Çiçek: Adalette asıl sorun insan sorunu
Cuma günü yayımlanan “Yargı herkesin sorunu ama...” başlıklı yazım üzerine aradı Cemil Çiçek. Araya “Fransa ve Sarı Yelekliler” girdiği için sıcağı sıcağına konu edinemedim. Ama söylediği şeyler gündemden düşmeyen “Adalet sorunu” noktasında önemliydi. Yeniden ona dönme gereği duydum.
Eski Adalet Bakanı, Meclis Başkanı gibi sıfatlarının yanına devlet bakanlığı, hükümet sözcülüğü gibi pek çok sıfat eklenecek bir isim Cemil Çiçek. Gençlik yıllarından bu yana Türkiye'nin sorunlarını takip eden, aktif siyaset içinde neredeyse 50 yıl emeği olan bir kişi. Eğitimi hukuk alanında ama Erbakan'a yakın, Özal'a yakın, Erdoğan'a yakın olmuş, Milli Güvenlik Kurullarına katılmış, dolayısıyla ülke ve dünya sorunlarına “kayıtsız” kalması mümkün olmayan konumlarda yaşamış bir sima.
Cuma günkü yazımda onun Yargı Reformu Stratejilerinin tartışıldığı toplantıda yaptığı değerlendirmeden de bir nebze bahsetmiştim. Orada paylaştığım sözlerini daha da açtı.
Uzunca konuştuk, özetle dedi ki:
- Yargı sorunu bir insan sorunudur. Yargı reformundan söz edilecekse bu da bir insan reformu çerçevesinde olmalıdır.
- Yargı kararlarının yüzde 95'i yorumdur. Evet kanun maddeleri vardır ama yargılamaya konu olan olayla kanun maddesi arasındaki irtibatı yargılamayı yapan kişinin, kişilerin yorumu belirler. Dolayısıyla yorumu yapan kişinin niteliği büyük önem kazanır.
- Orada da ideolojik aidiyetlerin devreye girmesi söz konusu. Yargı makamında olan kişi- kişiler ideolojik aidiyeti bir deli gömleği gibi üzerine giydiğinde ortada adalet kalmaz.
- Osmanlı'da da adalet sorunu vardı. Aşağı yukarı 400 yıllık bir sorundan söz ediyoruz. Koçibey gibi risalelerde mesele en açık şekliyle ortaya konur. Cumhuriyet döneminde de sorunlar yaşandı. Bugün de sorun var ki reform stratejileri aranıyor.
- Çare eğitim. Biz öğretim yapıyoruz, eğitim yapmıyoruz. Sorun “insan sorunu” ise, “ideolojik yargı” gibi yine insanla bağlantılı bir şeyden söz ediyorsak, asıl bu alanda reform yapmak lazım. Onun için diyorum, yargı reformu aslında insan reformudur.
***
Evet, bunları söyledi Cemil Çiçek. Ben eminim ki, daha söyleyeceği pek çok şey vardır. Ama Cemil Çiçek'in hangi ortamda neyin ne kadar söylenebileceğini çok iyi dengeleyen bir siyasi tecrübesi de vardır.
Doğrusu içimden şu geçiyor:
Cemil Çiçek, dünden bu yana gelen ve şu an yaşanan boyutları da içine alan, Türkiye yargı tarihine girecek ve kendi adıyla hatırlanacak bir rapor hazırlasın ve Türkiye'yi yönetenlere sunsun.
Türkiye'nin -son 400 yıl diyoruz, Cumhuriyet döneminde olan bitenleri de yaşıyoruz- en can yakıcı sorunlarının başında adalet gelmiyor mu? Hangi travmatik gelişmelerin sonucu olursa olsun, yakın zamanlarda ve bugün yargı sancısı içinde değil miyiz? Bu, toplumsal barışı derinden etkilemiyor mu? Belki bu travmaların onarımını da öngören bir ufuk açmak açısından diğer adalet bakanlarının da layihalar hazırlaması beklenir.
Çünkü yargıdaki sorun devlet-toplum ilişkilerinde derin yaralar açıyor.
Taha Akyol, Prof. Dr. Kemal Gözler'in “Hukuk nereye gidiyor?” başlıklı Türk Anayasa Hukuku sitesi'nde yayınlanan bir makalesini göndermiş.
“Olan biteni açıklamak bakımından hukuk bilimi çaresizlik içinde” diyor Kemal Gözler. “Olaya uygulanacak normun ne olduğu, bu normun olaya nasıl uygulanacağı konusunda hukuk profesörlerinin derin bilgilerinin normu uygulayacak hakimin hangi hukuk dışı faktörler altında çalıştığı bilgisi karşısında pek bir değeri bulunmuyor” diyor.
“Yorum” meselesi üzerine de şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Hiçbir yorum teorisi, hakimler üzerinde hakimlerin siyasal çevrelerden aldıkları sinyallerin yarattığı etkinin yarısı kadar bile bir etki yaratmıyor.”
Bu ifadeler adalet arayışında bir hukuk adamının çaresizlik duygularını yansıtıyor. Norm'un işlemediği yerde başka şeyler işliyor demektir. O zaman da normun anlamı kalmaz. Bir şekilde gücü yetenin hukuku geçerli olur.
Türkiye böyle zamanları çok yaşadı. Bu boyut bugün de gündemde ise, bugün de böyle bir sancı var demektir.
Sancı ne zaman sona erer dersiniz?















10.41 Allah tan sen kork ki bu kadar insan hapiste. Vicdan var sa tabi ki.
Yanıtla (0) (0)Allah aşkına bu ülkede dün adalet vardı da bugün yokluğundan şikayet ediliyor.Herkes için hukuk herkes için adalet ezilen sosyal sınıfların ve diğer sınıfların ortak paydası ama işin uygulamasına gelince hiçte öyle değil, güçlü kimse hukuk kuralları ona öre işleniyor yani kısacası zihniyeti değişmesi ve vicdanın devreye girmesiyle adaleti sağlama olanağı doğar yoksa şikayetler devam eder.AKP'nin yarattığı hukuk boşluğundan doğduğu aşikardır.
Yanıtla (0) (0)İşin acı tarafı, 80 yıldır herkes hem eğitimde, hem adalete, hem ekonomi de işlerin kötü gitiğini söyliyor! Ama her nedense göreve geldiklerinde görüşlerini değiştirip bildiklerini unutuyorlar. Akp de bu kötü gidişi dur demek için kuruldu, adını Adelet ve kalkınma koydu, yoksulluğu kaldıracaktı, adeleti sağliycaktı. YÖK kaldıracaktı, yökçü oldu. Yasakları kaldıracaktı yasakçı oldu. Bence bu saatten sonra devrimden başka hiç bir şeyin faydası olmaz
Yanıtla (0) (0)AKP İslamcı değil, tek ilkesi iktidarda kalmak olan, yüzde yüz pragmatist bir parti. Öyle olduğu için, dün şartlar onu gerektirdiği için en sıkı AB taraftarıydı, bugün böyle gerektiği için Batı'ya kafa tutma rolleri oynuyor. Dün muhafazakar demokratlık pozları keserken, bugün Cumhuriyet tarihinin gördüğü en devletçi, en nobran yönetimi sergiliyor. İslamcılar iktidarda değiller, hiç de olmadılar; suçları da iktidar suçu değil. Onların asıl suçları, kendi ilkelerini bile iktidara yakın olmak/kalmak için gözlerini kırpmadan senelerce çiğneyegelmi
Yanıtla (0) (0)kendi secimlerimiz kaderlerimizdir! hakim icin de mahkum icin de... imtihan var ve Allah herseyi hakkiyla goren, bilendir!
Yanıtla (0) (0)İnsan bir defa hayata geliyor ve onu birilerinin hatalı ideolojik kararıyla hapislerde geçiriyor, veya malını mülkünü kaybediyor. Allah böyle olanlara yardım etsin, ne dayanılmaz bir durum.
Yanıtla (0) (0)Bu gidişle sona ermez derim
Yanıtla (0) (0)17:09 ben her platformda tekrar bu yasanın gelmesini dile getirecem
Yanıtla (0) (0)Taha Akyol'u da Karar camiasında görmek istiyoruz.
Yanıtla (0) (0)Sayın yazar, sayın Çiçek yıllarca bugün sıkıntısı çekilen yargının dejenere edildiği hükümetlerde görev aldı! Özal "Anayasa bir defa delinmekle birşey olmaz" dediğinde, ya da Erdoğan "Bu Anayasa mahkemesini tanımıyorum, kararına da saygı duymuyorum" dediğinde ağzını açtı mı? O nasıl korkuyorsa hakimler de korkuyor! Ayrıca BEN CAHİLLERİ SEVERİM, OKUMUŞLARI GÖRÜNCE HAFAKANLAR BASIYOR diyen ademin YÖK üyesi yapıldığı bir ülkede yaşadığımızı unutmayınız! Yakında Uganda olacağız!
Yanıtla (0) (0)Bir avukat olarak kesinlikle katılıyorum.bize verilen ögretim sadece norm eğitimi ve hukuk mantigindan ziyade norm mantigi.normlarin kendi arasindaki isleyisini öğretiyorlar.oysa hukuk mantigi daha çok o normun dayandığı zihniyetle ilişkilidir.buna psikolojik faktörleri sosyolojiyi de eklerseniz bir hukuk profesorunun yazdigi makale hakimin akşam izlediği haber bulteni kadar bile etki birakmaz zira zihniyet ve normlarin dayandigi düşünce yapisina dair hiçbir şey ögretilmiyor.
Yanıtla (0) (0)taha akyol'a bile katlanamadılar ya helal olsun
Yanıtla (0) (0)10:09 o zaten eskiden öyleydi. ergenekon yargılamaları başlamadan hemen önce hakim ve savcıların ağır kusurlarından dolayı şahsi sorumlulukları yasa ile kaldırıldı.
Yanıtla (0) (0)iyi de o zaman ben siyasi rakiplerimi, kamuoyunu aleyhime etkileyenleri nasıl ekarte ederim.
Yanıtla (0) (0)Maalesef devletimiz bu şekilde bakmıyor olaylara. Şu an sempatizan seviyesiyle uğraşılıyor. Kurban veren, burs veren kanmış ve kandırılmış olanlar. ALLAH bu darbeyi yapanların belasını versin. Masum insanları şehit ettiler, binlerce gazimiz var. Arkasından darbeyle alakası olmayanların başına gelenler. ALLAH devlet büyüklerine merhamet versin. Bıraksınlar artık garib gurabanin peşini.
Yanıtla (0) (0)Sayın Hocam, doğrunun sesi olmaya çalışıyorsunuz. Bir çok mağduriyet var. Darbeden haberi olmayan, darbe sonrasında bunlarin gercek yüzünü görenlere neden terörist muamelesi yapılıyor? Sayın Cumhurbaşkanımız herşeyin farkındaymış ama bu insanlar geç farkına vardı. Darbe öncesi yapılanlar neden suç oluyor? Ibadet seviyesindekilere neden muamele. Cumhurbaşkanımızın elinde yetki var. Af çıkarsa mecliste kimse karşı çıkmaz. Bu sayede mağduriyetler giderilir. Güzel ülkemiz için bizim insanımız için.
Yanıtla (0) (0)Vallahi hocam Yusuf as hapse atan firavun zihniyetine dur demeden Fatih e suçlusun sen diyen ilahi adalet i hakim kılmadan bu iş düzelmez
Yanıtla (0) (0)Yazının sonundaki soruya soruyla cevap... "Bir ülkede 500.000 terörist olabilir mi? Ya da bir ülkenin yarısı hain olabilir mi?" Bu ve benzeri soruları muhataplarına sormaya başladığınızda teşhise ilk adım atılmış olur...
Yanıtla (0) (0)ADALETİ SİYASET YÖNLENDİRİYOR Bugünkü mağdur ve mazlumların davalarında suçlamaların büyük bir çoğunluğu "muş ile mış..." MÜSLÜMANLAR HRİSTİYAN AVRUPA'DAN ADALET DİLENİYOR. ÇÜNKÜ: “Olan biteni açıklamak bakımından hukuk bilimi çaresizlik içinde” diyor Kemal Gözler. “Olaya uygulanacak normun ne olduğu, bu normun olaya nasıl uygulanacağı konusunda hukuk profesörlerinin derin bilgilerinin normu uygulayacak hakimin hangi hukuk dışı faktörler altında çalıştığı bilgisi karşısında pek bir değeri bulunmuyor”
Yanıtla (0) (0)Türkiyenin bu felaketten çıkabilmesi için, Yargıçların baskıdan ya da eyyamcılıktan kurtulması ve ideolojik hesaplarını görmekten uzaklaşması ve hukukun tesisi için tüm partilerin bu 4 maddeyi ortak deklarasyonla birlikte Türkiye'ye ve Yargı camiasına derhal hatırlatması gerekir.. Aksi takdirde mağdurunu ve intikamcısını üreten bu girdaptan çıkış maalesef yok...
Yanıtla (0) (0)İslam felsefesinin yargıya yansıması diye özetlersek...
Yanıtla (0) (0)keşke öyle olsa
Yanıtla (0) (0)Dini, milli ya da evrensel hukukun en temel prensipleri ortak.. 1.İşlendiği dönemde suç olmayan bir fiil den dolayı kimse suçlanamaz.. 2.Kimse başkasının işlediği bir suçtan suçlanamaz.. suç bireyseldir. 3.Ceza davalarında şüpheden sanık yararlanır... 4.Düşünce ve sempati suç olamaz.. Bu evrensel kurala uyulsa Yargıda yaşanan problemlerin %95 i çözülür...
Yanıtla (0) (0)T.Akyol 'hukuk ekmektir' dedi kovuldu...
Yanıtla (0) (0)Beni bu yazarın makalelerine yorum yapmama kim engel oluyor?
Yanıtla (0) (0)Üzüldüğüm nokta muhafazakar sağın iktidarı döneminde hukukun siyasal etkisinin zirve yapacağını görmek oldu. Hsyk nın beş üyeden olustuğu dönemde.al gülüm ver gülüm sistemini kaldiracağı düşünülen anayasa değisikliğinin hukuku ne hale getirdiğini görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 kararını savunup anayasa mahkemesini tehdit edenler şimdi neredeler. Hukukla oynarsanız bumerang gibi dönüp sizi vurur.anlayana.
Yanıtla (0) (0)devlet çalışanı hata yapar, ceremesini muhatabı vatandaş çeker. vatandaş yargıya gitse çıkan cezayı kamuya ödetirler. ''rücu etmek'' fiile geçmeli.
Yanıtla (0) (0)Akp islamcı değil muhafazakar demokrat AB ve ABD ci.
Yanıtla (0) (0)''yargıdaki sorun devlet-toplum ilişkilerinde derin yaralar açıyor''. bir devletin en büyük düşmanı bu garabettir. dünyadaki en gaddar rejimlerde bile, eğer uygulamalar tüm topluma eşit mesafede ise sistem işliyor. en demokratik rejimlerde bile, eğer uygulama, farklı toplum kesimlerine değişik ölçülerde ise, vay o hallere...
Yanıtla (0) (0)Allah yardımcımız olsun da mubarek daha nasıl konuşamıyor kimse. Türkiye'de şu anki ortam hiçbir zaman olmadı daha ne istediniz de söyleyemediniz Allah'tan korkun
Yanıtla (0) (0)Masumları içeri atanlar kanun ve yasalara göre değil siyasi konjonktüre göre hareket ediyor. Yoksa kimse darbe öncesinde sendikaya üye olmaktan, bankaya para yatırmaktan dolayı içeri atılamazdı. Ama maalesef seslerini duyan yok. Çünkü onlar gazeteci değil, akademisyen değil, ünlü değil...
