Kim muhalif kim terörist?
Cumhurbaşkanı Erdoğan katliam hazırlıklarına şu tepkisinde haklı; Esad terörle mücadele görüntüsü altında aslında muhalifleriyle mücadele ediyor...
Rejimin İdlib’i ele geçirmek için kullandığı bahane bilindik; orada terörün yuvalandığını, teröristleri söküp atmak için bir süpürme harekatının şart olduğunu ileri sürüyor.
Müttefikleri Rusya ve İran bu gerekçeyi zaten satın almış, destekledikleri operasyona terörle savaş süsü veriyorlar.
BM Suriye Özel Temsilcisi Mistura’ya bakıyorsunuz, İbdlib için en doğrusu savaşçıların kenti terketmesi, böylece siviller kurtulur, büyük göç de önlenir diyor.
Rusya’nın Suriye Özel Temsilcisi Lavrentyev’e kulak kesiliyorsunuz, onun bulduğu çözümse ılımlı muhaliflerle cihatçıları ayırmayı Türkiye’nin sorumluluğuna atmak.
Madem muhaliflerle teröristlerin bir tutulduğu iddiasıyla İdlib’in hedef alınmasına karşı çıkıyorsunuz, buyurun onları siz ayıklayın demeye getiriyor.
Bunun mümkün olmadığını bilmez mi Ruslar!...
Adına ister bizim gibi ‘ılımlı’ deyin, ister Mistura gibi ‘savaşçı’ tanımını kullanın, Türkiye’ye dost muhalifler de silahlı milis sonuçta.
Kalemle silahı, muhalifle teröristi, eleştiriyle terör propagandasını ayırt etmenin zorluklarını, kendi terörle mücadele deneyimimizde bile yaşıyoruz. Kolay mı Suriye cangılında bunu başarmak?
***
Evet, Ankara’nın gözünde tablo muğlak değil. Silahlı muhaliflerle Rusların ‘cihatçı’ dediği silahlı teröristler, buradan bakınca iç içe geçmiş değiller.
Sınırın bulanıklaştığı yerlerde aralarına çizgi çekmek için bir çaba da gözleniyor Ankara’da. Daha yakınlarda, Nusra uzantısı Heyet Tahrir Şam’ı terör örgütleri listesine aldı.
Fakat bu grubu terörist ilan etmek, Esad ve ortaklarını durdurmaya yetecek mi, sanmam.
İdlib’i katliamdan koruma yolunda Türkiye’yi zor bir görev bekliyor...
Anadolu Ajansı’nın güç dengesiyle ilgili geçtiği son habere bakın, nasıl karmaşıklaştığını görürsünüz.
Şöyle bir tablo:
“İç savaşın düğümlendiği İdlib’de, rejim karşıtı mücadelede asıl güç, ılımlı muhaliflerin elinde. 14 muhalif grup, Ağustos başında tek çatı altında birleşti. Toplam güçleri 70 binden fazla.
İdlib’de ılımlı muhalifler, Esed rejiminin saldırılarına karşı kenti savunuyor.
Muhaliflerin elinde kalan son kale İdlib, yarı yarıya Özgür Suriye Ordusuna bağlı muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grup Heyet Tahrir Şam arasındaki hakimiyet alanlarına bölünmüş durumda.
Ancak kentte asıl hakim gruplar, ılımlı muhaliflerden oluşuyor.
Muhalifler dışında İdlib’de hakim bir diğer grup da Heyet Tahrir Şam. Nusra Cephesi’nin geçen senenin başında dağılmasından sonra içindeki yaklaşık 25 bin civarı güç, Heyet Tahrir Şam’ı kurdu.
Nusra’dan ayrılanların birkaç bini de Hurrasuddin isimli grubu oluşturdu. Bu grup, El Kaide’nin devamı olarak biliniyor...”
Tanımlar dahi birbirine dolanıyor. Değdirmeksizin aralarındaki dağılım bile anlatılamazken nasıl ayrıştırılacaklar?