Erdoğan ne dediyse o
Geçen seneki referandum kampanyasında takılı kalıp da bugüne gelememiş, hala George’u, Hans’ı ve Simon’u tokatlamak için sandığa gittiğimizi zanneden editör kardeşim...
Kaçırmış olabilirsin ama bak...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs hassasiyeti için Katolik dünyasının lideri muhterem Papa’ya özellikle teşekkür etti. Vatikan düşman hattında değil, dost kuvvet bu mücadelede.
Tek Vatikan mı, haşa!...
Bak, Cumhurbaşkanı Erdoğan, çizmeleriyle Mescid-i Aksa’yı kirleten radikal Siyonistlere karşı cümle Hristiyanları ve sağduyulu Yahudileri de ortak direnişe çağırdı.
Sandığın gibi değil yani, o elindeki propaganda setinin son kullanım tarihi geçti, bu tarafa intikal etsen diyorum artık.
Yok ‘Siyonist Haçlı İttifakı Türkiye’yi sandıkta kuşatma planları yapıyor’muş...Yok bilmem ‘Seçim vesilesiyle Türkiye’yi çökertme kumpasları devreye girmiş, emir Papalık kadar yüksek yerdenmiş, hedef AK Parti’yi devirmek’miş...
Yok daha ne inciler, ne inciler...
Bak editör kardeşim, sendeki bu cihat arzusunu anlıyorum, cenk meydanı arayan gözü pek bir cengaver olduğun belli, mücahit olmak için doğmuşsun maşallah, pek ala da...
Ortada vehmettiğin gibi bir düşman yok. Ne bir eksik ne bir fazla, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne dediğini duydun.
Bütün Yahudiler, sandığın gibi Siyonist değil. Hristiyan Batı, ağzından salyalar akan İslam düşmanı bir Haçlı sürüsü değil.
Erdoğan’ın dediği üzere, yeryüzündeki zulüm ve adaletsizliklere karşı ortak cephe kurup güçlerimizi birleştirebileceğimiz kimseler. Birlikte, dayanışma içinde Filistin’deki Siyonist emperyalizme direnebileceğimiz aktörler.
Siyonist Haçlı İttifakı diye Türkiye’ye karşı kurulmuş gerçek bir düşman olmadığı gibi, bu hayali düşmanla savaşta olduğumuz vehmi de senin kuruntun.
Oynamayı sevdiğin sembollerin gizemli diliyle açıklayacak olursak sana kardeşim...
Müttefik sandığın Haç ile Davut Yıldızı arasında uzlaşmaz çelişki ve çatışmalar var. Ve Erdoğan, Haç ile Hilali savaştırmaktan değil ittifaka sokmaktan söz ediyor.
Yalandan pehlivanlığın, dümenden kahramanlık taslamanın lüzumu yok. Daha mı iyi bileceksin dostu, düşmanı. Bu bir.
İkincisi de mangal yürekli kardeşim, ateşli taraftarsın anlıyorum ama ne dünyaya güç göstermeye, ne Siyonist Haçlı gulyabanileri tepelemeye, ne de sandıkta oy patlamasıyla Hans’ın, George’un, Simon’un suratında Osmanlıyı patlatmaya gidiyoruz.
Harbe değil, ülkeyi daha iyi kimin yöneteceğine karar vermek için seçime giriyoruz.
Ve bu seçimde Hans’ın, George’un, Simon’un falan oy hakkı yok.
İktidar değişsin mi, kalsın mı diye onlar tercih kullanmayacak.
Sonucu onlar değil bizim vatandaşlar belirleyecek. İnciler saçarak martaval okumayı kessen diyorum artık.