‘MİT saraya çalışıyor’ sonucu çıkmaz da...

Sen misin istihbarattan miting bilgisi aldığını, İnce’nin Diyarbakır mitingine katılanların neredeyse tamamının HDP’li olduğunu söyleyen!...

Fırsatı ganimet bildi muhalefet.

İnce bırakıyor, Kılıçdaroğlu alıyor makarayı eline.

“İstihbarata muhalefeti izletirsen darbeyi de eniştenden öğrenirsin” diye mi sarakaya almıyorlar...

“Siyasi rakiplerinin seçim mitinglerini takip ettireceğine, görev ver de bomba patlatanlarla uğraşsın istihbarat” zafiyetinden mi vurmuyorlar...

En son Kılıçdaroğlu “Gözünün önündeki Adil Öksüz’ü elden kaçıran istihbarat, Muharrem İnce’nin mitingini gözetliyor. MİT’in işi bu mu? MİT saraya çalışıyor” bile dedi.

Her lafı elastikiyetinden tutup sündürebilir, zorlama da olsa bir savunmasını bulabilirsiniz. Ama bazı istisnalar var ki lafın cambazı da olsanız tevil götürmüyor.

İzahı olan kısımlar için... Muhalefet, yakaladığı açıktan nasıl abartarak faydalanıyorsa, iktidar da muhalefetin boşluklarından mantığı ittirerek istifade eder.

Der ki; istihbarat MİT’ten mi ibaret, nereden biliyorsunuz bilginin oradan geldiğini de MİT’in saraya çalıştığını iddia ediyorsunuz? Erdoğan’ın kaynağının emniyet istihbaratı olmadığı ne malum?

Yine der ki; Erdoğan’ın istihbarata miting izleme görevi verdiğini nereden çıkarıyorsunuz? İstihbaratın her yerde muhalefetin attığı her adımı yakın markaja aldığı sonucuna da nasıl vardınız? Diyarbakır’a mahsus, hassas illere özel bir durum olamaz mı?

Hatta der ki; iki mitingi takibe aldı, Erdoğan’a rapor etti diye, devletin istihbaratının işi gücü bırakıp muhalefetle uğraştığına nasıl hükmedersiniz? İstihbarat servisleri teröristlerin peşini bıraktı, polisin gözü kulağı siyasi rakiplerde, Adil Öksüz bu ihmalden yararlanarak kayıplara karıştı, MİT asli görevini savsaklıyor, gözü Beştepe’ye hususi hizmetlerden başka bir şey görmüyor demek, aşırı fırsatçılık değil mi, biraz haksızlık olmuyor mu?

Bastırma polemiğiyse al sana en yavuzundan polemik, ‘üste çıkma’ demagojisiyse al sana pes dedirtecek demagoji...

Hele hazır şartlanmış tribünlere konuşuyorsanız, inandırıcılık sorunu da yaşamazsınız.

Her söze takla attırabilirsiniz...

Fakat Erdoğan’ın Diyarbakır mitinginden de benzer istihbaratların merkeze geçilip geçilmediği, Cumhurbaşkanı’na rapor edilip edilmediği sorulursa orada tıkanmaz mı atışma?

***

Gizli servisler, imamların ikindi namazını ve camiyi ehil birine bırakıp cemaatle muhakkak mitinge katılmalarını isteyen müftüyü de mimledi mi denirse...

Personelini beşer kişiyle mevcutlu olarak mitinge katılmaya çağıran, kaytaracakları da selfie içtimasında sayım alacağını bildirerek baştan uyaran halk eğitim müdürünü de fişlediler mi diye sual edilirse...

Şeytan bu, lafa karışmaz mı, akla neler getiriyor.

Devlet memurlarının, aktif kampanya elemanı gibi bir partinin seçim çalışmalarına katıldığı ‘kuyruklu yalan’ı nasıl çürütülecek, asıl ona kafa yormak gerekmez mi?

Okulu, camiyi, kışlayı, yargıyı siyasallaşmış gibi gösteren ‘uydurma’ örneklere ne izah getirilecek? Kelime oyunları, kurtarır mı?

Partizan kadrolaşma eleştirileri; milliliğe saldırı, din düşmanlığı, terör sevicilik, hazımsızlık ve çekememezlikle açıklanabilir mi?

Sadede gelsek artık.

YORUMLAR (98)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
98 Yorum