Oruç, gösterişten uzak saf bir ibadet

Oruç, gösterişten uzak saf bir ibadet

İbadetler içerisinde oruç kadar ihlas ruhuna bürünmüş, gösteriş balonlarından uzaklaşmış başka bir ibadet yoktur. Oruç meşakkatli bir ibadettir. İbadetin meşakkati nispetinde o ibadeti yapan kişinin imanı artar, Allah’a olan saygısı güçlenir, kulluk şuuru pekişir. Oruç hayatıyla bir nevi melekleşir.

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ- KARAR

Bilindiği üzere, insanların Allah katındaki değer ölçüsü takvadır/kulluktur/Allah’a karşı saygılı olmaktır. Kulluğun üç sacayağı vardır: İlim, amel ve ihlas. Amelsiz ilmin bir faydası olmadığı gibi, ilimsiz amelin de bir faydası yoktur. İhlassız/samimiyetsiz bir ilim ve amel ise ruhsuz beden gibidir. İhlas riyadan, gösterişten uzak, sırf Allah’ın rızasını gözeten bir kulluktur. “Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, oruç size de farz kılındı. Umulur ki takva mertebesine ulaşırsınız” (Bakara, 2/183) mealindeki ayette ifade edildiği üzere, oruç ibadeti eski ümmetlerde de gereken bir vecibe idi. Çünkü kulluğun samimi tezahürü ancak her konuda Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmekle olur. İlim öğrenmek de amel yapmak da bir kulluk nişanesidir. Ancak bu nişanelerin bedenlerine ihlas ruhunu üflediğimiz zaman arzu edilen bir kulluk ortaya çıkar. İbadetler içerisinde oruç kadar ihlas ruhuna bürünmüş, gösteriş balonlarından uzaklaşmış başka bir ibadet yoktur.

Oruç meşakkatli bir ibadettir. İbadetin meşakkati nispetinde o ibadeti yapan kişinin imanı artar, Allah’a olan saygısı güçlenir, kulluk şuuru pekişir. Oruç hayatıyla bir nevi melekleşir. “İşlerin en hayırlısı, en faziletlisi en zahmetli olanıdır” manasındaki nebevi düsturda ifade edildiği gibi, orucun bol sevabı, azıcık zahmetini hiçe indirir. Nitekim Peygamberimizin haber verdiği bir kutsi hadiste Rabbimiz tarafından bu gerçeğin altı şöyle çizilmiştir: “Oruçlu kimse benim için yemesini, içmesini, cinsî arzusunu terk eder. Oruç, yalnız benim içindir/doğrudan doğruya benim için yapılan bir ibadettir. Onun ecrini de doğrudan doğruya ben veririm. Hâlbuki diğer güzel amellerin hepsi on misli ile ödenir” (Buhari). Bu kutsi hadis ifadesinin manası şudur: Diğer amellerin hepsi genel olarak dışa yansıyan yönleri olduğu için riyakârlık ve gösterişin içine girmesi söz konusu olabilir. Oruç ise bu cihetle niyete dayanan kalbî bir ibadettir. Onun için oruç ibadetinin içine riya giremez. Çünkü orucun dışa yansıyan yönü yoktur. Kişi evde gizli olarak yemeğini yiyip dışarıda oruçlu gibi davranabilir. Bu sebeple, eğer bir kimse oruç tutuyorsa bunu sırf Allah için tutuyor demektir. Mademki oruç ibadeti, Allah’ın rızasını esas alan halis bir kulluk görevidir, öyleyse onun ücreti de özellik arz edecektir, diğer ibadetler için biçilen ‘bire on ve daha fazlası’ gibi bir ölçü burada uygulanmayacak, bilakis bütün ölçülerin dışında ve üstünde bir genişliğe sahip olacak ve adeta ilâhî bir sürpriz olarak ikram edilecektir.

Ey oruçtan hoşlanmayan nefsim ve orucunu tutmayan arkadaşım! İstemez misin, oruç ve Kur’an, yarın hesap günü sana şefaatçi olsun; onların şefaatiyle günahların affedilsin ve cennete giresin. Peygamberlerin dahi “nefsim, nefsim” Ya Rabbi beni kurtar, beni kurtar” dediği o müthiş günde oruç gibi saf altın ayarında bir ibadetin sana şefaatçi olmasını istemez misin?

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN