Hamas etrafında...
Erdoğan bunu, 7 Ekim’den bu yana İsrail’in arkasında duran, daha yeni İsrail’e 26 milyar dolarlık askeri niteliği ağırlıklı yardımı planlayan ABD’ye yapacağı geziden, Biden’la yapacağı, her bakımdan kritik buluşmadan önce yapıyor. Tam bu süreçte gezinin iptal edileceğine yönelik iddialar ise, Hamas lideri ile yapılan buluşmanın yansıması olarak okunacak nitelikte.
Hamas 7 Ekim’de, İsrail hatlarını geçerek bir festival alanına yönelik eylem yaptı, ölenler oldu rehin alınanlar oldu. 7 ay önce. İsrail mukabil saldırıya geçti ve nerede ise Gazze yerle bir oldu. 35 bin Gazze’li hayatını kaybetti. Ölenlerin pek çoğunun çocuk, kadın, yaşlı, hasta olduğunu, harabeye dönen yerlerin hastaneler, okullar, mülteci kampları olduğunu not etmezsek vahşeti yeterince anlatmış olmayız.
İsrail, Amerika dahil, Batılı ülkeler tarafından hep desteklendi. Para istediyse para, silah istediyse silah gönderildi İsrail’e… Netanyahu ile kucaklaşmak ve “Siyonist kimliğe sahip çıkmak” Batılı liderler için tabii ritüel haline geldi.
Sokaklardaki vahşete isyan çığlıkları yönetimleri pek az etkiledi.
Erdoğan’ın ifadesiyle, içinde Türkiye’nin de bulunduğu “2 milyarlık İslâm dünyası” vahşeti engelleyemedi, Gazze için en çok göz yaşı döküldü, bir de sözel öfkeler seslendirildi.
Gazze’ye olan oldu. Olmaya devam ediyor.
Hamas kimi İslâm ülkeleri (!) dahil terör örgütü muamelesi görüyor. Nerede ise Türkiye bir istisna oluşturuyor. Türkiye’de de bazı çevrelerin Hamas’ı Batı dünyasının gördüğü gibi gördüğü açık. “Nasıl Kuva-yı Milliye olur?” itirazları biraz bununla ilgili. Oysa zamanında Kuva-yı Milliye tartışmalarına bakıldığında da farklı merkezlerde farklı göründüğüne tanık olunacaktır.
Neyse…. Hamas’a geldiğimizde… Erdoğan, belli ki farklı bir oyun kurmaya çalışıyor. Biraz “One minute”e benzer bir hamle bu. Meydan okuma biraz. Tabii ki risk alış.
Erdoğan grup konuşmasında “Risk” kelimesini kullandı, demek ki “risk aldığı”nın farkında.
İki şey iddia ediliyor:
Bir: 1967 sınırlarına uygun iki devletli çözüm gerçekleşirse Hamas’ın ‘askeri kanadını lağvedeceği…’
İki: Heniye’nin İstanbul buluşmasında söylediği şu söz: “Hamas, Gazze’nin idaresinde tek söz sahibi olma konusunda ısrarcı değil. Biz Filistin halkının bir parçasıyız ve ortaklık temelinde ulusal birlik hükümeti kurabilir ve Gazze’nin yönetimi konusunda anlaşabiliriz.”
Belli ki ikinci ihtimal birinci ihtimalin olmasına bağlı, birinci ihtimal de BM vs metinlerinde bulunmasına rağmen, 1967’den beri olmayan ve İsrail’in sınırlarını sürekli genişlettiği sürece, hele 7 aydır Hamas’ın “Hakimiyeti” altındaki Gazze’de yaptıklarına bakılırsa, pek yakında görülmüyor.
Herkesin içindeki soru şu değil mi? “Ne zaman durur Gazze’deki vahşet?”
Bu sorunun cevabı sizce ne?
Bir: Netanyahu kana ne zaman doyarsa…
İki: Amerika İsrail’e desteği keserse…
Üç: Dünya sokaklarındaki tepki devam ederse…
Dört: İslam dünyasından Netanyahu’yu durduracak bir hamle gelirse…
Beş: Türkiye, bugüne kadar yaptıklarından daha fazlasını yaparsa…
Ne dersiniz Hamas, 7 aydan beri durduramadığı Netanyahu’yu durduracak farklı bir eylem yapabilir mi?
Bazı soruları sormaktan kaçındığımızı herkes biliyor. Neden? Çünkü Gazze’ye yönelik katliam devam ediyor. Diyelim “Hamas bir yerde yanlış yaptı mı?” sorusunu sorarsak, şehitlere haksızlık yapmış olabileceğimiz endişesini taşıyoruz. “Hamas 7 ekim eyleminden sonra Gazze’nin başına bunların geleceğini hesap etmiş olabilir mi?” sorusu da bu kaygıyla sorulmuyor.
Bunun yerine “Gazze yüzünden dünyada İslâm’a yöneliş arttı” tesellisi daha sıcak geliyor.
“İsrail’in, onu destekleyen Batılı devletlerin ne kadar zalim olduğu görüldü dünya tarafından” gibi tesellilerimiz de var ne de olsa…
Şimdi şöyle bir tesellimiz de oldu: Erdoğan Hamas liderini misafir etti, bu duruş, dünyayı etkileyecek ve yeni bir süreç başlayacak…
Bilmem ki… Gazze için bir teselli olacak mı bu? Bunun bir “Duruş” olduğu açık. Bir tür “Meydan okuma” hatta. 7 Ekim’den bu yana olmayanı olur hale getirirse büyük hamle…
Hamas’ın tek başına yapamadığını birlikte yapabiliriz belki…
Gazze’de son çocuk son nefesini vermeden yetişebilsek keşke…
BİR ŞEYLER OLUYOR!
Cumhur İttifakı ortağı Bahçeli, Mehmet Şimşek’in “Türk halkı”ndan bahsederken “Yerel halk” ifadesi kullanmasını “müfsit zihniyetin uzantısı” olarak nitelendirmiş.
Yeni Şafak da, “Zeybekçi ve Mehmet Şimşek’e tepki” başlığıyla haber yapmış.
Seçimden bu yana bir şeyler oluyor ama ne?