Koronavirüste ikinci dalgaya karşı ‘R’ yerine ‘K’ katsayısı

Koronavirüste ikinci dalgaya karşı ‘R’ yerine ‘K’ katsayısı

Güney Kore, Japonya gibi ülkelerdeki vaka artışları ikinci dalga endişesini büyüttü. Bilim insanları, normalleşme döneminde toplu yayılma hızının K katsayısı ile ölçülüp vakaların kontrol altına alınabileceğini söyledi.

Kovid-19 salgını nedeniyle alınan önlemlerin hafifletilmeye başlandığı bu dönemde, hükümetlerin en yakından takip ettiği göstergelerin başında virüsün yayılma hızı geliyor. Virüs bulaştırma katsayısı yani ‘R’, bir kişinin virüsü bulaştıracağı kişi sayısını gösteriyor. ‘R’ değeri hesaplanırken vaka sayısı ve can kaybı oranının yanı sıra kuluçka ve bulaşıcılık süresi, bulaşma yolu ve yöntemi gibi etkenler de hesaplamalara dahil ediliyor.Ancak bilim insanları koronavirüs nedeniyle düşen ‘R’ kat sayısının ardından ‘K’ değerinin ikinci bir korona dalgasıyla savaşmak için çok önemli hale geleceğine inanıyor.

SÜPER YAYICI ETKİNLİĞİ ÖLÇÜLECEK

‘K’ katsayısı, hastalığın yayılmasındaki değişimi ölçerek, toplantı, düğün, konferans ve spor salonu aktiviteleri gibi ‘süper yayıcı’ olayların kaç Kovid-19 vakasına neden olduğunu gösteriyor. Dünyanın pekçok ülkesinde sağlık vakanları şu anda normale dönüşü hızlandırmak için ‘R’ değerini azaltmaya odaklanmış durumda bulunuyor. ‘R’ katsayısı eğer 3 ise bu virüsün 10 kişiden 30 kişiye bulaşması anlamına geliyor. Kara merciileri ortalama 3 olan ‘R’ oranını birin altına düşürmek için çalışıyor 1’in üzerindeki bir ‘R’ değeri, Kovid-19 vakalarının kontrolsüz bir şekilde artığını gösteriyor. Türkiye dahil birçok ülkede normalleşme başladığından bilim insanları ‘K’ sayısının vakaları izlemek ve kontrol edebilmek için hayati bir önem taşıdığına inanıyor.

AŞI BULUNMADAN KALABALIKTAN KAÇININ

Danimarka’da Kopenhag ve Roskile üniversitelerinden araştırmacılar, bir aşı geliştirilinceye veya sürü bağışıklığı ortaya çıkana kadar toplu etkinliklerden kaçınmanın Kovid-19’un yayılmasını önlemenin en iyi yolu olduğunu açıkladı. Bilim insanları, çeşitli senaryolarda pandeminin yörüngesinin nasıl ilerleyeceğini görmek için bilgisayar simülasyonlarını kullandı. Çalışmada, ev hayatındaki kısıtlamaların, okula veya işe dönme dönmenin ve restoranların açılmasıyla virüsün yayılımında meydana gelen değişiklikler analiz edildi.

YAYICILARI DURDURMAK DAHA ETKİLİ

Araştırmacılar, hastalığın yayılmasını engellemenin anahtarının ‘süper yayıcı’ olayları durdurmak olduğunu tespit etti. Çalışmanın yazarları, simülasyonlarda ortaya çıkan en iyi stratejinin ‘diğer’ kategorideki temasları sınırlamak olduğunu, özellikle barlar, ulaşım araçları, restoranlar, partiler, konserler ve konferans salonları gibi yerlerde sosyal temasların sınırlandırılmasının, ‘ ev ‘ ve ‘okul/işyeri’ ortamındaki aynı miktarda iletişim olayını sınırlamaktan çok daha etkili olduğunu söyledi.

MASKE VE MESAFE YÜZDE 80 KORUYOR

Bilim insanları, maske kullanımı ile sosyal mesafe uygulamasının koronavirüs riskini yüzde 80 azalttığını kanıtladı. Kanada’nın McMaster Üniversitesi’nde bir grup bilim insanının yaptığı çalışma, Kovid-19’a karşı alınan tedbirlerden sosyal mesafe uygulaması ile maske kullanımının, koronavirüs bulaşma riskini yüzde 80 azalttığını ortaya koydu. The Lancet dergisinde yayımlanan çalışmada, yüksek riskli veya tıbbi ortamlarda SARS-CoV-2 ve ilgili koronavirüslere karşı yüz maskelerinin, fiziksel mesafelerin ve göz korumasının, özellikle koronavirüsün durdurulmasında oldukça etkili olduğu belirtildi. Çalışmada, enfekte bireye 1 metre uzakta duran kişiye virüs bulaşma ihtimalinin yüzde 12,8 olduğu, mesafenin 2 metre ve daha fazla olması halinde bu ihtimalin yüzde 2,6’ya düştüğü kaydedilirken, daha uzak durmanın daha güçlü etkisi olduğu ifade edildi. Çalışmada “Virüs bulaşma riski büyük ölçüde enfekte bireye olan mesafeye ve takılan yüz maskesi ile gözlerin nasıl korunduğuna bağlı ancak diğer hijyen kuralları da bir kenara bırakılmamalıdır” ifadesine yer verildi.

TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK ORANI ÇOK DÜŞÜK

Açıklama İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof Dr. Tufan Tükek’ten geldi. Twitter hesabından yaptığı açıklamada Tükek “Yeni nesil antikor testlerinin ilk sonuçlarına göre virüsle karşılaşmış, hastalığı semptomsuz geçirmiş, antikor testleri pozitif olmuş hasta oranı zannettiğimizden çok düşük” ifadelerini kullandı. Toplumsal bağışıklık için çok geride olunduğunu söyleyen Tükek, dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu. 28 Mayıs’ta antikor testlerinin İstanbul Tıp Fakültesi’nde yapılmaya başlandığı açıklanmıştı. Antikor testleri, aktif Kovid-19 enfeksiyonunu tespit edemiyor. Testler kan örneği yoluyla bağışıklık sistemindeki antikorlar olarak bilinen proteinleri kontrol ediyor. Ancak, uzmanlar, bağışıklığın ne kadar güçlü olduğu ve ne kadar süreceği konusunda emin değil.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN