Caz müziğin Türkiye’deki başarılı temsilcilerinden Başak Yavuz, ‘cazı herkese dinletmek’ misyonuna yeni albümü ‘A Little Red Bug’ ta da devam ediyor. Dünyanın pek çok ülkesinde konserler veren genç şarkıcı, “Hem Türkiye hem yurtdışında Türkçe sözlü şarkılarıma olan ilginin fazla olduğunu gözlemledim. Benim için enteresan deneyim” diyor.
[Karar]
IŞIL ÇALIŞKAN
Caz müziğin güçlü sesi Başak Yavuz, ikinci albümü ‘A Little Red Bug’ ile müzikseverlerle buluşuyor. Caz müziğin sıra dışı tarzını ilk albümü ‘Things’ ile bizlere tanıtan Yavuz, dinleyenleri baş döndüren şarkılarıyla büyülüyor. Renkli bir orkestrasyona sahip yeni albümde tüm şarkıların söz ve müziği Yavuz’a ait. ‘Bye Bye Blackbird’ isimli caz klasiği ise tek cover parça olarak albümü renklendiriyor. Türkiye dışında ABD, Kanada ve Avrupa’da da konser veren Yavuz, sorularımızı yanıtladı.
* Caz eğitiminizi New York’ta tamamlamışsınız. Neden?
New York’a eğitim almak için gittiğim yıl Türkiye’de caz eğitimi veren hiç bir kurum yoktu. Bu nedenle gitmiştim. Döndüğüm yıl ise Bahçeşehir Üniversitesi’nde, hocalarımın da dahil olduğu çok iyi bir eğitmen kadrosuyla bir caz programı başlattık.
EN BÜYÜK İLGİ NEW YORK’TA
* Türkiye’de caz müziğe verilen değer yeterli seviyede mi?
İnsan sayısı olarak bakıyorsak, dünyanın hiçbir yerinde caz müziğine çok değer verilmiyor. Belki New York’ta biraz daha fazla ilgi gösteriliyor.
* ‘A Little Red Bug’ albümünüzde cazı nasıl farklılaştırıyorsunuz?
Özellikle bu ikinci albümde stil odaklı düşünmeme kararı verdim. Tabii ki caz eğitimi aldığım için caz sound’u bu albüme çok hakim. Ancak birçok başka stilden de etkilendim. Manhattan School of Music’te caz bölümü öğrencisi olmakla beraber klasik kompozisyon, orkestrasyon ve Batı Afrika müzikleriyle ilgili dersler de almıştım. Benim için müzikte asıl öncelikli olan ifade; yaşama dair bir duygunun ifadesi, sevmek, kızmak, kafa karışıklığı gibi...
* Ülkeden ülkeye insanların müziğinize tepkileri ne doğrultuda?
Hem Türkiye hem yurtdışında Türkçe sözlü şarkılarıma olan ilginin, İngilizce sözlülere oranla daha fazla olduğunu gözlemlemek benim için enteresan bir deneyim oldu. İşte bu gerçekten çok güzel.
* Albüme ismini verdiğiniz ‘A Little Red Bug’ şarkınızdan bahsedelim. Nedir bu küçük kırmızı böceğin hikayesi?
Albüme ismini veren bu şarkıda herkesin ilgisini çekmeyi başarmış, çocuk yaştan beri başarılı olmak için elinden geleni yapmış, çok hırslı bir kadından bahsediyorum. Ama nakaratında şöyle diyorum: Sana başarılı olman öğretildi ama bunun ne anlama geldiğini bilmiyorsun. Bir çoğumuz için de durum böyle, halbuki kaçımız mutlu olabilmeyi başardık? Ben 27 yaşıma kadar bana öğretilen yolda ilerledim. 28 yaşımda ise her şeyi geride bırakıp mutlu olacağım yolu seçtim.
‘CAZI YALNIZCA ZENGİNLER DİNLEMİYOR’
* Caz müzik kitlesi neden belli bir kesime hitap ediyor, genele yayılamıyor?
Bir dinleyici anketi düzenlersek bununla ilgili farklı cevaplar olacaktır diye düşünüyorum. Benim tecrübelerime göre bunun sebebi oluşturulmuş önyargılar. Cazı yalnızca zenginlerin dinlediği ya da anlaşılması zor bir müzik olarak algılayanlar var. Bunun sebebi yine bu müziğin pazarlanmasında yapılan hatalar. Bu durumla ilgili nasıl davranmam gerektiğini daha önce düşündüm. Farklı çözümleri inceledim; takım elbiseyle caz çalmak, pop şarkılarını caz yapmak gibi farklı şekillerde müzisyen arkadaşlarımız daha çok dinleyiciye ulaşmaya, daha çok albüm satmaya çalıştılar. Yalnızca şunu hesap etmediler, dinleyicide farklı türlü beklentiler ve yanlış anlaşılmalar oluştu. Tüm bunlardan çıkardığım sonuç şu: Bir müzisyen olarak benim üzerime düşen, elimden gelenin en iyisini, samimiyetle yapmaktır.
