Ölümle sonuçlanan kuduz vakalarının arttığına işaret eden Prof. Dr. Alper Şener, “Şüpheli ısırık ya da başıboş hayvanla boğuşma anından hemen sonra ısırık bölgesi su ve sabunla yıkanmalı. Bu ilk müdahaleye rağmen kuduz virüsü hızlıca sinirleri tuttuğu, periferik sinirlere yapıştığı için bu hastalık vücuda geçebilir. Yarayı yıkadıktan sonra en yakın sağlık kurumuna başvurulmalı” uyarısında bulundu.
Ölümle sonuçlanan kuduz vakalarının son dönemde dikkati çektiğine işaret eden İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, kuduzun yüzde 100 ölümcül bir hastalık olduğuna dikkati çekti. Şener, Türkiye’de sahipsiz hayvan sorunu nedeniyle her yıl yaklaşık 200 bin kişiye ısırma sonucu koruyucu tedavi kapsamında kuduz aşı ve serumu uygulandığını belirterek, yaranın sabunla yıkanması ve aşı takvimine sıkı uyumun büyük önem taşıdığını söyledi.
Şener, kuduz virüsünün insana bulaştıktan sonra baş ağrısı, bulantı, kusma gibi belirtiler verdiğini kaydederek, “Daha sonra hızlı ilerleyen bir bilinç kaybı, bilinç bulanıklığı ve hızlı koma hali görülüyor. Şüpheli ısırık ya da başıboş hayvanla boğuşma anından hemen sonra ısırık bölgesi su ve sabunla yıkanmalı. Bu ilk müdahale ama buna rağmen kuduz virüsü hızlıca sinirleri tuttuğu, periferik sinirlere yapıştığı için bu müdahalelere rağmen hastalık vücuda geçebilir. Zaten bunu öngördüğümüz için ilk müdahaleden sonra mutlaka aşı ve serum uyguluyoruz” diye konuştu.
Bir hayvan tarafından ısırılan ya da tırmalanan kişilerin yarayı yıkadıktan hemen sonra en yakın sağlık kurumuna başvurması gerektiğini anlatan Şener, aksi takdirde 90 günlük kuluçka dönemi içinde virüsün vücuda yerleşerek yayılacağına işaret etti.
Prof. Dr. Şener, tedavi sürecinde ısırma vakasının yaşandığı gün ile 3, 7, 14 ve 28’inci günlerde toplam 4 doz aşı ile bir serumun uygulandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Mutlaka bu aşıları yaptırmak gerekiyor. Ölümcül seyreden kuduz vakalarında aşılama takviminin aksatıldığını görüyoruz. Bu aksama nedeniyle virüsün vücutta yayılması durdurulamıyor. Aşı ve serum almanız kuduzdan dört dörtlük korunacağınız anlamına gelmiyor. Altını çizmekte fayda var. Erken müdahale ve aşılama takviminin iyi takibi oldukça önemli ama bütün bunlara rağmen bazı kişilerde aşılamaya rağmen kuduz ölümcül seyredebiliyor.” Şener, şöyle devam etti: “Örneğin biz kişilere aşıları yapıyoruz ama vücut kitle endeksi 35’in üstünde olan, diyabeti olan, kanser hastası olan, şeker hastalığı olan kişilerde yeterince antikor yanıtı oluşturamıyoruz. Yeterince antikor yanıtı oluşmadığı zaman virüs kanda ve yara yerinde çoğalmayla birlikte beyin iltihabına sebep oluyor. Beyin iltihabı olduktan sonraki süreç ise yüzde 100 ölümcül oluyor.”
Kuduza karşı sahipsiz hayvan sorununun çözümünün önem taşıdığını vurgulayan Şener, sahipliler için de aşılama takviminin denetlenmesi gerektiğini kaydetti. Şener, son olarak şu bilgileri aktardı:
“Yeni düzenlemelerle hayvanlarda aşılama ve çip uygulaması zorunlu hale getirildi. Benim gözlemim çok iyi çalışmadığı yönünde çünkü sahipli hayvanların aşılama takvimlerini takip etme yetkisi ve sorumluluğu kimlerde çok net belli değil. Belediyelere çok büyük sorumluluk düşüyor. Birinci tedbir başıboş hayvan kavramının yeniden tanımlanması. Bu hayvanlar sahipsiz, dolayısıyla rehabilitasyonu, kısırlaştırılması, sahiplendirilmesinin belli kurallar çerçevesinde olması gerekiyor.”