Kraliçe’nin adamları Adnan Oktar’a karşı ha!
Lakabı güya ‘hoca’, güya dini bir ‘cemaat’in kurucusu, ‘Harun Yahya’ takma adıyla evrim teorisi ve siyonizme karşı güya mücadele etmiş, ağzından inşallah, maşallah düşmüyor... Ama savcılığa bakılırsa bir suç krallığının başında oturuyormuş.
Çocuk istismarından din istismarına kadar 31 ayrı suçtan yakalanmış.
İddiaya göre taciz, tecavüz ve zorla alıkoymaktan tehdit, şantaj ve casusluğa yemediği halt yok. En başa da dolandırıcılık, fuhuş, İsrail hesabına ajanlık ve kara para aklamayı koyun.
Azılı bir suç şebekesi kurduğu söyleniyor.
Görünen janjanlı yüzü, karanlık iç yüzünü maskelemek içinmiş. Kurbanlarını, ‘gel gel’ tuzaklarıyla kendine çekiyor, şatafatlı hayat göstererek ağına düşürüyormuş.
İtirafçı eski müritleri diyor ki bunlar bir şey değil, kazdıkça daha neler çıkacak altından.
Gözümüzün önünde, Çengelköy sırtlarında bir huri-gılman düzeni kurmuş. Alımlı kızlarla çalımlı oğlanları birbirlerine tavlatarak kafalıyormuş. Hem av hem avcı olarak kullandığı bu alengirli jön teşkilatı çalışıyor, o da tepelerinde gösterişle keyif çatıyormuş.
Fakat yaşları 11 ila 40 arasında değişen onlarca mağdur ayrı zamanlarda şikayetçi olmuş. 2 yıldır faaliyetleri gizliden soruşturuluyormuş. Polisin gözü üstündeymiş, aldığı nefes bile izlenmiş.
Günü gelince mali şube basmış düğmeye. Özel harekat, organize suçlar ve terörle mücadeleden yüzlerce polis, helikopter destekli şafak operasyonu yapmış. 4 ilde şu kadar yüz adres basılıp bilmem yüz kaç küsur insan ve silaha ulaşılmış.
Çökertildiği söylenen suç krallığının çapını teşhir için rakamlarla yansıtılıyor operasyon.
Acayip bir döküm. Her şeyiyle kabarık. Tehlikeli ve sapkın bir çete fotoğrafı çıkıyor ortaya.
Kedicik şarlatanlıklarına bakarak hafife alınmaması gereken habis bir ur, televizyon maskaralıklarına gülünüp geçilemeyecek şeytani bir suç örgütü diyor manşetler.
Ve elebaşısının duyulan tek savunması şu: “İngiliz derin devletinin operasyonu, hepsi yalan!...”
Kraliçe’nin adamlarına yıkıyor işi. Yani... Savcı ve polis kumpasa geldi, operasyonu aslında dış güçler çekiyor imasında. Nasırlarına bastığı, korkulu rüyaları olduğu için İngilizlerce hedefe konmuş.
***
Tablo her şeyi anlatıyor.
İçinde cinsellik var, şiddet var, üçkağıt var, din var, entrika var, merak öğesi deseniz bolca var... Roman tefrikası gibi çarşaf çarşaf yazsanız bitmez.
Bir tek şunlar yok...
Bu yapının uluorta palazlanmasına göz yumulmuş olamaz. Öyleyse operasyon olgunlaşana dek ne beklendi, daha önce niye dokunulmadı, müdahale neden gecikti?
Ayrıca...
Operasyonun planlama ve icrası son derece başarılı. Emniyetle savcılığın ince, titiz işçiliği, tebriği hak ediyor.
Fakat mesela devletin gizli askeri bilgilerine nasıl sahip olabildi ki MOSSAD’a satsın Adnan Oktar? Hem ajanlığın olduğu yerde mali suçlar şubesi mi başı çeker?
Bazı suçlamaların havada, afaki kalması, yarın dosyanın ciddiyetini sulandırmaz mı? Eldeki somut suçlarla yetinilse, fazlasıyla ikna edici değil miydi? Operasyonu önemsetmek için abartarak büyütmek, gerçekçiliğine ve inandırıcılığına gereksiz zarar vermez mi?
Hani İngilizler çok çekti ya Oktar ve hempalarından, Kraliçe’nin parmağıyla açıklayacakları bir karışıklık geçmese bari ellerine. Malum; 30 yıldır kaymağını yiyorlar ve bayattı, gülünçtü, zırvaydı demeden hala iş yapıyor komplo klişeleri.