Yanıtla (0) (0)Suçlu,hep başkası veya soyut ( eğitim) bir şey olur. Devlet hakime savcıya yetki mı verdi. Sorumluluk da versin. Hakimin savcının hatasını devlet yada millet değil kararı alanlar çeksin Ak parti böyle bir düzenlemeyi Ergenekon davası zamanında yapacaktı, o zamanın cemaati şimdiki feto nasıl rahatsız olmuştu. Ak parti adaleti isteyemez, çünkü işine gelmez.
Yanıtla (0) (0)Cemil çiçek siyaset bilgesidir.
Yanıtla (0) (0)Ahmet abi Prof. Dr. Kemal Gözler ile ilgili bölümü kendisi yazdıysa 1. bölümü kendisi yazmadı yok 1. bölümü kendişsi yazdıysa Prof. Dr. Kemal Gözler ile ilgili bölümü kendisi yazmadı. Çünkü bir kişi her ikisinide inanmış olamaz, birbirinin tersi olan 2 şeyi insan nasıl inanır.
Yanıtla (0) (0)Hukukun bittiği yer demek istediniz galiba, yoksa söz olsa ne olur olmasa ne olur, yaraya merhem olmadıktan sonra.
Yanıtla (0) (0)keşke Karar ailesine Taha Akyol da katılsa..
Yanıtla (0) (0)Şu kavramları yerli yerinde kullansak... İktidarda islamcılar değil kendini muhafazakar-demokrat olarak tanımlayan bir hükümet var. Bir iki islam tandanslı söylem onları islamcı yapacağı anlamına gelmez.
Yanıtla (0) (0)Ya hocam bunca yıl idarede görev almış bir dirhem sorun çözememiş kişilerin söylemlerinin. Ne kıymeti var allah aşkına. Madem çok biliyorlardı eğitim sistemimiz neden bu halde? Tabiki ben bu insanların cahil olduğunu düşünmüyorum kendilerine verilen görevi hakkıyla yaptılar, yapıyorlar. Bunlar sadece bu milletin kendilerine verdiği görevi yapmadılar. Allah hesabını sorsun
Yanıtla (0) (0)Herkes biliyor ama kimse konuşamıyor. Allah yardımcısı olsun garib gurabanın...
Yanıtla (0) (0)Türkiye'deki bu sancının sona ereceği yok. Çünkü ÇİÇEK bey'in partisinin ilçe başkanı Avukatı Hakim olarak atanırsa bu sancının sona ereceği yok.
Yanıtla (0) (0)islamcılar islamcılık ile politikayı ülke yönetimini karıştırmayı bıraktıkları zaman
Yanıtla (0) (0)Türkiye böyle bir zamanı yaşamadı, benzer zamanlar yaşadı. Bu kadar büyük ölçekte, her şeyin zıvanadan çıktığı bir dönem olmamıştı.
Yanıtla (0) (0)Çiçek'in ya da bir başkasının raporuna gerek yok, meseleyi Sn. Gözler özetlemiş: ''Hiçbir yorum teorisi, hakimler üzerinde hakimlerin siyasal çevrelerden aldıkları sinyallerin yarattığı etkinin yarısı kadar bile bir etki yaratmıyor.”
Yanıtla (0) (0)Sayın Çiçek ne demiş oldu şimdi? Ben bunca kariyerime rağmen konuşmaya çekiniyorum ama yargıçlar korkmasın, hukuka uygun davransın mı? Ne denebilir ki, sözün bittiği yerdeyiz.
Yanıtla (0) (0)Bir araba dolusu görev yapmış, zibilyon tane siyasi görevde bulunmuş Çiçek nihayetinde ''hangi ortamda neyin ne kadar söylenebileceğini'' öğrenmiş ve şimdi de gereğini yapıyor. Yargımızın insan sorunu varmış diyor, Çiçek'in bile konuşamadığı bir ortamda nitelikli yargı mensubu olsa bile nasıl konuşacak, nasıl adaletli kararlar verecek?
Yanıtla (0) (0)