenek olarak koyan, hatta yattığı hapisten TRT’deki kanuni propaganda hakkını kullanabileceği kararına varan YSK’ya ne demeli? Onlar da mı teröre destek veriyor? Benim demokratik nezaket gereği ziyaretim ve eşit şartlarda yarışmak için serbest bırakılmasını istemem teröre güç kazandırmaksa, YSK’nın yaptığı nedir?...
Fakat ne arar, bu muhalefetin yatacak yeri yok.
Biri de çıkıp demiyor ki hani suçu yargı kararıyla kesinleşmedikçe kimse suçlu ilan edilemezdi? Demirtaş, meydanlarda anlatıldığı gibi Kobani olaylarındaki ölümlerden yargılanmıyor ayrıca. Hakkında böyle bir suçlama yokken üstelik, ‘katil’ ve ‘terörist’ ilan etmek hangi hukuka sığar?
Ya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun meydan okumasına ne buyurmalı!...
Demirtaş’ın tahliyesi taleplerine “Gücünüz yetiyorsa çıkarın da görelim” dediğinde çıtı çıktı mı muhalefetin?
“Sen de kim oluyorsun, tutuklama ve tahliye vermek iktidarın değil yargının görev ve yetkisinde. Ne zamandan beri mahkeme yerine siyasetten soruluyor bu işler? Henüz hüküm bile giymiş değilken hangi suçtan mahkumiyet alıp ne kadar ceza yatacağını, bir daha ne zamana çıkacağını sen nereden biliyorsun, hangi hakla! Hani yargı bağımsızdı” çapında okkalı bir cevap yetiştirildi mi, hayır.
***
Haliyle Erdoğan baktı rakiplerin polemik kapasitesi düşük, çapları çapına denk değil, ayarı serbest bıraktı...
Muhalefetin Demirtaş’a ziyaretleri için başladı “Bunları bir proje olarak değerlendiriyorum. Bunlar bir proje örgüt, bu dayanışmayı anlamak mümkün değil” demeye.
Muhalefet de; 54 doğumlu Erdoğan nasıl olur da 1950’de biten CHP’nin tek parti iktidarında 75 kişilik sınıflarda okuduğunu söyler diye dövünsün dursun artık...
Bir öğrencinin basın özgürlüğü eleştirisine Erdoğan, bütün yalanları çürütme rahatlığıyla “Özgür olmadıklarını kim söylüyor, ispat et. Ruhsatsız silah taşımaktan, banka soymaktan, adam öldürmekten içeride onlar, gazetecilikten değil” nasıl der...Sesle görüntü tutmuyor, göz önündeki örneklerle bu iddialar örtüşmüyor. Şahin Alpay’la Ali Bulaç mı ruhsatsız silahtan yattı, Altan kardeşler mi banka soyguncusu, Nazlı Ilıcak mı cinayetten içeride; nasıl sorgulamaz bunları millet diye sızlansın, çırpınsın dursun daha muhalefet...
Yukarıda Allah var, müstahak mı değil mi?