Ramazan ayı Kur’an ayıdır

Ramazan ayı Kur’an ayıdır

Bakara Suresi’nde Ramazan ayını diğer aylardan ayıran ve ona özel bir kıymet kazandıran, Kur’an’ın o ayda indirilmiş olması hakikatine dikkat çekilmiştir. O halde, Ramazan ayını bir Kur’an ayı olarak düşünmek, Kur’an’ı yeni nazil olmuş gibi karşılamak, teslimiyet elini uzatıp yeniden biat etmek, ona karşı imanını tazelemek, vermek istediği ilahi mesajları gözden geçirmek gerekir.

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ- KARAR

Ramazan’a kutsiyet kazandıran Kur’an-ı Kerim’in bu ayda inmiş olmasıdır. “(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir” (Bakara, 2/185) mealindeki ayette, Ramazan ayını diğer aylardan ayıran ve ona özel bir kıymet kazandıran, Kur’an’ın o ayda indirilmiş olması hakikatine dikkat çekilmiştir. O halde, Ramazan ayını bir Kur’an ayı olarak düşünmek, Kur’an’ı yeni nazil olmuş gibi karşılamak, teslimiyet elini uzatıp yeniden biat etmek, ona karşı imanını tazelemek, vermek istediği ilahi mesajları daha bir dikkatle gözden geçirmek, söz konusu ayette işaret edildiği üzere, Kur’an’ın ihtiva ettiği şu mesajlarını yeniden okumak gerekir:

Kur’an insanlar için bir hidayet rehberidir: Öyleyse dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmak için, yeni nazil olmuş gibi Kur’an’ın rehberliğine yeniden müracaat etmekle ancak Ramazan ayının hakkını vermiş oluruz.

Kur’an hak ile batılı açıkça ortaya koyan bir kitaptır: Öyleyse, hak ve hakikati, batıl ve yanlışı ondan öğreneceğiz. Aynı zamanda hakkı hak olarak bilip, ona tâbi olacak, batılı da batıl olarak görüp ondan uzak durmaya çalışacağız.

Kur’an, hakkın da batılın da delillerini ortaya koymaktadır: Öyleyse, A’dan Z’ye Allah’ın kelamı olan Kur’an’daki her şeyin doğru olduğuna yeniden inanıp iman edeceğiz. Zira ihtiva ettiği mucizelerle Allah’ın kelamı olduğu onlarca yönden ispatlanmış olan Kur’an’da yanlışın bulunması hem din ve vicdan hem akıl ve mantık açısından imkânsızdır. Çünkü kâinatın ve kâinat organlarının harika nizam ve intizamıyla, belli gayeleri/amaçları olan hareketleriyle, birbirine yardım elini uzatmak için gösterdikleri uzlaşma, kucaklaşma ve dayanışmalarıyla sonsuz ilmine, hikmetine, kudretine şahitlik yaptığı Allah’ın sözlerinde hilaf-ı hakikat bulunmaz, bulunamaz. “Hiç şüphe yok ki o zikri/Kur’an’ı Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biziz”(Hicr, 15/9); “O hiç şüphesiz çok değerli bir kitaptır. Asılsız bir şey ona ne önünden ne arkasından yaklaşabilir. O, hikmet sahibi, övgüye lâyık olan Allah katından indirilmiştir” (Fussılet, 41/42), “Eğer Kur’an Allah’tan başkasına ait olsaydı, elbette içinde birçok tutarsızlıklar bulurlardı” (Nisa, 4/82) mealindeki ayet ve benzerlerinde Kur’an’da hiçbir hatanın bulunmadığına, bulunmasının imkânsız olduğuna -muarızlara meydan okunarak- vurgulanmıştır.

Ramazan ayı Kur’an’ın kendisinde indirildiği ayıdır: Öyleyse bu ayın özelliklerine uygun bir performans gerekir. En önemli özelliği ise Hz. Cebrail gibi bir melek ile Hz. Muhammed (s.a.v) gibi bir insan arasında diyalogun kurulmasıdır. Bu diyalogda melekle irtibata geçen Hz. Peygamber (s.a.v) de ruhaniyeti cismaniyetine galip gelmek suretiyle bir nevi melekleşemeye doğru yol alıyordu. Vahiy esnasındaki halleri de bunun açık göstergesidir. Meleklerin bir özelliği insanlar gibi yiyip içmemektir. Öyleyse, iman eden müminlerin de bu ayda hiç olmazsa gündüzleri –mazeretleri olmadığı sürece-yeme ve içmeyi terk etmeleri ve bir bakıma o ulvi ve ruhani meclise iştirak etmeleri önemli bir hadisedir. Bu sebepledir ki, Kur’an’da, Kur’an’ın Ramazan ayında indirildiğine vurgu yapıldıktan sonra, “Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin” şeklindeki ilahi fermana yer verilmiştir. Müminlerdeki iman şuuru -mazeretsiz olarak- bu şereften mahrum kalmayı, insanlık erdemlerine aykırı addeder, büyük bir zül sayar.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN